Trump'tan Çin'e "misilleme" uyarısı

ABD Başkanı Trump, Twitter iletisinde Çin mallarına yönelik vergi artırımına misilleme yapılmaması uyarısında bulundu

Trump'tan Çin'e "misilleme" uyarısı

 ABD Başkanı Trump, Twitter iletisinde Çin mallarına yönelik vergi artırımına misilleme yapılmaması uyarısında bulundu.

Trump'ın danışmanı: Ticaret savaşı ABD'yi de olumsuz etkileyecek

New York Times’da yer alan habere göre, ABD Başkanı Donald Trump’ın Çin tarafından Amerikan Hazinesi'ne milyarca dolar ödeneceği iddiasının aksine, Başkan Trump’ın baş ekonomi danışmanı Larry Kudlow, Pazar günü yaptığı açıklamada, Amerikan tüketicilerinin Çin ile ticaret savaşının kızışmasından olumsuz etkileneceği belirtti.

Kudlow Pazar günü Fox News’e yaptığı açıklamada, “İki taraf da bedel ödeyecek ve bundan zarar görecek dedi”

Birçok ekonomistin de aynı fikirde olduğu Larry Kudlow’un ekonomik zararı kabullenmesi, Başkan Trump’ın ticaret savaşlarının kazanmanın kolay olduğu ve Amerika’nın ticari partnerleriyle arasındaki dengesiz ticaret hacminin yarattığı yükün azalacağı yönelik görüşüyle ters düştü.

"Çin asla dış baskıya teslim olmayacak"

Öte yandan Çin Dışişleri Bakanlığı, ABD'nin 200 milyar dolar tutarındaki Çin mallarına uygulanan gümrük tarifesini yüzde 25'e çıkarmasına yönelik kararına ilişkin, "Çin asla dış baskıya teslim olmayacak." dedi.

Bakanlık Sözcüsü Gıng Şuang, başkent Pekin'de düzenlediği olağan basın toplantısında, söz konusu tarifelerin artışına ilişkin, "Birçok defa gümrük tarifelerini artırmanın hiçbir sorunu çözmeyeceğini söyledik. Çin asla dış baskıya teslim olmayacak." değerlendirmesinde bulundu.

Ülkesinin kendi yasal çıkarlarını korumak için kararlılığının ve kabiliyetinin bulunduğunun altını çizen Gıng, ABD'nin, Çin ile orta yolda buluşmasını ve karşılıklı saygı, eşitlik temelinde makul endişelerini çözmesini umduklarını belirtti.

Sözcü Gıng, ABD ile karşılıklı çıkarlara uygun bir anlaşmaya ulaşmak için çaba harcanması çağrısında bulunarak, bunun iki tarafın çıkarlarına ve uluslararası toplumun beklentisine uygun olduğunu ifade etti.

ABD ile Çin arasındaki "ticaret savaşı" bir yılı geride bıraktı. "Ticaret savaşı" müzakerelerinin son toplantısına katılmak üzere geçen hafta perşembe günü ABD'ye giden Çin Başbakan Yardımcısı Liu Hı, müzakerelerden eli boş dönmüştü. Çinli ve ABD’li heyetlerin iki gün boyunca yürüttüğü müzakerelerden sonuç alınamamıştı.

Çin Ticaret Bakanlığı cuma günü 200 milyar dolar tutarındaki Çin mallarına uygulanan tarifenin yüzde 10’dan yüzde 25’e çıkmasına tepki göstererek, “Bundan derin üzüntü duyuyoruz. Gerekli karşı önlemleri almak zorunda kalacağız.” açıklamasını yapmıştı.

Çin'in yapacağını bildirdiği misillemenin büyüklüğü ve kapsamı bilinmiyor.

Diğer yandan ABD Başkanı Donald Trump sosyal medyadan yaptığı paylaşımda, müzakereleri “samimi ve yapıcı” olarak değerlendirirken, “Bu arada, ABD gelecekteki müzakerelere bağlı olarak uyguladığı yaptırımları kaldırabilir, belki de hiç kaldırmaz." ifadelerini kullanarak, yaptırımların gelecekte de sürebileceği sinyalini vermişti.

Dünya borsalarında "ticaret savaşı" depremi

ABD Başkanı Trump'ın ek gümrük vergisi kararının ardından "ticaret savaşı" endişeleri yeniden gün yüzüne çıkarken, finansal piyasalarda kırılganlığın arttığı bir ortamda alınan bu karar sonrasında ABD endekslerinde yüzde 2'nin üzerinde düşüş yaşandı, Çin borsası ise yüzde 4,5 değer kaybetti.

ABD Başkanı Donald Trump, geçen yılın mart ayı başında ithal çelik ve alüminyuma sırasıyla yüzde 25 ve yüzde 10 oranlarında ek gümrük vergisi getirileceğini duyurmuş, söz konusu hamlesinin gerekçesini ise "ulusal güvenliğe" dayandırmıştı.

