Ankara’da an itibariyle seçim stratejileri

Cumhur İttifakı cephesi AK Parti, MHP ve BBP olarak TBMM milletvekili seçimi için ayrı ayrı kendi "600 kişilik" listeleriyle seçmen karşısına çıkacaklar.

Özellikle AK Parti listelerinde yüzde 50’nin üzerinde bir değişiklik olacağı konuşuluyor.

Cumhurbaşkanı adayı hususunda MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, "Adayımız belli, kararımız net" mitinglerini uzun zamandır yapıyor.

Cumhur İttifakı cephesinde seçim startı çoktan verildi. Neredeyse tüm sistem net, her şey açık ve ortada!

Konuştuğum bütün ciddi araştırmacılar AK Parti’nin oylarının son altı ayın zirvesinde olduğunu söylüyor. İstatistikler birbirine yakın olduğu için bu çıkarımı doğru buluyorum.

2023 seçimleri Mayıs'ta da olabilir.

“DEJAVU MASASI"

“Flu alanlar, öngörülemeyen adımlar” Millet İttifakı cephesinin prestijini aşağı çekmiş durumda!

CHP-İYİ Parti “ortak" gibi davranmıyor.

Bununla birlikte CHP'de dramatik bir oy kaybı beklenmiyor; ancak İYİ Parti yükseliş trendini kaybetti.

Yükseliyor muydu? Evet, her ne kadar yüzde 15 bandını hiç görmemiş olsa da İYİ Parti’de bir yükselme ivmesi hâkimdi. "CHP-İYİ Parti" milletvekillerinin karşılıklı atışması İYİ Parti aleyhine oldu. "Merkez sağ" hayali suya düştü.

DEVA, Gelecek, Saadet, DP şu anda seçilecek yerden “milletvekili kontenjanı” istiyor. Kimden? CHP'den! Ancak istedikleri sayı çok yüksek! Bu iş çok karışık ve siyasi etik açısından sıkıntılı; daha sonra uzunca bahsederim.

“HDP KAPANIR MI?”

Avrupa'da siyaset yapan bir parti olsa ve Avrupa askerlerini öldüren bir terör örgütünü savunan bir parti olsa 40 defa kapatılırdı!

Peki, Ankara koridorlarında durum nedir?

HDP'nin kapanmasından ziyade bazı isimlere siyasi yasak gelmesi ve hazine yardımının belli ölçülerde kesilmesi bekleniyor. Bunu bir siyasi partinin görüşü olarak yazmıyorum. Siyaset uzmanları genelde bu görüşe sahip.

Neticede kararı verecek olan siyaset değil adalet; yani Anayasa Mahkemesi olacak!

AYM'nin kararının seçim öncesi çıkması biraz zor gibi; çünkü HDP'nin kendi savunmasını vermesi bile aylar sürdü! Ek süreler, görüşler, savunmalar derken bu iş 2023 sonuna kalabilir. Yine de söz AYM'de; ben sadece kulislerde konuşulanları aktarmakla mükellefim.

“KABİNEDE SON DURUM”

Artık hiç kimse "kabine değişikliği" demiyor. Ancak bu durum “bir bakanlık” değişimi olmayacağı anlamına gelmiyor. Türkiye'nin 99 yıllık tarihinin en sağlam hükümet kabinesi dört yılı aşkın süredir görev yapıyor.

Recep Tayyip Erdoğan’ın kurduğu “Cumhurbaşkanlığı Kabinesi" sanki şampiyonlar ligi gibi; fakat her ligde yorulan oyuncular bazen değiştirilir.

Seçime altı ay kala "mini revizyon" gelse bile çok sınırlı ve kamuoyunu olumsuz etkileyecek düzeyde olmaz. "Şu bakan değişir" diye ahkam kesecek de değilim.

“FAHRETTİN ALTUN ETKİSİ”

İngiltere’nin haber ajanslarından CHP'nin Genel Başkanı'na kadar birçokları Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanı Fahrettin Altun ismini zikrediyor.

Çünkü Fahrettin Altun sistematik ve sürdürülebilir bir iletişim stratejisi oluşturdu. Yunanistan şu anda böyle bir başkanlığın benzerini kuruyor. Yunan gazeteciler; “Biz de kurmalıyız” diyorlar.

Bu sistem çok sağlam ve çalışır vaziyette olduğu için İngiltere medyasının işine gelmiyor.

Haydi İngiltere rakibimiz falan, onu anladım da yahu Kemal Bey size ne oluyor?

"UNUTULAN SÖZLER"

Kemal Kılıçdaroğlu'nun "Geliyor gelmekte olan" sözü unutuldu. Çünkü "gelmekte olan" şey her neyse bir türlü gelemedi.

Ekrem İmamoğlu'nun "Her şey çok güzel olacak" sözü unutuldu. Yerel seçimlerin üzerinden nerdeyse dört yıl geçti ama İstanbul’da hiç kimse "Her şey çok güzel oldu" demiyor. Niye acaba? Doğrusu insan gerçekten hayret ediyor.

Mansur Yavaş'ın "Yavaş gardaşım yavaş" sözü unutuldu. Çünkü Mansur Bey’in Ankara'da “hızlı veya yavaş” diyeceğimiz bir icraatı yok! “58 km metro hattı yapacağım” diyordu. Temelini bile atmadı. Teknokentler masal oldu.