Araştırmacılar tarafından yeni olarak keşfedilen bir canlı, bilim camiasında hayli heyecan uyandırdı.
Yirmi iki yıl önce araştırmacılar, Pasifik Okyanusu'nun derinliklerinden "alışılmadık" bir şey çıkardılar; ancak keşifleri yıllarca tam anlamıyla takdir edilemeyecekti.
Jeologlardan ve biyologlardan oluşan bir ekip, Yeni Zelanda açıklarında bir araştırma gemisindeyken okyanus tabanından volkanik çökelti örnekleri çıkardı.
ARAŞTIRMA TESİSİNE GÖTÜRÜLDÜ
Yaratıklar önce Almanya'daki bir müzeye, daha sonra da onlarca yıl boyunca saklandıkları Wellington, Yeni Zelanda'daki bir araştırma tesisine götürüldü.
11 Ocak'ta European Journal of Taxonomy'de yayınlanan bir araştırmaya göre araştırmacılar, analiz sonrasında bunların tamamen yeni bir izopod türüne ait olduklarını ortaya çıkardı.
ÇOK SAYIDA ÇENE SETİ VAR
İzopodlar karides, yengeç ve ağaç biti içeren omurgasız türleridir . Ulusal Okyanus ve Atmosfer İdaresi'ne göre dünya çapında 10.000'den fazla farklı türün olduğu tahmin edilmektedir.
Buffalo Üniversitesi'ndeki araştırmaya göre , böceklere benzer şekilde izopodların da antenleri, çok sayıda çene seti ve karınlarını kaplayan savunma plakaları var.
YENİ TÜR ADLANDIRILDI
Uzmanlar, yeni keşfedilen türlerin "sıradışı" olduğunu, çünkü iki farklı aileyle ilişkili özelliklere sahip olduklarını söylüyor: Sığ su türü Joeropsididae Nordenstam ve derin su türü Haploniscidae Hansen.
Araştırmacılar sonunda onları Basoniscus cinsine yerleştirdiler ve Yeni Zelanda'nın Hikurangi Dağı'na gönderme yaparak türe hikurangi adını verdiler.
BENZER GÖRÜNÜYORLAR
Araştırmacılar, beyaz renkli olup, uzunluğu iki milimetrenin biraz altında olan geniş bir gövdeye sahip olduklarını söyledi. Bir dizi "sağlam" pençeye sahiptirler ve gözleri yoktur.
Araştırmacılar, türlerin cinsel açıdan dimorfik olduğunu, yani hem erkeklerin hem de dişilerin benzer özelliklere sahip olduğu anlamına geldiğini ve bunun "birçok izopod için alışılmadık bir durum" olduğunu söyledi.
İlginçtir ki, karasal bir izopod türüne "dikkate değer ölçüde" benzer görünüyorlar.
Araştırmacılar, "Avustralya veya Yeni Zelanda'da karadan toplanmış olsaydı, bir Armadilidae Brandt türüyle karıştırılabilirdi" dedi.
Bu "nadir" izopodları bulmanın, derin deniz ortamlarından yeterince örnek alınmaması nedeniyle zor olduğu düşünülüyor.
Araştırmacılar, "Güney yarımküre, kuzey yarımküreye göre özellikle yetersiz örnekleniyor" dedi.
Ancak son yarım yüzyılda milyonlarca örnek toplandı ve bunların büyük bir kısmı şu anda dünya çapındaki müzelerde bulunuyor.
Araştırmacılar, "Bu değerli örnekler, genellikle belirli araştırma amaçları için yeni materyaller toplamayı amaçlayan fon sağlayan kuruluşlar ve araştırma programları tarafından gözden kaçırılıyor" dedi.
Derin deniz kabuklularına ilişkin daha iyi bir anlayışa sahip olmak için, daha fazla araştırmanın ihmal edilen bu müze koleksiyonlarına odaklanması gerekmektedir.