Binali Yıldırım'dan Ekrem İmamoğlu ve Mansur Yavaş tepkisi: Saygısızlıktan öte bir şey değil

AK Parti Genel Başkan Vekili Binali Yıldırım, altılı masanın Ekrem İmamoğlu ve Mansur Yavaş'ı cumhurbaşkanı yardımcısı yapma vaadine yönelik "7 tane cumhurbaşkanı yardımcılığı şimdiden dağıtıldı ama 8. olmayacak anlamına gelmiyor. Anlamadığım bir şey var; bu memleketin seçtiği belediye başkanlarının halihazırda görevleri de var. O şehrin insanları bunları belediye başkanlığı yapsın diye seçti. Bu belediye başkanlarına oy verenlere saygısızlıktan öte bir şey değil" diyerek tepki gösterdi.

Binali Yıldırım'dan Ekrem İmamoğlu ve Mansur Yavaş tepkisi: Saygısızlıktan öte bir şey değil

AK Parti Genel Başkan Vekili Binali Yıldırım, AK Parti İzmir İl Başkanlığı tarafından gerçekleştirilen Gönül Sofrası adlı iftar yemeğine katıldı. 6 Şubat depreminde 50 binden fazla insanın hayatını kaybettiğini belirterek, yaşamını yitirenlere Allah’tan rahmet dileyen Yıldırım, “Bu depremin parasal maliyeti 2 trilyon lira. Bütçe giderlerimizin yarısından fazla. Bu şartlar altında vatandaşımız karar verecek. İki iddialı aday arasında karar verecek. Bu karar, Türkiye’nin yeni yüzyılının geleceğini belirleyen karar olacak. 6’lı, 7’li birbirine benzemeyen ekiple mi yola gidecek, yoksa 20 yılda dağ gibi sorunları dağ gibi hizmetlere dönüştürmüş, istikrarı ve güveni darbeye, vesayetlere, krizlere rağmen kararlı, istikrarlı bir lidere ve yönetime mi karar verecek? 7 tane cumhurbaşkanı yardımcılığı şimdiden dağıtıldı ama 8. olmayacak anlamına gelmiyor. Anlamadığım bir şey var; bu memleketin seçtiği belediye başkanlarının halihazırda görevleri de var. O şehrin insanları bunları belediye başkanlığı yapsın diye seçti. Bu görevi yerine getirmeden onlara yeni makam hazırlıyorsunuz. Bu ne biçim yönetim anlayışı? Bu belediye başkanlarına oy verenlere saygısızlıktan öte bir şey değil. Biz sistemi değiştirirken ‘Tek başkan yardımcısı niye yok?’ diye bizi topa tuttular. ‘Başkan yardımcılıkları olacakmış, hatta 3 de olur, 5 de olur, bin 500’e kadar olur‘ diye bizi acımasızca eleştirdiler. Şimdi herhalde ‘Allah razı olsun, iyi ki birden fazla başkan yardımcılığı koymuşlar. Yoksa 6’lı, 7’li masayı nasıl tatmin edecektik’ diyorlardır” diye konuştu.

“BÖLÜCÜLERLE, FETÖ’CÜLERLE BİRLİKTE YOL YÜRÜMEYECEĞİZ”
“Bunların yapmak istediği, üleşmekten başka bir şey değil” diyen Yıldırım, “Güven ve istikrarın olmadığı bir ülkede hiçbir şey olmaz. 20 yıldır bölücü terör örgütünü Türkiye gündeminden indirdik. 40 bin şehit verdiğimiz ülkede bu örgütü açıktan destekleyenlerle iş tutanlara, bu şehitlerin hakkını helal etmediğini düşünmüyorum. Getirecekleri; kandır, gözyaşıdır, bölünme kavgasıdır. Oy uğuruna, iktidar uğuna asla bölücülerle, FETÖ’cülerle birlikte yol yürümeyeceğiz. Bunları iyi tanımamız lazım. Kişilerle işim yok. Arka plana bakalım. Amerika hararetle neden Recep Tayyip Erdoğan’ın gitmesini istiyor? Emperyal güçler niye istiyor? Bu bölgede istikrarsızlaştıramadıkları tek ülke var, tek lider var. Bu seçim sıradan bir seçim değil” dedi.

