Bir daha olursa Esad’ı vururuz!

Ziyaret nasıl bir öneme mi sahipti? 

Bilgileri ve gözlemlerimi kısa notlar şeklinde aktaracağım size; 

*Moskova’ya iner inmez iki lider MAKS 2019 Uluslararası Havacılık ve Uzay Fuarı’nın açılışını yaptı. Konuşmaların ardından Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın bir uçağa özel ilgi gösterdiği dikkatimizi çekti. Sonradan öğrendik ki, incelenen uçak Su-57. Saatte 2 bin 600 km azami hıza ulaşabilen Su-57’ler, 20 bin metre irtifaya çıkabiliyor. 37 ton azami kalkış ağırlığı ile F-35’e kıyasla daha fazla mühimmat taşıyabiliyor. Uçak, tek koltuklu, çift motorlu ve ‘görünmezlik’ özelliğine sahip. Su-57, 30 hava hedefini aynı anda takip edebiliyor. Bu niye mi önemli? Alırsınız almazsınız hiç fark etmez. ABD ile F-35 krizinin yaşandığı şu günlerde, Su-57’ye ilgi göstermek çok doğru bir diplomatik hamledir. Alternatifsiz olmadığımızın dosta düşmana duyurulmasıdır. 

*Bir diğer ilginç gelişme de Rus tarafının, cumhuriyetimizin 100. Yılında uzaya Türkonot gönderme teklifiydi. Yani uzay aracını kullanacak bir Türk astronot gerekiyor. Bakalım bu fantastik olay 2023’te gerçekleşecek mi? 

*Gelelim İdlib sorununa. Esad rejiminin türlü bahaneler öne sürerek İdlib’e yönelik gerçekleştirdiği saldırılar Erdoğan’ın birinci gündem maddesiydi. Son saldırıların Türk konvoyuna yönelik olması da işin cabası tabi. Cumhurbaşkanı bunu ortak basın toplantısında da dile getirdi. Ancak şu gerçeği unutmayalım; Esad’ın her hareketinin arkasında Rusya var. Türk tarafı da bunun farkında. Bu nedenle benim tahminim; Cumhurbaşkanı Erdoğan, başbaşa görüşmede Rus lider Putin’e, bundan sonra Türk unsurlara yönelik bir saldırı olması durumunda “Esad’ı vururuz” mesajını çok net bir şekilde verdi. 

*Son olarak ise Türkiye ile ABD arasında güvenli bölge konusunda varılan mutabakata Rusya’nın tavrı ne olacak sorusu, birinci ağızdan yanıt buldu. Putin, bu mutabakattan rahatsız olmadığını, Türkiye’nin kendi güvenliği için her türlü tedbiri alabileceğini söyledi. Bu da ilginç bir yaklaşım. Nasıl mı? Hemen hemen her konuda birbirine giren Rusya ve ABD, Suriye krizi başladığı günden bugüne kadar hiç birbirleri için sıkıntı çıkarmadılar. Putin’in, güvenli bölge mutabakatına olumlu bakışını da bu noktadan değerlendirebiliriz.