Havaların ısınmaya başlamasıyla birlikte vatandaşlar da denize daha sık girmeye başladı. Bu nedenle denizlerimizde hangi hayvanların yaşadığı da merak ediliyor.
5 YILDA İZMİR'E GELDİ
Küresel ısınma kaynaklı olarak deniz suyu sıcaklığının yükseldiği bölgelerimiz arasında yer alan Marmara'ya istilacı bir türle ilgili uyarı verildi. Söz konusu hayvan Kızıldeniz Suudi Arabistan üzerinden İskenderun'a geldikten sonra 5 yılda İzmir'e ulaşmıştı. Yeni hedefi Marmara olabilir.
İklim değişikliği, sulardaki ısınma gibi nedenlerde özellikle 2012'den sonra kısa sürede yayılan aslan balığı, İzmir kıyılarına kadar çıktı.
Karaburun'da toplu halde görülmeye başlanan aslan balığının yayılmasını uzmanlar da yakından izliyor.
Karaburun'da dalış merkezi işleten eğitmen Hamdullah Aras, bölgede yaklaşık 30 yıldır profesyonel dalış yaptığını, geçen yılın sonunda ilk kez aslan balığına rastladığını, diğer dalgıçların da karşılaştığı aslan balıklarının sayılarının hızla arttığını ifade etti.
SEFERİHİSAR KIYILARINDA DOLAŞIYOR
Bu balığın özellikle Seferihisar kıyılarında yoğunlaştığını ifade eden Aras, şöyle konuştu:
"Bizim dalış yaptığımız yerlerde görülüyor ama dokunmadığınız sürece olumsuz bir etkisi yok. Renkli bir görünüşü olması nedeniyle su altı fotoğrafçılarının ilgisini çekiyor. Bu balığı görmek için gelip dalış yapanlar vardı ancak son aylarda giderek yaygınlaşmasıyla böyle talep yok artık."
2014'TE İSKENDERUN'DA RAPORLANDI
Adnan Menderes Üniversitesi (ADÜ) Fen Edebiyat Fakültesi Biyoloji Bölümü Hidrobiyoloji Ana Bilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Murat Bilecenoğlu ise bu balığın Akdeniz'de ilk kez 1991 yılında raporlanmasına rağmen 2012'de Lübnan açıklarında görüldükten sonra hızla yayıldığını, 2014'te İskenderun Körfezi'nde raporlanan balığın, 2018-2019 yıllarında İzmir kıyılarına ulaştığını aktardı.
Aslan balığının tuzluluk, sıcaklık gibi faktörlere dayanma gücünün yüksek olduğunu, Akdeniz'in en istilacı türleri arasında yer aldığını ifade eden Bilecenoğlu, balığın Ege'deki ilerleyişini endişeyle takip ettiklerini kaydetti.
Bilecenoğlu, "Ortam, yeni istilacı türlerin gelmesine gebe, çünkü Süveyş Kanalı açık. Burası açık olduğu sürece etkileri kestirilemeyen farklı canlıların Akdeniz'e, oradan da Ege'ye gelmesi muhtemel." ifadelerini kullandı.
Aslan balığının Antalya ve Muğla'da bazı restoranların menülerinde yer aldığına, dikenleri ayıklandıktan sonra pişirilerek servis edildiğini aktaran Bilecenoğlu, bu türle, avcılık yoluyla mücadele edilmesi gerektiğini ifade etti.
Aslan balığını "çok obur" ve "fırsatçı" diye tanımlayan Bilecenoğlu, şunları kaydetti:
"Özellikle kıyısal balıkları çok ciddi miktarlarda tüketiyor. Aslan balığını tehlikeli yapan hem obur olması ve dikenlerinin zehirli olması ama diken dışında bir sıkıntı yok ve eti tüketiliyor. Son günlerde aslan balığının mide içeriğine yönelik çalışmalar var. Hangi balıklarla daha çok beslendiğini görebileceğiz. Bizim en büyük korkumuz ise kıyı balıklarını obur bir şekilde tüketiyor olması."