Madımak ve Başbağlar bir PKK operasyonuydu

2 Temmuz 1993...

Madımak Oteli’nde 33 kişi öldürüldü.

5 Temmuz 1993...

Başbağlar Köyü’nde 33 kişi öldürüldü.

24 Mayıs 1993...

Elazığ-Bingöl karayolunda 33 silahsız er şehit edildi.

17 Nisan 1993...

Dönemin Cumhurbaşkanı Turgut Özalhayatını kaybetti.

17 Şubat 1993...

Orgeneral Eşref Bitlis'in uçağı düşürüldü.

24 Ocak 1993...

Uğur Mumcu kirli bir pusuda katledildi.

Türkiye'nin en karanlık yılları...

Doğu illerimizde onlarca köy “Batı menşeli” terör örgütü tarafından basılarak bir köyde bazen 10, bazen 20, bazen 30 kişi katledildi.

Amaç belliydi.

1993'te Başbağlar köyündeki 33 kişiyi PKK katletti ve “Madımak’ın öcünü aldık” dediler. İyi de Madımak'ta ölenlerin PKK ile ne ilgisi vardı?

Amaç Alevi-Sünni, Türk-Kürt çatışması çıkarmak idi.

Tüm kirli katliamlar ve kirli süreçlerin mağdurları “farklı meşreplere ve özelliklere sahip olsalar” bile“fail” aynıydı.

Mağdur farklı, fail aynı...

Madımak’taki el de Başbağlar’daki el de aynıydı.

DAEŞ’i, PKK’yı, YPG’yi tasarlayan el ile FETÖ’yü tasarlayan elin “aynı kişiye” ait olması gibi!

Bu süreçlerde Türkiye çok zaman ve enerji kaybetse bile bugün artık düşmanın tuzaklarına düşülmediğini ve yeni stratejiler belirlendiğinigörmek ülkemiz ve mazlum dünya halkları adına sevindiricidir.

Ancak 1993’ü, kirli tezgahları unutmamak gerekiyor.

Unutursan tekrar yaşarsın; unutma!

Bugün bile birileri hâlâ Madımak üzerinden milleti birbirine düşürmeye çalışıyor.

Dün başaramadılar, bugün de başaramayacaklar.

Terörsüz Türkiye milletin umudu, onların kabusu olacak.

“BU KEZ CEMİL TUGAY DOĞRUSUNU YAPMIŞ”

İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Cemil Tugay doğrusunu yapmış ve belediye yetkililerinin “Burada usulsüzlük var. Bunu teftiş kuruluna verelim mi?” minvalindeki yazıya “olur” demiş.

İzmir Büyükşehir Belediyesi'nde yolsuzluk soruşturması 4.gününe girdi.

Mevcut Başkan Cemil Tugay'la değil, eski başkan Tunç Soyer ve ekibiyle ilgili yürütülen bir soruşturma..

Gördüğüm ve incelediğim kadarıyla mevzu şöyle ilerliyor:

2024 Eylül...

İzmir Büyükşehir Belediyesi “İç Denetim Birimi Başkanı” bir tespitte bulunarak fazla vardiya ödemesi yapıldığını görüyor. Sorumlu, “İZBETON ve belediyemizin görevlileri” diyor.

“Yasal işlem yapalım ve raporu yine belediyenin Teftiş Kurulu Başkanlığı'na gönderelim” diye dilekçe yazıyor.

Dilekçede İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Cemil Tugay’dan “OLUR” isteniyor.

Başkan Cemil Tugay da “olur” deyip süreci başlatıyor.

Fakat mevzu 137 kişinin ve eski başkan Tunç Soyer’in gözaltısıyla büyüyünce mevcut Başkan Cemil Tugay, “Ben şikayet etmedim” diyor.

Sanırım CHP’nin içindeki linç topluluğunun şerrini üstüne çekmek istemiyor.

İşin özünde mevcut Başkan Cemil Tugay doğrusunu yapmış. Çünkü eğer varsa bir usulsüzlük ve yolsuzluk varsa bu kendi döneminde yapılmamış. Önceki dönemin yine varsa bir yolsuzluğu “haydi üstünü örtelim” de dememiş.

Ancak, “Ben şikayet etmedim” diyor. Oysa “OLUR” vererek süreci kendisi “haklı ve doğru olarak” başlatmış.

CHP içinde linç başladığı vakit çok büyük iftiralar atılabiliyor.

Muharrem İnce için “seks kasedi” bile icat edilmişti. Niye? CHP’nin karşısına aday olmasın diye...

Kemal Kılıçdaroğlu’na edilmeyen hakaret kalmadı.

Cemil Başkan bu akıbetlerin şerrinden emin olmak istemiş olabilir.

Hülâsa; ister Cemil Tugay şikayet etsin ister bir başkası şikayet etsin. Eğer varsa bir yolsuzluk hesabı ivedilikle sorulmalıdır.

İzmir’deki operasyonda milyonlarca liradan bahsediliyor.

Kooperatifler, araç alım ihalesi, asfalt gibi birçok alandan bahsediliyor. Detayları fazlaca uzun olmakla birlikte sürecin ilerleyen safhalarında tablo çok daha net görülecektir.

SON SÖZ: İlkokula başladığım güzel İzmir, umarım kötü şeylerle anılmazsın ve süreç bir an önce tamamlanarak şehrin imajı daha fazla zedelenmez. Sasalı Kasabası’na selam olsun.