İslam Memiş: Seçim sürecinde yeni ekonomik dönüşüm…

Seçimlerin yaklaşmasıyla beraber hükümetten her hafta yeni bir destek, teşvik ve yatırım haberleri gelmeye devam ediyor.

Seçimlere kadar daha sık teşvik ve destek açıklamaları beklenmekte.
Bu süreçte yeni normallere de hazırlıklı olmak gerekli.

Yeni normallerin;
1.’si teşvik ve destekler.
Toplumun en çok önem verdiği konu ise EYT.
EYT’’nin çözümünü Aralık’ta açıklayacaklar.
Pirim gününü ve yılını tamamlayanlara, yaş şartı getirmezlerse çok büyük sürpriz olur!
Bununla alaka konuşulan her şey Aralık’tan önce belirsiz olur.

2.’si tek haneli faiz.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Çarşamba akşamı katıldığı bir televizyon programında “Faizler daha da düşecek, hedef tek haneli bir faiz” dedi.
Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası’nın (TCMB) son faiz indirimi zaten işaretini vermişti.
Tek haneli politika faizinden sonra özel bankaların kredi oranını nerede tutacağı, paraya ulaşımı kolaylaştırıp kolaylaştırmayacağı da önemli olacaktır.

3.’sü yüksek kur.
Doların uluslararası piyasalardaki değeri arttıkça dövize bağımlı ülkelerde de kur yüksek kalmaya devam edecek gibi görünüyor.
Dolar/TL kurunda 20 liranın üzeri, 2023’ün normali olarak karşımızda olabilir.
1 trilyon 370 milyar TL’ye ulaşan Kur Korumalı Mevduat (KKM) hesaplarının ülke ekonomisine maliyeti ciddi yük olmaya devam ediyor.
Bugünkü koşullar değişmez, risk yüksek kalır ve KKM’ nin devam etmesi durumunda işler daha da karmaşık hale gelebilir.
Seçim sonrası için risklerin yüksek kalmaya devam etmesinin planlanması gerek.

4.’sü hayat pahalılığı.
Dünya ülkeleri her ne kadar enflasyon ile mücadelesini faiz artırarak sürdürse de, enflasyon ile mücadele kolay olmayacak.
Belki rakamlar gerileyebilir ama hayat pahalılığı yüksek kalır.
Alım gücünün artmaması, çarşı pazara yansımaması rahamları önemsizleştirir.
Yüzde 80’lik enflasyon ile mücadele eden Türkiye, dünyada eşi benzeri görülmemiş bir politika uyguluyor.
İşin sonunda başarılı olursa tarihe geçer, başarısız olursa devalüasyon kaçınılmaz olur!

5.’si kitlesel göç.
Kimi savaşlardan, kimi doğal felaketlerden, kimi ekonomik krizden, kimi de yatırımlar için ülkelerinden göç ediyor.
Çok büyük bir kitlesel göç yaşanmaya devam ediyor.
Bu göçler için hükümetlerin bir planı var mı, yok mu belli değil.
Gelişmiş ülkeler, zengin ve eğitimlileri seçiyor ve ülkelerine kabul ediyorlar.
Diğerleri ise malum.
Türkiye gibi ülkelere yolluyorlar.
2022’nin en çok tartışılan konusu olan “göçmen krizi” 2023’ün normali olur.

Eylül ayında piyasalarsa yaşanan kargaşa belirsizliği daha da artırdı.
Her ülke farklı politikalar uygulayarak bu krizden çıkmak için mücadele ediyor.
Faiz artırmakta geç kalanlar, önden yüklemeli faiz artıranlar ve faiz indirimi yapanlar.
Orta grup tehlikesi her geçen gün artıyor.
Bu da politikacılar için büyük risk.
Alınan kararların sonucu ya kahramanlıkla ya da devalüasyon ile sonuçlanabilir.
Ondan sebep önümüzdeki 6 ay oldukça kritik!