Bir ağaç kadar değerimiz yok mu?

Diyarbakır annelerinden bahsediyorum… Çocukları PKK terör örgütü tarafından dağa kaçırılan annelerden… Bir çoğumuzdan daha cesur annelerden… Elleri ayakları öpülesi annelerden…

Yuhalanan, azarlanan da CHP’li Özgür Özel ve Sezgin Tanrıkulu… Rahmetli Tahir Elçi'nin duruşmasına gelip, 'şu annelere de bir uğrayalım' diyen CHP'liler…

Bakın burada siyaset yok, herhangi bir yönlendirme yok… Anneler ve babalar içlerinden ne geldiyse öyle davrandılar, öyle konuştular…

Şimdi ben susayım, anneler, babalar CHP'lilere ne demiş ona bakalım…

Salih Gökçe:

Diyarbakır'da işleri varmış, 'Sizi de burada görüp gidelim' demişler. Onlara dedim ki 'Siz HDP ile iş birliği yapıyorsunuz. Gelip de bizim üzerimizden siyaset yapacağınıza çocuklarımızı HDP'den isteyin. HDP'den ayrılın.' HDP'den evladımı istediğim gibi CHP ve İYİ Parti'den de istiyorum. İki yıldır burada bekliyoruz, neden gelmediler? Neden Gezi Parkı'nda dolaştınız? Buradaki annelerin çocuklarının bir ağaç kadar değeri yok mu?

Mevlüde Üçdağ:

Onlara dedik ki çocuklarımızı HDP'den isteyin. Bizi hiç dinlemediler, Meclis'te anlatmadılar. CHP milletvekillerine tepkimiz 1,5 yıldır burada olmamıza rağmen annelerin feryadını duymazlıktan, görmezlikten gelmeleri ve HDP'ye bağlı oldukları içindi. Sen sözde Cumhuriyet Halk Partisisin, HDP ile ne işin var? HDP ile ilişkini kes. Bu çocuklarımızı isteyin.

Celil Begdaş:

18 aydır gelmiyor, buraya bizi kandırmaya gelmiş. Kendi kendilerini kandırdı. Bakmayın burada misafirdi, yoksa domates ile peşlerine verecektim. Ama biz kendimize yakıştırmadık, bizi kandırmaya çalışıyordu. Şimdiye kadar neredeydin? Herkes geldi, sen buraya gelmedin. Gelmesinler, biz buradayız, son evladımızı almadan gitmeyeceğiz. Bu çadır onları bitirecek. Geldi bizi kandırmaya ama biz kanmadık, kendi kendini kandırdı.