İletişim Başkanı Fahrettin Altun, Gazze Savaşı'nda Medyanın Hakikat Mücadelesi: Şiddet, Dezenformasyon, Sansür Sempozyumu'nda konuştu

İletişim Başkanı Fahrettin Altun, 199 gazetecinin Gazze'de şehit olduğunu ve bu sayının bir saat önce alınan yeni bir haberle birlikte 200'e çıktığını bildirdi. Altun ayrıca konuşmasında, İsrail'in bir yalan imparatorluğu olduğunu ve soykırım yaptığını da söyledi.

İletişim Başkanı Fahrettin Altun, Gazze Savaşı'nda Medyanın Hakikat Mücadelesi: Şiddet, Dezenformasyon, Sansür Sempozyumu'nda konuştu

İletişim Başkanı Fahrettin Altun, Gazze Savaşı'nda Medyanın Hakikat Mücadelesi: Şiddet, Dezenformasyon, Sansür Sempozyumu'nda konuştu.

İletişim Başkanı Fahrettin Altun'un konuşmasından satırbaşları;

Bugün dünyanın farklı bölgelerinden, alanlarında uzman birçok değerli isimle bir aradayız ve bu isimlerle bu hususları müzakere edeceğiz. 

Biz 7 Ekimden bu yana, bir yandan İsrail'in Gazze'deki soykırımı bütün dünyaya duyurmaya, bir yandan İsrail'in sistematik dezanfarmasyon kampanyalarını ifşa etmeye, bir yandan da mazlum Gazze halkının haklı sesini tüm dünyaya duyurmaya çalışıyoruz. Bunu tarihi bir sorumluluk olarak görüyoruz, vicdani bir sorumluluk olarak görüyoruz. Bunu aynı zamanda kendimizi küresel vicdan toplumunun bir üyesi addetterek yapmaya çalışıyoruz. 

Küresel alanda dayanaşarak medyada, sivil toplumda, akademide ve yazın dünyasında yer alan vicdanlı entellektüellere ile etkileşerek biz bu mücadeleyi veriyoruz. Bugün burada tam da bu gerekçe ile uluslararası bir sempozyum düzenliyoruz. Bu haklı mücadelemizi küresel vicdan toplumunun haysiyetli üyeleri ile yürütmek istiyoruz. 

"İSRAİL SAVAŞ SUÇU İŞLİYOR"

Bütün dünyanın gözleri önünde yaşandığı üzere İsrail bir şehri, bir halkı bir daha var olmamak üzere yok etmeye çalışıyor, ortadan kaldırmaya çalışıyor. Sivilleri, kadınları, çocukları katlediyor. Sağlık çalışanlarını, gazetecileri, sivil toplum gönüllülerini bilerek, hedef alarak öldürüyor. Bu yönü ile açık ve net olarak ifade etmek gerekir ki İsrail, savaş suçu işliyor, soykırım yapıyor. İsrail'in bu anlamda baktığımızda cari durumdaki, geçerli durumdaki iktidar modeli bir soykırım politikasıdır.

"İSRAİL BİR YALAN İMPARATORLUĞUDUR"

Birilerinin ifade ettiği gibi biyopolitika değildir. Doğrudan soykırım politikasıdır. Bu soykırım politikasını biz tüm boyutları ile anlamalı, analiz etmeli, belirlendirmeli ve onunla mücadele etmeliyiz. Bunun için bu soykırım politikasının arkasında yer alan siyasetçileri, bunun arkasında yer alan sözüm ona bilim insanlarını, askerleri ve yine bu süreçte kullanılan teknolojileri, savaş unsurlarını hepsini detaylı bir şekilde masaya yatırmalı ve ifşa etmeliyiz. Bu soykırım mücadelesini anlamak ve doğru bir şekilde bununla mücadele etmek için de aynı zamanda İsrail'in imaj imalat enstitüsünü anlamalı ve sorunsunlaştırmalıyız. İsrail bir yalan imparatorluğudur. İsrail zulümlerini yaparken bir taraftan da sistematik bir şekilde yalan söyleyerek, olanları gizleyerek, olmayanı olmuş gibi göstererek cürüm işliyor. 

"İSRAİL IRKÇILIĞIN VE SÖMÜRGECİLİĞİN EN GÜNCEL TEMSİLCİSİDİR"

İsrail bir takım dini refaranslar ile esas itibari ile hurafeler ile varlığını, geçmişini, bugününü, geleceğini bir kalkanla korumaya almaya çalışsa da esas itibari ile İsrail batılı anlamda faşizmin, düpedüz ırkçılığın ve sömürgeciliğin en dünyevi, en güncel temsilcisidir.  Kuruluşundan itibaren Filistin halkına zulm eden İsrail, 19. yüzyılda kurumsallaşan batılı emparyalizmin, sömürgeciliğin 20. yüzyıldaki temsilcisidir. 

İsrail, yayılmacı, işgalci ve sömürgeci politikalarını ve savaş suçlarını batılı medya ekosisteminin katkısı ile kurduğu küresel yalan imparatorluğu ile sürdürebilmektedir. Hakikatın yerine sahteyi koymayı hedef alan bu yalan imparatorluğu bu sempozyumda konuşacağımız,  3 ana temada olduğu gibi, 3 unsurdan beslenmektedir. Nedir bunlar? Şiddet, dezenfarmasyon ve sansür. 

Şiddet, İsrail'in Gazze'deki gerçekleri örtpas etmek adına işlediği başladığı stratejidir ve bu stratejiyi her şeyden önce gazetecilere yöneltmektedir. İsrail'in gazetecilere yönelik uyguladığı şiddet İsrail'in temel stratejisidir. Kazara, rastgele uyguladığı bir taktik değil bizatihi kendi yaşan imparatotluğunu yaşatmak ve yürüttüğü soykırımı perdelemek adına kullandığı temel bir stratejidir. 

"120 GAZETECİ ŞEHİT OLDU"

Gazetecilere korkutmak, yıldırmak, haber sahasından uzaklaştırmak ve sahada olan gazetecileri de şiddete maruz bırakmak, hatta hatta onları katletmek İsrail 7 Ekim'den bu yana uygaladığı temel medya stratejisidir. 7 Ekim'den bu yana İsrail'in saldırıları sonucunda Gazze'de 120 gazeteci şehit oldu. Yüzlerce gazeteci ise yaralandı. 

Her gün birden fazla gazetecinin katlediği dünyada yaşıyoruz. Bütün dünyanın ayağı kalkması gereken bu gerçeklik karşısında ne yazık ki batılı medya organlarının 3 maymunu oynadığını görüyoruz.