İtikaf ne demek? İtikaf nasıl yapılır, ne zaman itikafa girilir? İtikaf Ramazan’da mı yapılır?

Allah’a tam bir teslimiyet içerisinde ibadet ve taatte bulunmak anlamına gelen İtikaf, nefsânî ve şehevî arzulardan uzak durması kişinin mânen olgunlaşması için önemli vesilelerden biridir. Hz. İbrâhim ve oğlu İsmâil zamanından beri devam edegelen bir sünnet olan itikaf, alnız İslâm ümmetine has bir ibadet olmayıp vahiy geleneğine sahip hemen bütün dinlerde vardır. İtikaf genelde camide ifa edilir. Peki, İtikaf ne demek? İtikaf nasıl yapılır, ne zaman itikafa girilir? İtikaf Ramazan’da mı yapılı

İtikaf ne demek? İtikaf nasıl yapılır, ne zaman itikafa girilir? İtikaf Ramazan’da mı yapılır?

İtikaf, müslüman kişinin ibadetleri esnasında kendisini sıradan davranışlardan uzak tutmasını, fıkıh terimi olarak da ibadet amacıyla ve belirli bir şekilde camide kalmasını ifade eder. Genellikle Ramazan ayında ifa edilen İtikaf ile ilgili detaylar merak ediliyor.

İTİKAF NEDİR, İTİKÂFA GİRMEK NE DEMEK?

"Hapsetmek, alıkoymak; bir yere yerleşmek, oraya bağlanıp kalmak” anlamlarındaki İtikaf, kişinin kendisini sıradan davranışlardan uzak tutmasını, fıkıh terimi olarak da ibadet amacıyla ve belirli bir şekilde camide kalmasını ifade eder. İ‘tikâfa giren kimseye mu‘tekif veya âkif denir.

İtikâfın meşruiyeti Kur’an ve Sünnet ile sabittir. Allah’a tam bir teslimiyet içerisinde ibadet ve taatte bulunmak amacıyla zamanının belirli bir kısmını ayırması ve bu esnada meşrû bile olsa her türlü nefsânî ve şehevî arzulardan uzak durması kişinin mânen olgunlaşması için önemli vesilelerden biridir. Zorunlu ibadetlerin yanı sıra nâfile ibadetler de bu konuda önem taşımakta, dinî duygu ve düşüncenin yoğun bir şekilde yaşandığı, mümkün olduğu ölçüde maddî ilgilerden uzaklaşarak yüce yaratıcıya yönelinen bir ortam insana derin bir mânevî ufuk ve imkân sunmaktadır.

İTİKÂF NEDİR, NASIL YAPILIR?

Din İşleri Yüksek Kurulu itikafla ilgili şu bilgileri veriyor:

“Dinî bir terim olarak itikâf akıl sağlığı yerinde ve ergenlik çağına gelmiş bir müslümanın beş vakit namaz kılınan bir mescitte ibadet/Allah’a yakınlık elde etme niyetiyle bir süre durması demektir. İtikâfa giren kimse, camide yer, içer, uyur ve ihtiyacı olan şeyleri mümkün olduğu takdirde camide tedarik eder. Tuvalete gitmek, abdest almak ve gerekli olduğunda gusletmek gibi tabiî ihtiyaçları için ise camiden dışarı çıkabilir. Bulunduğu camide cuma namazı kılınmıyorsa, cuma namazını kılmak üzere başka bir camiye gidebilir. Cenaze namazı için ise dışarı çıkamaz. Kendisine veya malına bir zarar geleceği korkusuna kapılması ya da zorla çıkarılması hâlinde başka bir camiye gitmek üzere içerisinde bulunduğu cami veya mescidden çıkabilir. Bu zorunlu hâllerin dışında camiden çıkarsa itikâfı bozulur (Merğînânî, el-Hidâye, II, 291-293).

Hz. Peygamberin (s.a.s.) Ramazan’da ve özellikle bu ayın son on gününde itikâfta bulunduğunu bildiren birçok hadis-i şerif vardır (Buhârî, İtikâf, 1; Müslim, İtikâf, 1-5; Ebû Dâvûd, Ramazân, 3; Savm, 77).

Nafile olan itikâfın en azı bir gündür. Ebû Yusuf en az süreyi, bir günün yarıdan fazlası olarak belirlerken İmam Muhammed itikâf için bir saati de yeterli bulur (Merğînânî, el-Hidâye, II, 290). Yukarıda izah edildiği şekli ile camide itikâf erkeklere mahsustur. Kadınlar ise evlerinin namaz kılmak üzere belirledikleri bir yerinde itikâfta bulunabilirler (Merğînânî, el-Hidâye, II, 291).

Şâfiî mezhebine göre ise, mescid dışında itikâf caiz değildir. Kadın, kocasından izin alarak mescitte itikâf yapar. Zira Hz. Peygamberin (s.a.s.) eşlerinin mescidde itikâfa girdikleri rivayet edilmiştir (Müslim, İtikâf, 6). Bu mezhebe göre itikâf sırasında oruçlu bulunmak da şart değildir (Şîrâzî, el-Mühezzeb, I, 350; Şirbînî, Muğni’l-muhtâc, I, 658-662).”

NE ZAMAN İTİKAFA GİRİLİR?

Ramazanın son on gününe girildiğinde Hz. Peygamber dünyevî işlerden uzaklaşıp itikâfa çekilir, geceleri daha çok ibadet ve tefekkürle geçirdiği gibi ailesini de uyanık tutardı.

İTİKAF NİYETİ NASIL YAPILIR, ŞARTLARI NE?

