Gözü Ziraat’e mi diktiniz?

İçi boşaltılan, kimsenin aklına gelmeyecek yöntemlerle milletin birikimlerini çalan ve sonra da batan bankaları hatırladım. Bu yüzden ihtimal dahi vermedim. Bunlar daha çok özel bankalardı. O dönem kamu bankaları da özellikle görev zararları ile gündemdeydi. Bu bankalardan verilen ve geri dönmeyen krediler ‘görev zararı’ olarak gösteriliyordu. Bu öyle şişkin bir kalem halini almıştı ki, kamu bankaları çamura saplanmış vaziyetteydi. Hatta şunu söyleyebilirim; yılların Emlak Bankası bu yüzden kapatılmıştı.

İşte, “Ziraat Bankası, Simit Sarayı’nı alacak” haberini okuduğumda tüylerim ürperdi. Bu bilgide bir hata olmalıydı. Çiftçinin bankası böyle bir girişime imza atmamalıydı. Allah’tan böyle olmadığı çok kısa bir sürede anlaşıldı. Cumhurbaşkanı Erdoğan, bunu kesinlikle tasvip etmeyeceğini söylerken, bunun gerekçesi olarak da geçmişte yaşanan ‘görev zararı’ skandallarını örnek gösterdi. Erdoğan açıklamasında, Ziraat Bankası’nın da böyle bir düşüncede olmadığını söyleyerek yüreklere su serpti.

Söylediğim gibi Ziraat Bankası böyle bir girişime imza atmamalıydı, atmazdı da. Çünkü bankanın gerek genel müdürü gerekse yönetimindeki isimler, geçmiş tecrübeleri unutamazdı. Ve öyle de oldu.

Şimdi de Ziraat Bankası’nın adı, Dünya Göz Hastanesi ile birlikte anılmaya başladı. Bugün yine söylüyorum; bu da boşa çıkacak bir iddia. Medyaya verdiği reklamların bedelini dahi ödeyemeyecek  duruma gelen bir şirketi, ülkenin bir kamu bankası niye satın alsın? Niye kurtarmaya çalışsın? Yıllarca burnunuzdan kıl aldırmamışsın, zora düşünce devlet beni kurtarsın, yok öyle yağma!

Gidin uluslararası fonlarla görüşün… Gidin özel bankaların kapısını çalın… Ülkenin çiftçisinin bankasına göz dikmeyin!

*************************************************************

Damatlar yatsın mı?

Neymiş, biri Hazine’nin başındaymış, diğeri SİHA, İHA üretiyormuş, böyle olur muymuş? Ne yapsınlar, yan gelip yatsınlar mı? Ne yapmış Selçuk Bayraktar? Türkiye’nin milli savunma sanayi için didinip durmuş. Bugün özellikle terörle mücadeledeki başarıda öncü olmuş. Hatta o kadar ileri gitmiş ki, SİHA ve İHA ihraç eder duruma gelmişiz. Ülkemizin savunma sanayindeki dışa bağımlılığının önüne geçmiş.

Niye bundan rahatsız oluyorsun anlamakta güçlük çekiyorum. CHP’li Özgür Özel’den bahsediyorum. Takdir ve tebrik etmen gerekirken, seni kim böyle konuşturuyor? Başkası olsa mübah, damat yapınca günah mı oluyor? Bu da yetmiyor, öyle saçmalıyor ki, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın eşi Emine Erdoğan’ı kastederek, “Çevre işlerini onun tekeline bıraktınız” diyor.

Vay be! Ne kötü bir iş yapıyormuş Emine Erdoğan! Ülkeyi karış karış gezip, toplantılar düzenleyip çevre duyarlılığını artırmaya çalışıyormuş!

Ne yapmasını isterdiniz? Örneğin her gün kendisine yakın isimleri toplayıp beş çayları düzenlemesi sizi kurtarır mı?