Depremin yaralarını sarma kampanyası

Geçtiğimiz cuma günü Cumhurbaşkanı Erdoğan, daha önce duyurmuş olduğu seçimin 14 Mayıs 2023’te yapılmasına ilişkin kararnameyi imzaladı. Ardından da kararname Resmî Gazete’nin mükerrer sayısında yayınlanarak yürürlüğe girdi.

Erdoğan’ın konuşmasından sonra kararı CNN Türk’te değerlendirmiştim. Orada da oldukça etkilendiğimi söyledim. Zira daha önceleri de yazdım, anlattım. Oraları görmeden hatta ilk günlerde görmeden yıkımın boyutunu anlayamazsınız. Hele oradaki hikâyeler daha dokunaklı. Dün Kahramanmaraş ve Elbistan’da bugün Malatya’da idik. Orada karşılaştığımız AFAD gönüllüsü bir ablamız üç evladını depremde kaybetmiş, gönüllü olarak orada çalışıyor. Oradaki diğer depremzedelere ve çocuklara yardımcı oluyor. ‘’Acım diğer insanlara ve çocuklara yardımcı olarak hafifliyor’’ diyor.

Depremi yaşayan vatandaşlarımızın yaşadığı hikâyeler oldukça fazla. Bunlara hikâye diyoruz ama hepsi gerçek. Sizin yaşamamış olmanız yaşanmadığı anlamına gelmez. Aynı zamanda yarın yaşamayacağınız anlamına da gelmez.

Bir süre önce kentsel dönüşümden kaçan vatandaşlar kendileri karot testi yaptırmaya başladılar. Depremi yaşayan illerden kaçışlar olduğu gibi İstanbul’dan kaçışlar olmaya başladı.

Sanırım yaşadığımız yüzyılın felaketini yaşamamış olsaydık bu kadar endişe yaşamazdık. Bu durum nereye kadar gider onu zaman gösterecek. Geçtiğimiz hafta Optimar olarak yaptığımız araştırmalarda depremden etkilenen yakını olanların oranının yüzde 55 olduğunu gördük.

Bu seçim deprem merkezli olarak geçecek.

Elbette en büyük soru ‘’Depremin yaralarını hangi lider sarabilir?’’ Nitekim, yapmış olduğumuz aynı araştırmada bu soruya cevap verenlerin yüzde 49,7’si “Erdoğan” diyor. Tabii bu Kılıçdaroğlu’nun adaylığı açıklamadan önce yapılmış bir araştırmaydı.

Şimdi ekibimiz yeniden sahada Kılıçdaroğlu’nun adaylığını açıklamasından sonra ölçüm yapıyor. Çıkacak oranları ben de merak ediyorum. Zira, aday belirlendikten sonraki ilk araştırmamız olacak.

Bu arada 2014 ve 2018 cumhurbaşkanlığı seçimlerini en iyi bizim bildiğimizi buradan bir kez daha hatırlatmış olayım.

O seçimlerde de ‘’seçim ilk turda bitecek ve Erdoğan yüzde 51-53 arası oy alacak” demiştik. Yanılmadık. Şimdi o kadar net konuşacak kadar elimizde veri yok. Ancak, yakın zamanda yapacağımız çalışmaları paylaşacağız.

Bu seçim diğer tüm seçimlerden farklı olarak asrın felaketini yaşadıktan hemen sonra gelen bir seçim.

Önce MHP lideri Devlet Bahçeli’nin ardından da Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın ‘’Seçimde müzik olmayacak’’ açıklaması hayatını kaybeden vatandaşlarımıza olan saygı açısından oldukça anlamlı buldum.

Daha önemlisi de seçimde aday adayı olacaklar için Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın AFAD’a bağış çağrısı yapmış olmasıdır. Umarım Cumhurbaşkanı’nın dediği gibi diğer partilere de örnek olur.

Seçim süreci Kahramanmaraş, Osmaniye, Hatay, Adıyaman, Urfa, Malatya gibi illerin imar ve ihyasının nasıl yapılacağına ilişkin çabaların samimiyet testiyle geçecek.

Sadece oralarda mı?

Yine sürekli sallanan Kayseri, Elâzığ, Niğde gibi illerde de.

Oralardan göç edilen Mersin, Antalya, İstanbul gibi illerde.

Sonuç olarak bu seçimde yaraları kim saracak, enkazı kim kaldıracak onun oylaması yapılacak.

Bakalım bu süreçte samimiyet testini kim geçecek?

Hep birlikte göreceğiz.

HDP’NİN HAZİNE YARDIMINA KONAN TEDBİRİN KALDIRILMASI

Bu arada terör örgütü PKK’nın yasal görüntü verilmiş uzantısı HDP’nin hazine yardımına konan tedbiri kaldıran AYM’yi bir kez daha kınıyorum. İçlerine çocuk katillerine övgüler düzen eş başkanların olduğu, tek suçu Kurban Bayramı’nda kurban eti dağıtmak olan Yasin Börü’yü parçalayarak canice katledenlerin olduğu bir partidir HDP. Şimdiye dek açık kalması da bu ülkenin ayıbıdır.

Şehit olan vatandaşlarımıza olan saygıdan dolayı bile HDP’nin kapatılması zaruridir.

Bu durum hukuk tanımamazlıktır.

Dahası teröristlere moral vermektir.

Evlatlarını kaçıran HDP önünde evlatlarını isteyen Diyarbakır Analarına da saygısızlıktır.

Diyarbakır Analarının eylemini tüm dünyaya duyurmamız ve dünya çapında PKK’nın nasıl bir örgüt olduğunu da anlatmamız zaruridir.

Bu çerçevede Diyarbakır Analarının haklı mücadelesini Türkçe ve İngilizce yazdığı kitapla ölümsüzleştiren Tülay Demir Oktay’ı tebrik ediyorum.

Diyarbakır Analarının haklı mücadelesinin tüm dünyaya anlatılarak PKK’ya destek veren Batılı yöneticilere karşı kamuoyu baskısı oluşturmak gerekiyor.

Türkiye’nin öncelikli konularından birisi de PKK ve işbirlikçileridir.

ELBİSTAN’DAKİ PROVOKASYON 

Cumhurbaşkanı Erdoğan ve MHP lideri Devlet Bahçeli’nin Elbistan ziyareti esnasında Elbistan’ın il olmasını isteyenler pankart asarak slogan atmışlardı. Yukarda da yazdığım üzere dün oradaydık. Vatandaşlar orada İYİ Partili birinin ve MHP’den kovulan Cemal Enginyurt’un bu provokasyonu organize ettiklerini anlattılar. Yanımda bulunan Türkgün Gazetesi Ankara Temsilcisi Kadir Yıldız da kaydetti.

Sayın Bahçeli ‘’100. Yılda 100 vilayet’’ vaadinde bulunmuş bir liderdir.

Oradaki tepkisi böyle acılı günde böylesine bir provokasyonun yapılmasına olmuştur.

Oralarda “fitne” kol geziyorsa bu tür olaylar oluyor.

Üzüldüğüm husus ise oranın yerel siyasetçileri yöneticileri varken bu saygısız kalabalığa tepki gösterme işinin MHP lideri Bahçeli’ye düşmüş olmasıdır.