Dünyamızın hızla büyük bir felakete doğru sürüklendiği neredeyse herkes tarafından biliniyor. Ancak araştırmacılar, bu durumu bize daha iyi anlatabilmek amacıyla gerçekten de çok önemli araştırmalar gerçekleştiriyor. Son olarak Saint Louis Üniversitesi Su Erişimi, Teknoloji, Çevre ve Kaynaklar (SU) Enstitüsü müdür yardımcısı Elizabeth Hasenmueller liderliğinde gerçekleştirilen bir araştırmada dünya için ciddi bir tehlike olan keşif gerçekleştirildi.
1993 YILINDAN BU YANA KAPALI
Saint Louis yakınındaki bir geçit sistemi olan Cliff Mağarası , bir üniversite raporuna göre 1993'teki ölümcül ani selden bu yana güvenlik ve koruma nedenleriyle halka kapatıldı. Vice'a göre , sistemi keşfetmek için Hasenmueller ve meslektaşlarına Mayıs 2019 ve Nisan 2022'deki günlük geziler sırasında su ve çökelti örneklerini almaları için özel izinler verildi.
MAĞARAYA GİREREK NUMUNE ALDILAR
Girişten yaklaşık 590 feet uzağa ulaşıncaya kadar her 82 feet'te bir numune aldılar. Örnekledikleri her alanda, antropojenik (insan kaynaklı) mikroplastikler, yani 5 milimetreden (yaklaşık 0,2 inç) daha kısa küçük plastik parçacıklar keşfettiler.
NUMUNEDEN MİKROPLASTİKLER ÇIKTI
Ekip , ScienceDirect'te yayınlanan çalışmasında şöyle yazdı: "Tüm numunelerde çoğunlukla lif (%91) ve şeffaf (%59) olan antropojenik mikropartiküller bulduk." "Çökeltilerdeki miktarlar sudakilerin yaklaşık 100 katıydı. Bu bulgular, mağaradaki çökeltilerin antropojenik mikropartikül kirliliğini engellediğini göstermektedir. Mikroplastik konsantrasyonları tüm tortu numuneleri arasında benzerdi ancak ana girişteki yalnızca bir su numunesi mikroplastik içeriyordu.”
PEKİ BU NEDEN ENDİŞE VERİCİ?
Ekibin keşfi, bunun gibi pek çok yeraltı sisteminin, insanların yokluğunda bile muhtemelen insan kirliliğinden kirlenmiş olduğunu gösteriyor; kirlilik, bu sistemlerde yaşayan hassas ekosistemler ve yeraltı su kaynakları gibi insan su kaynakları için potansiyel riskler oluşturmaktadır.
Rahatsız edici olsa da, mikroplastiklerin çevreye taşması ve potansiyel olarak hem insanları hem de hayvanları tehlikeye atması nedeniyle sonuçlar şaşırtıcı değil . Mikroplastikler artık Kuzey Kutup havası kadar uzak yerlerde ve hatta insan kalplerinde bile bulunuyor.