CHP ZOOM Partisi ve hamburgerci protokolü

0:00/ 0:00

“Halk" ile buluşmayı bıraktılar, “Zoom videolarıyla” kendi aralarında buluşuyorlar!

Kemal Kılıçdaroğlu ve Ekrem İmamoğlu el ele vermişler, CHP'nin kurumsal yapısını yer ile yeksan ediyorlar. İmamoğlu'nun Kemal Bey'den farkı yok, hatta ondan daha iyidir denemez.

Bugünkü CHP ile 1923 CHP'si hukuken aynı gözükse de fiilen birbirinden farklı!

Bugünkü CHP; 9 Eylül 1923’te kurulan Mustafa Kemal'in partisi değil, 1938 sonrası İsmet İnönü’nün partisidir.

1923’te hepimiz CHP'li idik, başka parti yoktu.

Mustafa Kemal’den sonra CHP ismi “numune parti" olarak toplum uhdesinde kalmalıydı.

Mustafa Kemal'in koltuğunda “girdiği 12 seçimi de kaybeden” bir genel başkan olabilir mi?

Kılıçdaroğlu beraber imzalayıp, “namuslarına emanet” ettikleri, ancak Ümit Özdağ tarafından açıklanan protokolü kabul etti!

Dolayısıyla Ümit Özdağ “emanete” sahip çıkamamış mı oluyor?

Özdağ'ın bu “namusa emanet" sözüne bir cevap vermesi gerekir; kendisi böyle ağır itham altında kalmamalı.

Kemal Bey, eğer varsa lütfen "hamburgerci protokolü" ve "HDP protokolünü" de başkalarına bırakmadan direkt siz açıklayın efendim!

O ünlü hamburgerci mevzusunda neler yaşandı?

HDP ile sınır ötesi operasyonlar hususunda neler konuşuldu, neler imzalandı?

Bunları siz açıklamazsanız birisi çıkıp açıklayabilir.

Haydi Kemal Bey, söz sizde!

“KILIÇDAROĞLU KAZANSAYDI”

Zafer Partisi Genel Başkanı Ümit Özdağ muhtemelen İçişleri Bakanı olacak, MİT Başkanı da onun belirlediği kişi olacaktı.

Milli Savunma Bakanı, Pervin Buldan'ın belirlediği bir isim olacaktı.

Meral Akşener ülkeyi erken seçime götürmek isteyecek ancak iş işten geçmiş olacaktı.

Kendilerine bakanlık ve cumhurbaşkanı yardımcılığı verilen diğer partiler Kemal Bey'in açıklarına bahaneler bulup onu savunmak ve statükolarını korumak için sıraya geçeceklerdi.

Dedem sağ olsun!

Daha neler neler...!

Ülkemiz ipin ucundan dönmüş, verilmiş sadakamız varmış!

“CHP'DE DEĞİŞİM YOK, YENİLENME OLACAK”

“Gökyüzünün altında yeni bir şey yok" diyordu şair...

CHP Genel Merkezi'nde de “yeni bir şey” yok! “Kavga” eğer yeni bir şey ise tamam, o var!

Girdikleri her seçimde yenilenler şimdi “Yenileneceğiz” diyor!

“Yenilenme” diye diye yerel seçimde de kaybedecekler, farkında değiller!

Ekonomi hep böyle “acil önlemler” şeklinde gitmeyecek.

Pandemi dünyanın sistemini bozdu.

Rusya-Ukrayna Savaşı dünyanın sistemini bozdu.

Türkiye’de beş ay evvelki büyük depremler ülkemizin onarılmaya çalışılan sistemini ekstra olarak bozdu.

Depremzedelerimiz yanlış anlamasın, onlara diyecek tek sözüm yaralarının bir an önce sarılması için üzerimize düşeni yapmaktır.

2024 Ocak’tan itibaren yeni iyileştirmeler daha hissedilir olacak.

Vatandaş için zamlar can yakıcı, ancak “dönülemez" noktada değil!

Muhalefet ise ekonomiden çok uzak kaldı, inandırıcılığını yitirdi.

Ekonomi, iyileştirmeler yahut zamlar üzerine sus pus olmuş bir muhalefet var.

Muhalefet açısından bakılınca sandıkta daha çok AK Parti ve MHP'nin oy kaybedeceği düşünülse de asıl oy kaybını “dağınık muhalefet” yaşayabilir.

Mart’a giderken 2024 Ocak'ı bekleyin...!

SON SÖZ: Gençliğe en çok televizyon dizileri zarar veriyor. Hele de hükümeti destekliyor görünen bazı kanallarda etik dışı diziler yayınlanıyor. Bu diziler baştan aşağı gözden geçirilmelidir. Hükümete güvenen birçok insan bu kanalları da güvenilir zannediyor. Bu konuya ileride daha geniş yer vereceğim.