Kurtuluşumuzun neyde olduğu belli oldu... Bilmemiz gerekiyor, eğer başarılı olursa çok insan ölümden kurtulacak

Bilim insanları oldukça ilginç bir çalışmaya imza atıyorlar. Türünün ilk örneği olan çalışmada, araştırmacılar kanserden kurtulmak için ameliyat olan ancak iyileşme sürecinde zorlanan kişilerin bu süreci daha kolay atlatması için insan atıklarından faydalanmayı deniyor. İnsan atıklarının bağışıklığı güçlendirdiğini bulan araştırmacılar, hastalara yepyeni bir tedavi yöntemi sunuyor.

Kurtuluşumuzun neyde olduğu belli oldu... Bilmemiz gerekiyor, eğer başarılı olursa çok insan ölümden kurtulacak

Kemik iliği nakli, belirli kanser türleri ve diğer kan hastalıkları olan hastaları tedavi etmek için kullanılır. Kemik iliği, kan hücrelerinin yapıldığı dokudur, bu nedenle bu dokunun değiştirilmesi, hastanın kanındaki sağlıklı hücre popülasyonunu eski haline getirebilir. Bununla birlikte, kemik iliği, vücudun biyolojik SWAT ekibi olan beyaz kan hücrelerinin üretiminden sorumlu olduğu için, transplantasyon konakçıya etkili bir şekilde tamamen yeni bir bağışıklık sistemi getirir. Bazen bu bağışıklık sistemi yeni konakçısının hücrelerini tanımaz ve bu nedenle hastanın kendi sağlıklı hücrelerine saldırmaya başlar. GVHD'de olan budur.

Kurtuluşumuzun neyde olduğu belli oldu... Bilmemiz gerekiyor, eğer başarılı olursa çok insan ölümden kurtulacak - Resim : 1

HERHANGİ BİR ORGANI ETKİLEYEBİLİR

Henden, "[GVHD], kemik iliği naklinden hemen sonra ortaya çıktığında, 'akut' olarak adlandırılır ve bağırsağı, akciğerleri, karaciğeri ve cildi etkileyebilir" dedi. QIMR Berghofer Tıbbi Araştırma Enstitüsü'nde araştırmacı ve Avustralya'daki Royal Brisbane ve Kadın Hastanesi'nde kanser uzmanıdır. "Bizim kurumda bu yüzde 25 ile 30 arasında oluyor. GVHD ameliyattan sonra 100 gün sonra ortaya çıktığında, kronik olarak adlandırılır ve kemik iliği nakli alıcılarının yüzde 70'ini etkileyebilir. Vücuttaki herhangi bir organı etkileyebilir."

Kurtuluşumuzun neyde olduğu belli oldu... Bilmemiz gerekiyor, eğer başarılı olursa çok insan ölümden kurtulacak - Resim : 2

GERİ KAZANMAYA ÇALIŞMANIN BİR YOLU

GVHD için geleneksel tedaviler genellikle immün baskılayıcı ilaçlar etrafında toplanır. Ancak bunlar, hastaları diğer hastalıklara karşı savunmasız bırakır ve çoğu zaman hastalığı durduramaz. Bir hastanın GVHD'ye duyarlılığını etkileyen faktörler belirsizdir. Bununla birlikte, son araştırmalar , hastalık ile hastanın bağırsağında yaşayan yerleşik mikropların durumu arasında açık bir bağlantı olduğunu göstermiştir.  Henden, "Kemik iliği naklinin bir parçası olarak verdiğimiz kemoterapi ve antibiyotikler çok anormal veya disbiyotik bir mikrobiyota neden oluyor. Bu disbiyozun GVHD'ye katkıda bulunduğuna inanılıyor. Dışkı mikrobiyal nakli veya FMT, daha normal bir mikrobiyomu geri kazanmaya çalışmanın bir yoludur."

Kurtuluşumuzun neyde olduğu belli oldu... Bilmemiz gerekiyor, eğer başarılı olursa çok insan ölümden kurtulacak - Resim : 3

SERT TEDAVİLERE KARŞI SAVUNMASIZ

Vücudunuz, çoğu bağırsaklarınızda bulunabilen trilyonlarca mikroorganizmaya ev sahipliği yapar. Bu bağırsak mikrobiyomu, sindirimden depresyona kadar her şeye karışmıştır, ancak aynı zamanda bağışıklık sisteminizi desteklemede hayati bir rol oynar. Mikrobiyomlarımız, antibiyotikler ve kemoterapi gibi sert tedavilere karşı savunmasızdır. Tükendikten sonra onları normal, sağlıklı seviyelere çıkarmak zor olabilir.

Kurtuluşumuzun neyde olduğu belli oldu... Bilmemiz gerekiyor, eğer başarılı olursa çok insan ölümden kurtulacak - Resim : 4

KEMOTERAPİDEN ZARAR GÖREN BAĞIRSAK SAĞLIĞINA KAVUŞACAK

Sağlıklı bir bağırsak mikrop popülasyonunu geri kazanmanın bir yolu, onları bir kişiden diğerine aktarmaktır. Bu, daha resmi olarak FMT olarak bilinen bir insan atığı nakli yoluyla yapılır. Henden, "Daha sağlıklı ve çeşitli bir bağırsak mikrobiyomunu eski haline getirerek, FMT'nin koruyucu özelliklere sahip mikropları teşvik ettiği ve dengeyi zararlı mikropların baskınlığından uzaklaştırdığı düşünülüyor." dedi. Kemoterapiden zarar gören bağırsağın bariyer fonksiyonunu da geri yükleyebilir, ancak yararlı olduğu kesin mekanizma hala kanıtlanmamıştır.”