Diyabet, kalp hastalığı, tiroid hastalığı olanlar dikkat! Uzmanlardan oruç uyarısı geldi!

Ramazan ayı yaklaşırken bu ayı oruç ve ibadetle geçirmek isteyen kronik hastalığı olan pek çok vatandaş için uzmanlardan uyarı geldi. Özellikle Diyabet (şeker), kalp hastalığı, tiroid hastalığı olanlar için riskli bir durum olup olmadığı ile ilgili doktor ile konuşulması gerektiğini ifade eden Endokrinoloji Uzmanı Dr. Narımana Imanova Yaghjı oruç ile ilgili bilgi verdi. Peki, Kronik hastalığı olanlar oruç tutabilir mi? Hangi hastalıkları olanlar oruç tutamaz? İşte detaylar…

Diyabet, kalp hastalığı, tiroid hastalığı olanlar dikkat! Uzmanlardan oruç uyarısı geldi!

Ramazan orucu tutacak kronik hastalar için uzmanlardan uyarılar gelmeye devam ediyor. Ramazan’a sayılı günler kala özellikle Diyabet, kalp hastalığı, tiroid hastalığı olanların mutlaka uzmana danışmaları gerektiğini ifade eden, Endokrinoloji Uzmanı Dr. Narımana Imanova Yaghjı kornik hastalıklar ve oruç hakkında bilgi verdi.

Ramazan ayında insanların yeme-içme ve ilaç alım düzeni değiştiğini, fiziksel aktivitede de azalma olduğunu belirten Dr. Yaghjı, kronik hastalığa sahip olanlarda belli riskler oluşabileceği konusunda uyarıda bulundu.

KRONİK HASTALIĞI OLANLAR ORUÇ TUTABİLİR Mİ?

Dr. Yaghjı, “Her bir Müslüman oruç tutmak ister fakat kronik bir hastalığınız (diyabet, kalp hastalığı, tiroid hastalıkları) varsa oruç tutup tutamayacağınız hakkında doktorunuza danışmanız gerekir. Ramazan ayında hastaların yeme-içme ve ilaç alım düzeni değişir, fiziksel aktivitede azalma olur. Bu da bir çok hastalıkta belli riskler oluşturabilir. Özellikle diyabet hastalarında bazı sağlık sorunları oluşabilir ki bunların başlıcaları: diyabetik ketoasidoz, hipoglisemi, hiperglisemi, dehidratasyon ve trombozdur. Oruç tutulduğunda uzun süre aç kalmaya bağlı hipoglisemi gelişebilir. Bu durum bazı anti-diyabetik ilaçlar ve insulin kullanan hastalarda daha fazla yaşanmaktadır. Sahura kalkmadan oruç tutmak yanlıştır. Şeker hastaları mutlaka sahura kalkmalıdırlar. Oruç tutan hastaların hipoglisemi tespiti için yakın parmak ucu kan şekeri bakması gerekir” diye konuştu.

ORUÇTA SIVI ALIMINA DİKKAT!

Yetersiz sıvı alımının da olası böbrek sorunlarının kötüleşmesine ve sıvı eksikliği bulgularının gelişmesine sebep olduğunu kaydeden Dr. Narımana Imanova Yaghjı sözlerini şöyle sürdürdü:

“Sıvı eksikliği böbrek taşı olanlarda böbrek ağrıları oluşabilir. İftardan sahura kadar dengeli ve yeterli sıvı alımına dikkat edilmelidir. İftar sonrası fazla besin tüketimi hiperglisemiye (kan şekeri yükselmesi), kan basıncında yükselmelere ve kalp sorunlarının oluşmasına neden olur. İftarda ve sahurda hızlı yememek, mutlaka salata ve sebze tüketmek ve kontrollü yemek çok önemlidir. ilk porsiyondan sonra biraz mola verip tekrar yemeye devam edilmesi dengeli besin alımında yardımcı bir çözüm olabilir. Obezite (şişmanlık) sorunu olan kişiler bazen oruç tutmayı bir perhiz fırsatı olarak görürler. Oruç tutmak ile kilo verilmesi zordur. Uzun süreli açlık fazla yemeye eğilim oluşturur aynı zamanda iftarda tüketilen yiyeceklerin hem kalorisi fazladır hem de miktarı fazla çeşitten dolayı artmıştır. Bununla beraber oruç tutan kişiler hareketsiz kalmaya eğilimlidirler. Kendilerini yormamak için yürüyüş, koşma gibi aktiviteler az yaparlar. Bu durum kilo alımına sebep olur. Bu sorunlar nedeni ile Şeker Hastaları Ramazan ayı öncesi mutlaka kan şekerlerini ölçtürüp sağlık kontrollerini yaptırmalıdır.”