“ÖNEMLİ PROJELERİMİZ ENGELLENDİ”
AK Parti Genel Başkan Vekili Binali Yıldırım, “Bugün bu salonda İzmir’in kalbi atıyor. 2011 yılında yine bu salonda milletvekili adayı olduğumda İzmir için 35 proje açıklamıştım. Geçen zaman içerisinde bu projelerin birçoğunun hayata geçtiğini, bir kısmının devam ettiğini görmekteyiz. Başlanılmayanlar da var; İzmir Körfezi geçişi gibi. Bunun başlamama nedenini hepiniz biliyorsunuz. İzmir bazı konularda çok hassas. Maalesef yaptığımız işleri de çok kolay başaramadık; sürekli yasal engellemelerle karşı karşıya kaldık. Aynı anda üç stadyumu başlattık. Karşıyaka’yı devam ettiremedik. Yasal engellerden dolayı kaldı ama bugün Göztepe Gürsel Aksel ve Alsancak Mustafa Denizli stadyumları gayet güzel oldu ve İzmir’e yakıştı. Karşıyaka’ya da engel olunmasaydı İzmir’imizin üç tane çok güzel stadyumu olacaktı. Balıkçı barınakları, yat limanları gibi önemli projelerimiz engellendi ne yazık ki ama birçoğunu hayata geçirdik. İzmir’de eğer çevreyolu olmasaydı şehir içi trafiğinin hali ne olurdu? Altınyol’da saatlerce bir santim bile ilerleyemezdik. İzmir Adnan Menderes Havalimanı’nın yeni terminalleri yapılmasa geçtiğimiz birkaç sene içerisinde 75 milyon yolcuya nasıl hizmet verecekti? Sabuncubeli Tüneli ile bugün İzmir ve Manisa’yı birleştirdik. Sabuncubeli artık ölüm yolu değil. İki tüp tüneli ile Manisa ve İzmir arasını 20 dakikaya indirdi. Konak Tüneli belki küçük ama çok büyük hizmet yapıyor. Açıldığı günden beri 8 yılda 100 milyon üzerinde araç geçişi olmuş” diye konuştu.

“HİZMETTE SİYASET OLMAZ”
İzmir’in her şeyin en güzeline layık olduğunu ve sıradan bir şehir olmadığını belirten Yıldırım, “Atatürk’ün iktisat kongresini topladığı tarihi bina, 1979’da CHP’li belediye başkanı tarafından yıkılmış. Şimdiki başkan tarafından otopark için çalışmalara başlamış. Binanın yerinde yeller esiyor. İzmir, Atatürk hassasiyeti en fazla olan ilimizdir. Bize bu vatanı emanet eden Gazi Mustafa Kemal Atatürk ve tüm silah arkadaşlarına Rabbimden rahmet diliyorum. ‘Bu tarihi bina, tarihten silinemez’ diyerek tescilli hale getirdik ve valiliğimizin önderliğinde kongre binasını yaptık. Şubat ayının 17’inde İzmir İktisat Kongresi’ni yapacaktık ki asrın felaketini yaşadık ama kongre binamız, o dönemdeki kongrenin yapıldığı yerde hizmet etmeye devam edecek. Rövanşist bir anlayışla asla iş yapmadık. Siyaseti hizmetin bir aracı olarak gördük. Hizmette siyaset olmaz. 20 yıldır Cumhurbaşkanımız ile beraber yılmadan yorulmadan ülkemize, milletimize hizmet etmeye devam ediyoruz. Rabbim imkan verirse son nefesimize kadar hizmet etmeye devam edeceğiz” şeklinde konuştu.

“YOL YENMEZ AMA YİYECEKLERİMİZİ SOFRAMIZA GETİRİR”
“Aranızda milletvekili adayı olarak bulunmuyorum. Bunun için istemek daha kolay” diyen Yıldırım, “İzmir’den istiyorum; güven ve istikrarın devamına var mısınız? Güven ve istikrar, iki sihirli kelime. Bunun ne demek olduğunu iş insanlarımız iyi bilir. 90’lı yılları yaşayanlar çok iyi bilir. 20 yıl içerisinde neler oldu neler bitti, bunları anlatamaya kalksam bugün yetmez, yarın da yetmez. Şunu bilmenizi istiyorum; eğer bu yollar olmasaydı, bu havalimanları olmasaydı, dünyanın en büyük havalimanı olmasaydı demiryolları yeniden devlet politikası haline gelmeseydi bugün Türkiye hiçbir şekilde 255 milyar dolar ihracata ulaşamazdı. Bazıları ‘Yollar yenir mi? diyor. Yenmez ama yiyeceklerimizi soframıza getirir. Yol olmasa hiçbir şey olmaz. Yol, köprü, tünel medeniyettir.” dedi. 

“BU BİR SİYASET DEĞİL, BİR HAKİKATİN İFADESİDİR”
Son 4-5 senedir büyük bir küresel felaketle karşı karşıya olunduğunu kaydeden Yıldırım, “Önce pandemi oldu. Pandemide üretim zinciri bozuldu. İnsanların birinci derece önemli konusu sağlık oldu. Dolayısıyla üretimler azaldı, tedarik zincirinde sorunlar ortaya çıktı. Bu bitmeden Ukrayna-Rusya Savaşı patlak verdi. Bunun da en yakın etkileneni yine ülkemiz oldu. Türkiye öyle bir coğrafyada ki; İbn-i Haldun’un dediği gibi coğrafya kaderdir. Bu coğrafya çok hareketli, çok dinamik. Sorunun olmadığı ülke yok. Ülkeler işgal ediyor. Bu tehditler altında bize düşen güçlü olmaktır. Başka hiçbir şansımız yok. Bu bir siyaset değil, bir hakikatin ifadesidir. Onun için savunma sanayine önem veriyoruz” dedi.