İmamoğlu’nu bitirdi!

Siyasi yasak, hapis cezası, mağduriyet, sevinç gösterileri, sarılmalar, kutlamalar, eleştiriler, savunmalar…. Her şey yaşandı son bir haftada…

Bütün bunların arasında ortaya çıkan tek bir gerçek var… O da Kemal Bey bu işi öğrendi…

 2-3 gün içinde öyle hamleler yaptı ki, geriye düştüğü bir ortamda en az 2-0, 3-0 öne geçti.

Tabloya baksanıza; partisinin İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı'na, her ne kadar kesin karar olmasa da hapis ve siyasi yasak cezası verilmiş, Saraçhane’de haberiniz olmadan miting düzenlenmiş, masa ortağınız ancak sizin adaylığınızı istemeyen İYİ Parti’nin başta Genel Başkanı olmak üzere bütün kurmayları Belediye Başkanınızın yanında sarmaş dolaş olmuş siz burada değilsiniz…

Bırakın bütün bunları, siz "Oturun oturduğunuz yerde" demenize rağmen, Belediye Başkanınızın ismi tekrar Cumhurbaşkanlığı adaylığı için geçmeye başlamış…

Apar topar gittiğiniz Almanya’dan geri dönmek zorunda kalıyorsunuz…

İlmek ilmek örülmüş bir oyunun içinde buluyorsunuz kendinizi…

İlk gece zevahiri kurtarmaya çalışıyorsunuz… Yanındayız, seninleyiz salvolarını atarken ilk hamlenizi yapıyorsunuz… Belediye Başkanınız Ekrem İmamoğlu’na, “16 milyona hizmet etmeye, gülümsemeye devam” diyerek konumunu, durumunu, yerini hatırlatıyorsunuz…

Çok geçmeden medyanın Ankara temsilcilerini toplayıp, masa ortağınız İYİ Parti’ye, "İçişlerimize karışma" diyorsunuz…

Arkasından, her ne kadar Belediye Başkanınız diretse ve "Geleyim ama ben de konuşayım" dese de partinizin grup toplantısına davet ediyorsunuz…

Belediye Başkanınızı hem partililerin hem de milyonların önüne çıkarıyorsunuz…

Beklentilerin aksine kürsüye çıkarmıyorsunuz, konuşturmuyorsunuz…

Bu da yetmiyor, tam tersi olmasına rağmen, “Kimse bilmez, biz İmamoğlu ile baba oğul gibiyizdir. Kendisi CHP’nin evladı olduğu gibi benim de evladımdır” diyerek, Belediye Başkanınızı bağlıyor, oyundan çıkarıyorsunuz...

Üşenmezseniz, Kemal Bey bu sözleri sarf ederken İmamoğlu’nun mimiklerini tekrar izleyin.

Nasıl bir sıkıntı içinde olduğunu görürsünüz… Zoraki alkış, zoraki gülüş… 

İşte bu yüzden Kemal Bey bu işi öğrendi diyorum… Hamleleriyle hem İmamoğlu’nu bitirdi hem de masa ortağına, "Sen ne kadar istemesen de ben Cumhurbaşkanı adayıyım’ dedi.