Murat Kurum'un 'depremlerde 130 bin kişi öldü' sözleri çarpıtıldı! Gökhan Taşkın’dan sert tepki: Birileri sosyal medyada bir algı operasyonuna girişti

Gece Haberleri'nde Gökhan Taşkın, Cumhur İttifakı İBB Başkan adayı Murat Kurum'un tv100'deki "depremlerde 130 bin kişi öldü" sözlerinin sosyal medyada çarpıtılmasına "Birileri hemen o bölümü kara propagandaya dönüştürebilmek için sosyal medyada bir algı operasyonuna girişti. Sanki Kurum, 6 Şubat depremlerinde 130 bin kişi vefat etmiş gibi bir ifade kullandı algısı yaratmaya çalıştılar. Bu ülkenin böylesi tartışmalara hiç mi hiç ihtiyacı yok?" diyerek tepki gösterdi.

tv100'e özel açıklamalarda bulunan Cumhur İttifakı İstanbul Büyükşehir Belediye Başkan Adayı Murat Kurum, Az Önce Konuştum programındaki  "depremlerde 130 bin kişi öldü" sözü üzerine sosyal medyada çarpıtıldı. Kurum, Işık'a yaptığı açıklamada "Bu sayı 6 Şubat depremiyle alakalı değil, Türkiye Cumhuriyeti tarihinde depremden ölenlerin yaklaşık olarak toplam sayısı" dedi. Kurum'un sözüne Gürkan Hacır ve Kübra Par, Farklı Açılar programında da açıklık getirdi. Kurum, daha önce katıldığı başka bir programda da 130 bin can kaybının Türkiye'de son bir asırda meydana gelen depremlerdeki toplam can kaybı sayısı olduğunu "bir asırdır 130 bin canımızı depremlerde, ülkemizde kaybettik" dedi.


 Kurum'un sözleri üzerinden yaratılmaya çalışılan kara propagandaya tv100 Gece Haberleri'nde Gökhan Taşkın şu sözlerle tepki gösterdi: 

"BİRİLERİ SOSYAL MEDYADA BİR ALGI OPERASYONUNA GİRİŞTİ"
Murat Kurum canlı yayındayken tam da deprem riskini anlatırken, deprem riskiyle beraber 650 bin konutu dönüştüreceğiz derken bir ifade kullandı, 130 bin can kaybı dedi. Birileri hemen o bölümü kara propagandaya dönüştürebilmek için sosyal medyada bir algı operasyonuna girişti. Sanki Murat Kurum, 6 Şubat depremlerinde 130 bin kişi vefat etmiş gibi bir ifade kullandı algısı yaratmaya çalıştılar.

"KURUM'UN KASTETTİĞİ 100 YILDA YİTİRDİĞİMİZ CANLAR"
Oysaki Murat Kurum, hem Candaş Tolga'nın programında Maraş depreminde 50 bin can kaybı diyerek resmi rakam budur dedi. 51 bine yakın can kaybımız var, bunu ifade etti ki kasettiği 130 bin can kaybı bir asırlık sürede yani 100 yılda depremlerde Türkiye'nin yitirdiği can kaybıydı, insan kaybıydı. İşte bu nedenle bu kara propaganda ön plana çıkınca bu haberi hazırlama gereği hissettik. Hem kendisi Murat Kurum canlı yayında 50 bin rakamını söylüyor hem de daha evvel katıldığı programlarda da bir asırda 130 bin can kaybı var diyor. Depremlerde biz buna karşı deprem ülkesiyiz, bir şey yapmalıyız diye anlatıyor. Bakın bu konuda Candaş Tolga da bir paylaşımda bulunduğu sosyal mecradan X hesabında. Aynı zamanda az evvel yine bu stüdyoda canlı yayında Gürkan Hacır da Kübra Par da işin aslında anlattılar.

"BİR ANDA ALGI YARATILMAYA ÇALIŞILIYOR"
Sosyal mecra gayya kuyusu derler ya hani gayya kuyusu gerçekten öyle bir yer. Bir anda bir algı yaratılmaya çalışılıyor. Sadece bir cümlenin makaslanıp ya da bizim ifademiz ile montajlanıp servis edilmesiyle bambaşka bir boyuta getirilmeye çalışılıyor mesele. Şimdi 6 Şubat depremlerinin yıl dönümüne çok daha az bir zaman kalmış zaten. Yüreğimizdeki acı çok taze. 50 bin canımızı yitirdik. 11 şehrimiz adeta yıkıldı. Taş taş üstünde kalmadı. Bu acılara göğüs gerip ve bölgedeki yaşamı normalleştirme gayretleri sürerken daha seneyi devriyesinde gelmeden böyle bir algı ortaya koymaya çalışmak yani sanki depremde can kaybı daha fazlaymış da birileri saklıyormuş gibi bir algı yaratmaya çalışmak, bunun içinde o işte bir cümleyi montajlayıp almak.

"BU ÜLKENİN BÖYLESİ TARTIŞMLARA HİÇ Mİ HİÇ İHTİYACI YOK"
Olmuyor yani gerçekten bu ülkenin böylesi tartışmalara hiç mi hiç ihtiyacı yok. Biz daha aydınlık bir gelecek diyoruz. Daha sağlam şehirlerde yaşayalım. Şu deprem korkusu içimizde bu kadar tazeyken bu kadar can kaybının yarattığı travma hâlâ atlatılamamış iken. Ne gerek var kardeşim böyle siyasi amaçların üzerinden milleti daha da kaygılanmaya, daha milletin kafasında soru işareti yaratmaya çalışıp siyasi bir çıkar elde etme gayreti içine girmeye ne gerek var ya. Gerçekten anlamak mümkün değil. Ve gerçekten sade bir vatandaş olarak söylüyorum, haz etmiyoruz kardeşim bunlardan hazzetmiyor.

"MEMLEKETTEKİ KAYGIYI, TANSİYONU YÜKSELTME GAYRETLERİ OLMUYOR, EFENDİLER OLMUYOR"
Biz, bir seçime gidiyoruz. Sadece seçim yapacağız. Demokrasimizi taçlandıracağız. Türk insanının, Türk milletinin demokrasi aşkını bir kez daha 31 Mart'ta sandıklara giderek ortaya koyacağız. Bütün dünya uluslarına bütün demokratik ülkelere nispet yaparcasına en çok katılım oranıyla bunu ortaya koyacağız. Fakat işte siyasette sadece siyasi emel için memleketteki kaygıyı, tansiyonu yükseltme gayretleri olmuyor, efendiler olmuyor.