Erdoğan’ın aldığı ceza ile İmamoğlu’nun cezası arasındaki farklar

Bazı hukukçular Erdoğan ile İmamoğlu’nun aynı karardan ceza aldığını söylüyorlar. Haklı olabilirler. Hukuki mütalaa vererek alanım olmayan bir konuda ahkâm kesmeyeceğim.

Olayı başka boyutları ile ele alacağım.

Erdoğan bir şiir okudu. Şiir Ziya Gökalp’e ait.

“Minareler süngü, kubbeler miğfer,

Camiler kışlamız, müminler asker,

Bu ilahi ordu dinimi bekler,

Allahu Ekber, Allahu Ekber.”

Görüldüğü üzere burada bir şiir okuma olayı var. 

İmamoğlu ise yenilenen İstanbul seçimleri için ''31 Mart’ta seçimi iptal edenler ahmaktır'' şeklinde bir ifade kullanmıştı. Dikkatinizi çekerim ''edenler'' diyor, ''ettirenler'' demiyor. 

Yine olayın bu tarafına takılmak istemiyorum. 

Ancak, Erdoğan şiir okuyor. Okuduğu şiir ile bir fikrini ortaya koyuyor. 

İmamoğlu ise ''ahmak'' diyerek hakaret ediyor. Ahmak denilmesinden rahatsızlık duymayanlar bu sözü hakaret olarak almayabilir ama bana söylenmesini istemem şahsen.

Diğer taraftan Erdoğan başarılı bir belediye başkanlığı sürecinden sonra okuduğu şiir sebebiyle yargılandı. Sonrasında da suçlu bulunarak hapse atıldı.

İmamoğlu döneminde ise belediyecilik anlamında İstanbul ciddi şekilde geriye gitti. Kar yolları kapattığında İmamoğlu bu sorunu yönetmek yerine İngiliz Büyükelçi ile balık keyfi yapıyordu. Uzayan metro seferleri, kaza yapan metrobüsler, yanan otobüsler bu dönemde oldu. Son bir yılda yaptığımız araştırmalarda İmamoğlu'nun İstanbullu nezdindeki desteği yüzde 10 azaldı.

Erdoğan siyasal bir mücadelenin içinden gelerek İBB Başkanı olmuşken İmamoğlu konjonktürel olarak öne çıkarılmış birisi.

Erdoğan'ın Millî Görüş Hareketi üzerinden gelen ideolojik bir tabanı varken İmamoğlu'nun ideolojik bir tabanı yok.

Erdoğan, icraat ve hitabetiyle var olurken İmamoğlu, daha çok oluşturduğu algılarla öne çıkan bir isim.

Bu mukayeseyi artırmak mümkün ancak uzatmaya da gerek yok. 

Nihayetinde bir tarafta o dönemde Millî Görüş Hareketi içinde yıldızlaşan bir Erdoğan varken bugün Genel Başkanı Kılıçdaroğlu tarafından yalnız bırakılan, tabanda desteği sınırlı olan bir İmamoğlu var.

Bir sonraki yazımda devam edeceğim...