Kemal Kılıçdaroğlu'ndan staj mağdurları, EYT ve öğretmen atamaları açıklaması! “Şöyle bir projemiz var...”

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Uğur Dündar ile Haftanın Panoraması programında emeklilikte yaşa takılanlar (EYT), staj mağdurları ve öğretmen atamalarıyla ilgili açıklamalarda bulundu.

tv100'ün yeni yayın döneminin ses getiren transferi Uğur Dündar ile Haftanın Panoraması programının ilk konuğu Cumhuriyet Halk Partisi Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu oldu. CHP lideri duayen gazeteci Uğur Dündar'ın sorularını yanıtladı.

 
Siz emeklilikte yaşa takılanlar (EYT), onların haklarına kavuşması için çok büyük bir mücadele sergilediniz. Orada yine bir kesimin mağduriyeti devam ediyor. Bu da, mecburi staj dönemlerinin emeklilik süresinin sayılmamasından kaynaklanıyor. Onlar için bir girişiminiz olacak mı?

Şimdi gelecek olan kanun teklifinde bu yoksa bunun dahil edilmesi için staj süresinin de emekliliğe sayılması için bizim de bir önerimiz olacak. Umarım kabul ederler. Çünkü onların sayıları çok fazla değil. Ama sonuçta bir haksızlığı telafi etmek istiyorsanız bunun da giderilmesi lazım. Staj yapan bir kişi zaten çalışıyor demektir. Öğrenci demek değildir bu. Dolayısıyla onun hakkının teslim edilmesi lazım. Hatta şöyle bir projemiz var. Bütün organize sanayi bölgelerinde teknoloji liseleri kuracağız. Yani çağdaş köy enstütileri bunlar. Teknoloji liselerini 3'üncü sınıftan itibaren kendi alanında staj görecek fabrikalarda ve onların sosyal güvenlik primlerini devlet yatıracak daha o aşamadayken prim ödeme gün sayısı da başlamış olacak. Aslında bu staj başlangıç süreci de bunun benzeri.

Ben sosyal medya hesaplarından sizinle bir söyleşi yapacağımı paylaştıktan sonra ataması yapılamayan öğretmenlerden de çok büyük bir talep geldi. Çok büyük bir istek geldi. Adeta soru yağmuruna tutuldum. Onların dilekleri Cumhuriyetin 100'üncü yılında 100 bin öğretmenin atamasının yapılması. Bu konuda öğretmenlere bir söz verebiliyor musunuz?

"100 BİN ÖĞRETMEN ARTI 100 BİN ÖĞRETMEN ATAMAMIZ GERECEK"
Sayıştay'ın bir raporu var. Öğretmen açığı 138 bin olarak gösteriliyor. Sayıştay, Türkiye Büyük Millet Meclisi'nin adına denetim yapan bir kurum. 138 bin öğretmen açığı var. Biz ayrıca köy okullarını da açacağız. Dolayısıyla Cumhuriyetin 100'üncü yılında 100 bin öğretmen artı 100 bin öğretmen atamamız gerecek. Bu yapıldığı takdirde, öğrencilerle öğretmenleri, büyük ölçüde evlerine yakın bir mekanda buluşturmuş, okulda buluşturmuş olacağız. Yani kırsaldan anne baba kırsalı terkedip kente gelmeyecek yani çocuğum okusun diye. Oraya öğretmen getireceğiz. Kırsala sadece öğretmen değil. Kırsalın imamı olacak, öğretmeni olacak, ziraat mühendisi, veterineri olacak. Dolayısıyla toprak analizleri yapılacak. Hayvanların aşıları zamanında yapılacak. Hastalıklarıyla ilgilenecek. Bu tamamen sosyal bir politika zaten. Kırsalı ayakta tutmak lazım. Köyle boşalınca bizi kim besleyecek. Herşey dışarıdan geliyor. Bir şey daha söyleyeyim. Kırsalda çalışan, üreten kadınların ve gençlerin sosyal güvenlik primlerini de devlet ödeyecek. Dolayısıyla orada çalışacak, primleri de yatacak. Yeri zamanları gelince de emekli olacaklar. Bunları bu hakkı tanıyacağız. Çünkü kırsalların köylerin boşalmaması lazım. Üretim zincirinin devam etmesi lazım.

Yabancılara gayrimenkul satışının bir süre için askıya alınacağını söylediniz. Türkiye'nin döviz girdisine ihtiyacı var. Bu süreçte bir handikap olmaz mı bu?

Konut fiyatları çok artınca tabii, normalde Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlarının ev sahibi olma şansı kalkıyor ortadan. Bunun sağlıklı bir zemine oturtulması lazım. Daha sonra biz zaten orta gelirlerin ev sahibi olmaları için özel projeler yapacağız, geliştireceğiz. TOKİ, malum hatırlarsınız çok önceden kurulan bir kuruluştur. Döneminde çok başarılı hizmetlerde sundu. Fakat AK Parti hükümetleri döneminde daha çok lüks konutlar yaptı. Lüks konutlar yapılınca o lüks konutları sıradan bir vatandaşın alma şansı olmadı. Deprem konutları yapıldı. Onun hakkını teslim etmemiz lazım. Ama İstanbul gibi bir yerde kentsel dönüşüm gerçekleşemedi. Hala İstanbul, deprem açısından dünyanın en riskli bölgeleri arasındadır. İstanbul'da kentsel dönüşüme önem vermemiz lazım. İnsanları yerinden yurdundan etmeden onlara daha sağlıklı ve güvenli konutlar yaparak yerlerinde tutmak gerekiyor. Bu konularda da çalışmalarımız var.