Dünya üzerinde hayvan yetişticilerinin işlerini bırakması, et üretiminin küresel anlamda verdiği çevresel zararlar ve insanların yavaş yavaş vegan ve veteteryan olmaya başlamasıyla birlikte tarım ürünlerine yönelmelerine sebep oldu. İnsanlar git gide et ve et ürünlerinden uzaklaşırken tarım sistemlerine düşen görevin artacağı düşünülüyor. Durum böyle olunca tarım çiftçilerinin de çok daha hazırlıklı olmaları gerekiyor.
TARIM SEKTÖRÜ MÜCADELE EDİYOR
Ancak tarım işiyle uğraşan çiftçiler de, genç çiftçilerin olmamasından muzdarip. Yaşlanan çiftçiler, yerlerini alacak yeni çiftçiler arıyor. Yaşlı çiftçilerin sayısı artarken gençlerin sayısı azalıyor. Ancak dünyanın yöneldiği yolda genç çiftçilerin sektörü kalkındırmaya başlaması, teknolojinin yardımıyla birlikte tarım sektörünü dünyanın her yerinde çok daha fazla sahiplenmesi gerekiyor.
GENÇLERİN SAYISI AZALIYOR
Sahra Altı Afrika'dan Asya, Latin Amerika ve Karayipler'e kadar kırsal kesimde yaşayan yaşlıların sayısı artarken gençlerin sayısı azalıyor. Aynı zamanda, çiftlikler büyüyor ve küçük çiftlik operasyonları daralıyor. Çiftliğini büyütmek isteyen çiftçiler, uzun vadeli borçlanarak ayakta kalmaya çalışıyor. Bazı çiftlikler de ayakta kalamayarak ne yazık ki kapanmaya yüz tutuyor.
PEK ÇOK ÇİFTLİK KAYBEDİLDİ
Sonuç olarak, Avrupa Birliği 2005'ten 2020'ye kadar çiftliklerinin üçte birinden fazlasını ve besi hayvanı çiftliklerinin yüzde 40'ını kaybetti. Devlet tarafından yaşanılan bu tarz kayıp konularında gerekli destek sağlanmalı. Hayvan refahı ihlalleri, kötü çalışma koşulları ve endüstriyel hayvancılık çiftçiliğinin doğasında olan hastalıklar tüm bu sorunlara karşı çiftçiler bilgilendirilmeli ve gerekli önlemler alınmalı.
İKNA EDİCİ KANITLAR
Bununla birlikte endüstriyel et üretiminin çevresel zararına dair ikna edici kanıtlar mevcut. Tarım, tüm sera gazı emisyonlarının yaklaşık üçte birini oluştururken, tek başına hayvancılık (özellikle sığır) yaklaşık yüzde 15'e katkıda bulunuyor.
BİYOLOJİK ÇEŞİTLİLİK KAYBININ ANA NEDENİ
Ayrıca, hayvancılık ormansızlaşmanın ve biyolojik çeşitlilik kaybının ana nedenidir. Ormanlar, yalnızca hayvanları otlatmak için değil, aynı zamanda bu hayvanları beslemek için gereken ek ürünler için de arazi açmak için yerle bir ediliyor. Sığır eti üretimi, küresel olarak tüketilen toplam kalorinin yüzde 2'sinden azına katkıda bulunsa da, tarım için kullanılan arazinin yaklaşık yüzde 60'ını kaplıyor.
DAHA SIKI BİR DÜZENLEME OLMALI
İspanya'da fabrika-çiftlik kirliliği o kadar yaygın hale geldi ki, domuz gübresi ülkedeki tüm yer altı ve yüzey sularının yaklaşık dörtte birini kirlettiği ortaya çıktı. Bulaşıcı hastalıkların endüstriyel hayvancılık yoluyla hayvanlardan insanlara yayılma (zoonoz) riskinin artması göz önüne alındığında, daha sıkı düzenleme için itici güç daha da artacaktır.
KAÇINILMAZ DEĞİŞİKLİKLERE HAZIR OLUNMALI
Hayvancılık ve tarım geleneksel olarak çoğu emisyon azaltma planının dışında tutulurken, Danimarka, Hollanda ve Yeni Zelanda'daki politikacılar, şimdiden bu açığı kapatmak için çalışıyor ve diğer birçok ülke de yakında aynı şeyi yapacak. Şimdi soru, hayvancılık endüstrisine yönelik düzenlemelerin artırılıp artırılmayacağı değil, bunun nasıl bir şekil ve biçim alacağıdır. Hem çiftçiler hem de şirketler, artık kaçınılmaz olan değişikliklere uyum sağlamaya hazır olmalıdır.
SON YILLARDA HAYVANSAL TÜKETİM AZALDI
Son olarak, tüketiciler de et ve süt ürünlerinden uzaklaşıyor. Son on yılda, ortalama bir kişinin et tüketimi Birleşik Krallık'ta neredeyse yüzde 17 ve Almanya'da yüzde 11 azaldı. Son zamanlardaki yavaşlamaya rağmen, geleneksel et ürünlerinin olumsuz çevresel ve hayvan refahı etkilerinin yalnızca küçük bir kısmını üreten bir gıda kaynağı olan alternatif proteinlerin alımında hala bir artış var.
TÜKETİCİLER TARAFINDAN ARTACAK
Bitki bazlı et ve süt satışları, AB'de ve aynı zamanda Tayland ve Güney Afrika gibi ülkelerde zaten genel olarak artış gösteriyor. Bu ürünler etle tat ve fiyat eşitliğine ulaştığında tüketiciler tarafından alımları gerçekten çok hızlı bir şekilde artacaktır. Bitki bazlı ürünler arttığında endüstriyel et üretimi azalacak ve atmosfere salınan sera gazı miktarı da azalmş olacaktır.
ÖNEMLİ REFAH ETKİLERİ OLMASI MUHTEMEL
Kamu politikasının da oynayacağı bir rol vardır. Hayvancılık, sektörün düşük marjları ve yüksek borç seviyeleri nedeniyle birçok ülkede büyük ölçüde sübvanse edilme eğilimindedir. Satışlar düştükçe, azalan gelirin, endüstriyel et üretim sistemlerine bağlı çiftçiler ve diğer işçiler için önemli refah etkileri olması muhtemeldir.