Erkan Baş’ı izlerken, aklıma ölüm döşeğindeki hasta geldi

Gazeteci arkadaşımız Fatma Karaağaç’ın Youtube kanalına konuk olan AKP’nin eski Kültür ve Turizm Bakanı Ertuğrul Günay, “İktidar çok ustalıkla muhalefetin davranış kalıplarını ve zihin altını şekillendirmeyi başarıyor” diyor.

tv100’de yayımlanan Yüzler Kulübü’ne katılan TİP Genel Başkanı Erkan Baş da benzer bir tespiti yapıyor ve “Muhalefet artık laiklik demekten korkuyor. Laiklik kavramını adeta unuttular” ifadesini kullanıyor.

Gürkan Hacır’ın sunduğu Erdoğan Aktaş, Deniz Gürel ve Özlem Gürses’in de sorularıyla katkı verdiği programın ilgili bölümünün reyting tablosu, Erkan Baş’ın laikliğe yönelik vurgusunun ilgiyle izlendiğini gösteriyor.

Demek ki; toplumun önemli bir kesimi muhalefetin ürkek ve çekingen tavrına rağmen laiklik kavramına ve laikliğe sahip çıkılmasına önem veriyor.

“AKP NE DER?’’ KORKUSU

Ancak ne yazık ki; başta CHP olmak üzere aralarında İYİ Parti ve HDP’nin de olduğu muhalefet partileri demokrasinin en temel ilkelerinden biri olan ‘laiklik’e “AKP ne der? Muhafazakar seçmeni ürkütür müyüz?” kaygısıyla sahip çıkamıyor.

Bu durum ise muhalefet partilerini AKP’nin ideolojik hegemonyasının etki alanına sokuyor. Aynı zamanda, toplumsal yaşamımızın AKP eliyle ‘dinselleştirilmesi’ne ve toplumu istediği gibi şekillendirmesine yol açıyor.

AKP laikliğe ilişkin tüm sembol ve kavramları hayatımızdan çıkarırken, yerine ise yeni bir şey koyamıyor.

Tüm bunları neden anlattım?

tv100’de Erkan Baş’ı izlerken, önceki gün sohbet ettiğim bir arkadaşımın anlattıklarını anımsadım.

Erkan Baş’ı izlerken, aklıma ölüm döşeğindeki hasta geldi - Resim : 1

HASTAYA YAPILANA BAKIN…

Arkadaşımın babası, Eylül ayının sonlarına doğru Van’daki bir devlet hastanesine yatırılıyor. Arkadaşımın anlattığına göre, doktorlar ve hemşireler ellerinden gelen tüm çabayı gösteriyor. 70 yaşındaki hastamız bu ilgi sayesinde moral buluyor. Tedavi sürecinden memnun olduğunu söylüyor. Tedavi gören kişiye, tıbbi müdahalenin yanı sıra psikolog desteği de veriliyor. Aile de bu tedavi yöntemini kabul ediyor.

Ancak bu mutluluk tablosu bir gün odaya gelen görevlinin yaptığı konuşma ile sona eriyor.

Arkadaşım olanları anlatırken, “Babam o gün resmen çöktü’’ diyor.

Peki ne oluyor da hasta o gün ‘çöküyor.’

MANEVİ DESTEK UZMANI!

Arkadaşımın anlattığına göre, o gün odaya gelen ve kendisini “Manevi Destek Uzmanı” olarak tanıtan kişi, ağır bir hastalığa karşı mücadele eden hastaya “Bu hastalıklar sizin günahlarınızın kefareti olacak” diyor.

Babasının yüz şeklinin birden değiştiğini anlatan arkadaşım, yaşadıklarını şöyle özetliyor:

“Biz ne olup bittiğini anlamaya çalışırken, kendisini uzman olarak tanıtan kişi babama ‘Günde 150 kez zikir çekin’ tavsiyesinde bulunmaya başladı. Bunun üzerine duruma müdahale ettik ve uzmanın odadan çıkmasını rica ettik…”

Sağlık Bakanlığı ile Diyanet İşleri Başkanlığı arasında imzalanan bir protokole dayanarak verilen bu ‘’hizmet’’ laikliğin aslında ekmek, su ve oksijen kadar hayati olduğunu bir kez daha gösteriyor.

“KİME NE?”

Babasının yaşadığı psikolojik çöküntüyü anlatan arkadaşım “Babam ateist, deist, Hristiyan ya da İslam inancına sahip olabilirdi. Bu kimseyi ilgilendirmez. İnsanlara böyle bir uygulamanın dayatılması akıl alır gibi değil” ifadesini kullanıyor.

Muhalefetin “Aman AKP ne der?” , ‘’Aman muhafazakar seçmeni ürkütmeyelim’’ kaygısı ölüm döşeğindeki hastanın huzurunu bile kaçıracak uygulamaların normal hale gelmesine yol açıyor.

Erkan Baş “Muhalif siyasetçiler laikliği savunmaktan ve konuşmaktan korkuyor” derken sizce de haklı değil mi?