Trump'ın bu kararı Çin ve birçok Avrupa ülkesi başta olmak üzere tüm dünyada tepkiyle karşılanırken, "serbest ticaret ve globalleşme" kavramlarına aykırı olarak nitelendirilen Trump'ın hamlesine misillemelerin gelmesi ise ticaret savaşının fitilini çekmişti.

Süreç içerisinde özellikle Çin ile ipler gerilirken, "ticaret savaşı" endişelerini tetikleyecek her gelişme finansal piyasalarda risk iştahını azaltarak çalkalanmaya neden oldu.

Bu yılın başlarında ise ABD ile Çin'in ticaret müzakerelerine başlamasıyla "ticaret savaşı" endişeleri her ne kadar rafa kalksa da, geçen hafta Trump'ın Çinli yetkililerin müzakereleri yavaşlattığı gerekçesiyle 200 milyar dolarlık Çin ürününe uygulanan yüzde 10'luk gümrük vergisi oranını yüzde 25'e çıkaracaklarını açıklaması konuyu yeniden gündeme taşıdı.

Müzakere süreci devam ederken ABD tarafından atılan bu adım, kırılganlığın arttığı bir ortamda piyasalarda sert düşüşleri beraberinde getirdi. Son olarak Washington'da cuma günü gerçekleşen görüşmeler de sonuca bağlanamazken, ABD'nin ek gümrük tarifesi kararının yürürlüğe girmesi karşısında Çin Ticaret Bakanlığı da ulusal çıkarları korumak adına hamlede bulunacağı sinyalini verdi.

Tüm bu gelişmeler sonrasında, geçen hafta sert düşen dünya borsaları yeni haftaya da dalgalı bir seyirle başladı.

Borsalarda sert düşüş yaşandı

"Ticaret savaşı" endişelerinin yeniden gündeme geldiği geçen hafta, ABD borsalarında sert düşüşler gözlendi. New York borsasında tüm zamanların en yüksek seviyelerini test eden Standard &Poor's (S&P) 500 endeksi, 6-10 Mayıs'ta yılın en kötü haftasını geçirdi ve yüzde 2,2 değer kaybetti. New York borsasında Nasdaq ve Dow Jones endeksleri de geçen haftayı sırasıyla yüzde 3,0 ve 2,1 kayıpla tamamladı.

Asya piyasaları da gelişmelere paralel olarak haftayı ekside geçirdi. Çin'de Şanghay bileşik endeksi cuma günü 1,5 ayın en düşük seviyesine kadar gerilerken, gelen tepki alımlarıyla kayıplarının bir kısmını telafi etse de 6-10 Mayıs haftasını yüzde 4,5'lik azalışla tamamladı.

Söz konusu haftada Japonya'da Nikkei 225 endeksi yüzde 4,1'lik değer kaybederken, güvenli liman algısıyla yeniden kritik bir gösterge haline gelen Japon yeni ise dolar karşısında yüzde 1'in üzerinde değerlendi.

Avrupa tarafına bakıldığında, geçen hafta "ticaret savaşı" endişelerinin endekslerin yönü üzerinde önemli bir etkiye sahip olduğu görülürken, İngiltere'de FTSE 100 endeksinde yüzde 2,4'lük, Almanya'da DAX 30 endeksinde yüzde 2,8'lik ve Fransa'da CAC 40 endeksinde yüzde 4'lük düşüş yaşandı.

"Anlaşma sağlanması, her iki tarafın da menfaatine"

AA'ya değerlendirmelerde bulunan Nordea Markets Asya Başekonomisti Amy Yuan Zhuang, ticaret görüşmelerine ilişkin karamsar tabloya rağmen, devam edecek müzakerelerden olumlu bir sonuç beklediklerini söyledi.

Ticaret görüşmelerinde anlaşma sağlanmasının, her iki tarafın da menfaatine olduğunu belirten Zhuang, şunları kaydetti:

"Trump'ın, 2020 başkanlık seçimleri öncesinde ayakları yere sağlam basan bir ekonomi ve güçlü bir piyasa algısına ihtiyacı var. Çin ise halihazırda büyüme sıkıntılarını alevlendirecek bir ticaret savaşından olabildiğince kaçınma taraftarı. Yakın gelecekte finansal piyasalardaki performans, iki ülke arasındaki ticaret görüşmelerinden gelecek haber akışına bağlı olacak.

Çin varlıkları yakın dönemde aşağı yönlü önemli bir baskıyla karşı karşıya ama dolar/Çin yuanı paritesinin 7'nin altında kalması muhtemel. Büyüme ve ticaret görüşmelerine ilişkin görüşümüze göre, yılın ikinci yarısında yuanda yukarı yönlü düzeltme için manevra alanı olduğunu düşünüyoruz."