Hem AK Parti hem de CHP hazırlıksız yakalandıkları başörtüsü düzenlemesi için alelacele hazırlığa koyuldular; nafile çaba…

Kemal Bey’in, 'başörtüsünü yasal güvenceye alalım' teklifini Cumhurbaşkanı 'öyle olmaz gel anayasaya ekleyelim' deyince…

Kollar sıvanır gibi oldu.

Hem AK Parti hem de CHP hazırlıksız yakalandıkları bu düzenleme için alelacele hazırlığa koyuldular; nafile çaba…

***

Nafile çaba…

***

Ama izin verirseniz… Değişikliği şimdilik koyalım bir tarafa…

Ben biraz daha derine dalayım.

Yeni bir anayasa mümkün mü?

Yani sıfırdan bir anayasa yapabilir miyiz?

***

Bence mümkün değil…

Yeni anayasa için kurucu irade gerekir.

Meral Akşener’de birkaç kez söyledi.

Kurucu meclis olmadan yeni anayasa yapılamaz dedi.

Ama bazı heyecanlı arkadaşlar hemen 'illa darbe anayasası mı olacak’ diye atladılar sözün üzerine.

Ama Akşener haklıydı.

Neden mi?

***

Dünyaya bir bakalım… Anayasalarını nasıl yazıyor?

***

Almanya…

İkinci Dünya Savaşı onların yenilmesiyle bitti.

1945…!

Dört yıl sonra 1949’da yeni Alman anayasası yazıldı.

Almanya halen bu anayasaya bağlıdır.

Hatta 1990’da iki Almanya birleşti. Ama yeni anayasa yazmayı kimse teklif etmedi. Mevcut anayasayı kullandılar.

***

ABD…

Sekiz yıl süren kanlı bağımsızlık savaşı 1873’te sona erdi.

İngilizlere karşı bağımsızlığını kazandılar.

Dört yıl sonra 1787’de anayasası yazıldı.

Halen ABD’de yürürlükte olan anayasa budur.

***

İspanya...

Kırk yıla varan Franco diktatörlüğü sona erdikten sonra yeni anayasalarını yapabildiler.

Franco 1975’te öldü. Bir yıl sonra anayasa yapıldı.

Halen o anayasa yürürlüktedir.

***

Fransa…

1958’de Cezayir sorunu giderek büyüdü ve Fransa’ya sıçradı. Fransız paraşüt birlikleri Cezayir’de yaşanan bunalımı gerekçe göstererek Korsika üzerinden Paris’e inme tehdidini savurdular. Şartları, De Göl’ün yeniden işbaşına gelmesiydi. Bir nevi darbe tehdidinde bulunuyorlardı. De Göl çağrılara kulak tıkamadı, yıllar önce bıraktığı koltuğu devraldı.

Eski bir asker olarak ilk iş Beşinci Fransa Cumhuriyet Anayasası'nı kaleme aldı.

Fransa halen o darbe anayasasını kullanıyor.

***

Portekiz…

1974’te Devlet Başkanı Tomas’a karşı “Karanfil Devrimi” yapıldı. Sol darbede kan akmadığı ve halk tarafından Lizbon çiçek pazarındaki karanfiller tankların namlusuna sokulduğu için adı ‘karanfil devrimi’ oldu.

1976’da Portekiz anayasası yazıldı.

Avrupa Birliği’ne girdiklerinde de anayasalarını değiştirmediler.

***

Dünyadaki örneklere bakarsak…

Yeni anayasalar ya büyük bir savaş ertesi ya da darbe sonrası yazılmış.

***

Peki ya biz?

Biz de aynısı…

Biri savaş, ikisi de darbe ertesi anayasa yapıldı.

***

Peki katılımcı ve sivil bir anayasa mümkün değil mi?

Mümkün…

Dünyada çok az da olsa örnekleri var.

Ama bu ülkeler dünyanın en rahat coğrafyaları.

Gelir seviyesi tavan…

Etnik ve dinsel bölünme tehdidi yok...

Nüfus az…

***

Biz de…

Uzlaşı ile sıfırdan bir anayasa yazmaya kalkın. Daha giriş (dibace) bölümünde kavga çıkar…

Kimi şoven milliyetçi bulur, kimi faşist der… Kimi Türk milleti lafına itiraz eder.

Dibaceyi geçemeyiz biz.

(Merak eden yürürlükteki anayasamızın dibace bölümünü okusun…Anayasanın ruhu orada saklıdır)

***

Anayasa hem bir ortak metin hem de bir egemenlik ilanıdır.

Bu da kurucu bir irade gerektirir.

O yüzden… Başka çaremiz yok…

Mevcut anayasamızı tadil ede ede yolumuza devam edeceğiz.

***

Peki gelelim baştaki soruya…

Kılık kıyafet değişikliği anayasaya eklenebilir mi?

***

Bu yazı için masaya oturmadan önce…

‘İçeriden’ iyi haber alan Hande Fırat’ın yazısını okudum.

Baktım ki AK Parti cenahı bu düzenleme için nazlı hareket ediyor. Pek iştahlı değiller…

Ayrıca epeyde dikkatliler…

Derken masama oturdum…Kulağım TV de… Bahçeli’nin grup konuşması başladı.

Devlet Bey, ‘Bitmiş bir meseledir’ deyip kestirip attı.

Sonra…

Kılıçdaroğlu’nun New York'tan çektiği video düştü önüme…

Son cümlesi şöyleydi.

“Bu konu kapanmıştır.”