Vâcip i‘tikâfa giren, yani, “Allah rızâsı için -meselâ- on gün i‘tikâf yapacağım” diyerek adakta bulunan kişi, tan yeri ağarmadan önce i‘tikâf için belirlediği bir mescide, “Yâ rabbi! Senin rızan için üzerime vâcip olan i‘tikâfı eda etmeye niyet ettim” diyerek girer ve adadığı i‘tikâf günleri süresince oruç tutar, mescidin bir köşesinde ibadetlerini yapar. Nezrettiği son günün akşam namazından sonra i‘tikâftan çıkar.

İtikâfın sahih olabilmesi için itikâfa giren kimsenin cünüplük, hayız ve nifas gibi hallerden temizlenmiş bulunması ve itikâf için niyet etmesi şarttır. İtikâf için bulûğ şart olmayıp ibadet ehliyetine sahip olmak, yani temyiz çağına ulaşmak yeterlidir. Ayrıca Hanefîler’e göre sadece vâcip olan itikâflarda oruç tutmak şart iken Mâlikîler’e ve Ca‘ferîler’e göre müstehap olan itikâfta da oruç şarttır. Şâfiî ve Hanbelîler ise itikâfın hiçbir çeşidinde orucu şart kabul etmez.

İtikâfın camide ifa edilmesi gerekir. Hanefî ve Hanbelî mezheplerine göre cuma kılınan camilerde i‘tikâfa girmek daha faziletli olmakla beraber cemaatle beş vakit namaz kılınan bir mescidde itikâfa girmek de sahihtir. Mâlikî ve Şâfiîler’e göre ise i‘tikâf herhangi bir mescidde sahih olmakla birlikte kendisine cuma farz olan kimsenin bir hafta veya daha çok bir süre i‘tikâf yapmayı adaması halinde cuma kılınan bir camide i‘tikâfa girmesi gerekir. Ca‘ferîler’e göre i‘tikâf cuma namazı kılınan bir camide ifa edilmelidir. Öte yandan çoğunluğa göre kadınların da erkekler gibi itikâfa camide girmeleri şarttır. Hanefî fakihleri onların evin münasip bir yerinde itikâfa girmelerini tercih etmiştir.

Bir adaktan dolayı değilse i‘tikâf ramazanda ve ramazan dışında olabileceği gibi belirli bir süreye de tâbi değildir. İ‘tikâf niyetiyle camide birkaç saat veya birkaç gün kalmak yeterlidir. Mâlikîler’e göre sahih bir i‘tikâfın en az süresi bir gün, bir gecedir. Diğer mezhepler çok kısa bir süre durmayı yeterli görmekle birlikte en az bir gün kalmayı tavsiye etmişlerdir. Ca‘ferî mezhebine göre mendup i‘tikâfa başlayan kimse iki gün geçmeden istediği zaman i‘tikâftan çıkabilir; iki gün i‘tikâfta bulunan kişinin bunu üç güne tamamlaması vâciptir. Adak i‘tikâf ise üç günden aşağı olmaz.

İ‘tikâfta bulunan kimse abdest ve gusül gibi tabii ihtiyaçları için dışarı çıkabilir. Şâfiîler yeme içme için de dışarı çıkabileceğini belirtirken diğer üç mezhebe göre ihtiyaç duyacağı şeyleri kendisine getirecek birinin bulunması halinde dışarı çıkması i‘tikâfı bozar. Hasta ziyareti veya cenaze namazı için dışarı çıkmanın i‘tikâfı bozacağı hususunda görüş birliği vardır. Hanefîler’e ve Mâlikîler’e göre unutarak mescidden çıkma i‘tikâfı bozarken diğer iki mezhebe göre bozmaz. Doktora gitmeyi veya yatmayı gerektirecek bir hastalık durumunda dışarı çıkma üç mezhebe göre i‘tikâfı bozmaz, Hanefîler’e göre ise bozar. Cuma namazı kılınmayan bir camide i‘tikâfa giren kimsenin cuma namazı için dışarı çıkması Hanefîler’e ve Hanbelîler’e göre i‘tikâfı bozmaz; Şâfiî ve Mâlikîler’e göre ise bozar; çünkü önceden süreyi ayarlama veya cami seçimi yapma imkânı vardır.

“Mescidlerde i‘tikâfta bulunduğunuz zaman kadınlara yaklaşmayın” (el-Bakara 2/187) meâlindeki âyet gereği i‘tikâfta iken cinsel ilişkide bulunmak bütün mezheplere göre i‘tikâfı bozar. Çoğunluğa göre bu amaçla dokunma, öpme de böyledir. Akıl ve temyiz gücünü gideren sarhoşluk, akıl hastalığı ve bayılma gibi hallerle hayız ve nifas gibi durumlarda da i‘tikâf bozulur. Ayrıca Mâlikîler’e ve Ca‘ferîler’e göre vâcip ve mendup i‘tikâflarda oruç şart olduğu için orucunu bozanın i‘tikâfı da geçersiz olur.

İTİKAFTA HANGİ İBADETLER, NELER YAPILIR?

İ‘tikâfa giren kimsenin gücü yettiği kadar namaz kılması, Kur’an okuması, istiğfar etmesi, dua ve niyazda bulunması, kelime-i tevhid ve tekbir getirmesi, Allah’ın varlığı, birliği, kudreti hakkında düşünceye dalması, gereksiz şeyler konuşmaması, başta Hz. Peygamber’in hayatına dair kitaplar olmak üzere dinî-ilmî eserler okuyarak vaktini değerlendirmesi müstehaptır.

İ‘tikâfa özellikle ramazan ayının son on gününde girilmesi Kadir gecesini de ihya etme fırsatı vereceği için ayrı bir önem taşır. Hz. Âişe, “Resûl-i Ekrem ramazanın son on gününde ibadet için yoğun bir gayret içine girer, gecesini ihya eder ve ibadet için aile fertlerini uyandırırdı” demiştir.