Araştırmacılar doğadaki bazı hayvanları kurtarmak istiyor ancak bu o kadar da kolay olmayabilir. Araştırmacılar tarafından yapılan yeni bir çalışmaya göre doğadaki bir canlının türünün devam etmesini sağlamak için aynı canlının bir başka türünü 30 yıl boyunca yok etmek gerekiyor. Yapılan hesaba göre ilk etapta 100.000 hayvanın ortadan kaldırılması canlının varlığını sürdürmesinde yeterli olacak. Ancak bu haber, hayvan hakları savunucularının da hıçkıra hıçkıra ağlamasına neden oldu.
İZİN VERMEYİ DÜŞÜNÜYORLAR
ABD Balık ve Yaban Hayatı Servisi'nin önümüzdeki 30 yıl içinde Batı Kıyısı ormanlarında yüz binlerce çizgili baykuşu vurmasına izin verme teklifinde öne sürdüğü şey bu. Servis, bölgeye özgü olmayan çizgili baykuşun, yakın bir genetik akraba olan benekli baykuşu geride bıraktığını söylüyor.
SONUNDA NESLİ TÜKENEBİLİR
Hizmet biyologları, çizgili baykuşlara karşı harekete geçilmezse, benekli baykuşun birkaç yıl içinde Washington ve Oregon'un bazı bölgelerinden kaybolabileceğini ve sonunda neslinin tükenebileceğini söylüyor.
KURTARMA ÇALIŞMALARI BAŞLATTILAR
Teklif, 1980'lerde Kuzeybatı Pasifik'te ağaç kesilmesine karşı çıkan çevreciler için bir toplanma noktası haline gelen benekli baykuşu kurtarmaya yönelik bir dizi çabanın sonuncusu.
Avrupalı yerleşimciler batıya yayıldıkça insan etkisi muhtemelen çizgili baykuşun Kuzeybatı Pasifik'te koloni kurmasına neden oldu. Şimdi teklif, insanların bir türü kurtarmak için ne kadar ileri gitmesi gerektiği ve tarihi bir ekolojik yanlışı düzeltmenin maliyeti hakkında soruları gündeme getiriyor.
“Bu çizgili baykuşların hatası değil. Onları buraya getirmek bizim hatamız. Bu, benekli baykuşların da hatası değil," dedi ajansın çizgili baykuş stratejisi lideri Balık ve Yaban Hayatı Servisi biyoloğu Robin Brown. “Eğer çizgili baykuşları yönetemezsek türün geleceği yok olacak. Yazı duvarın üzerinde."
16 OCAK'A KADAR TARTIŞILACAK
Ajansın, toplam 470.000'den fazla çizgili baykuşun "öldürücü bir şekilde ortadan kaldırılması" (av tüfeğiyle öldürülmesi) yönünde çağrıda bulunan teklifi taslak halinde kalıyor ve 16 Ocak'a kadar kamuoyunun yorumuna açık.