Meclis tamam... 28 Mayıs'ta ne olacak? Sinan Oğan ne yapacak?

0:00/ 0:00

Erdoğan yine kazandı.

Hem de Cumhuriyet tarihinin en zor seçimlerinden birini.

Evet, Cumhurbaşkanlığı seçimi ikinci tura kaldı. Ama parlamento seçimlerinde Cumhur İttifakı ipi göğüsledi. Erdoğan, birinci turda yüzde 49,5 oy alarak, ikinci turun tartışmasız favorisi haline geldi. The Economist bile kapağına sabitlediği, “Erdoğan kaybedecek” manşetini kaldırdı.

Artık Meclis'te kimse, Suriye, Irak, Libya tezkerelerine “Hayır” kararı çıkaramayacak. Cumhur İttifakı zaten bunun için kazandı.

Kılıçdaroğlu artık, “Yerel yönetimlerde özerklik şartı”nı getiremeyecek. Cumhur İttifakı zaten bunun için kazandı.

Türkiye’yi şimdi kayıtsız şartsız NATO’ya teslim edemeyecekler. İMF ile yeniden masaya oturamayacaklar. S-400’leri NATO’ya veremeyecekler. İHA’lara, SİHA’lara dokunamayacaklar.

Bu yüzden millet, TBMM’yi Cumhur İttifakı’na teslim etti. Bu yüzden Erdoğan’a ilk turda yüzde 49,5 verdi.

En önemlisi, artık Suriye’nin kuzeyinde bir terör devleti kurmak isteyenlerin ekmeğine kimse yağ süremeyecek ve sınırlarımızda bir terör devleti kurulamayacak. Millet bunu gördüğü ve bildiği için Cumhur İttifakı’na meclisi teslim etti.

Artık herkes, Erdoğan’ın ikinci turda 13. Cumhurbaşkanı seçileceğine kesin gözüyle bakıyor. Uluslararası otoriteler de bu görüşte.

Ama gördüğüm kadarıyla, başta Sayın Erdoğan olmak üzere Cumhur İttifakı kanadında kimse rehavete kapılmıyor. Kimse yüzde 49,5 şımarıklığı sergilemiyor. Erdoğan’ın balkon konuşmasında zafer narası atmak yerine, “Demokrasi ve Türkiye kazandı” vurgusu çok önemliydi. Erdoğan o konuşmayla bütün Türkiye’yi rahatlattı. Türkiye sükûnet içinde ikinci tura gidecek.

Türkiye’de 1946’dan itibaren yapılan tüm seçimler hayati önemdeydi.

Ama ne yazık ki her seçimde "Amerikan teslimiyetçiliği" kazandı. Kazanamayacaklarını anladıklarında darbe yaptırdılar.

Türkiye artık seçimlerini Batı yönlendirmesinden uzak yapıyor. Millî irade gerçek anlamda sandığa yansıyor. Seçmen tercihi, provokasyonlarla, manipülasyonlarla yönlendirilemiyor. En önemlisi artık masaya kararlılıkla ve güçlü bir şekilde, “Türkiye’nin çıkarları” konulabiliyor.

Bu millet, 14 Mayıs’taki kararıyla, “BEKA” konusunun, fantastik bir korkudan ibaret olmadığına işaret etti. Pervasızca, teröristleri serbest bırakacaklarını, bütün KHK’lıları affedeceklerini söyleyenlere gerekli dersi verdi.

2018’de yüzde 11,7 oy alan HDP, trajik bir şekilde yüzde 8,8’e düştü. Kürt seçmen de “beka” konusunda mesajını verdi. PKK terörünün 40 yıl boyunca en çok Kürtleri öldürdüğünü unutmadı.

Seçim öncesi anketlerde, MHP yüzde 5-7 arasında gösterildi.

MHP’den kaldırdıkları oyları İYİ Parti’ye yükleyerek, İYİ Parti’yi yüzde 20’lere kadar çıkardılar. Ama hayaller başka, gerçekler bambaşkaydı ve MHP, aldığı yüzde 10,06 oyla tahminleri alt üst etti. İYİ Parti, MHP’nin altında kaldı.

SİNAN OĞAN GEREĞİNİ YAPACAKTIR

Ata İttifakı’nın adayı Sayın Sinan Oğan, yüzde 5,36 ile hatırı sayılır bir oy aldı.

Sinan Oğan’a oy verenlerin, Türkiye’nin “beka” sorununa inanmakla birlikte, mültecilerden ciddi anlamda rahatsızlık duyanlar ile bir şekilde iktidarı eleştirenler olduğunu söylemek mümkün.

Sinan Oğan, stratejik bir hata yapmaz ise gelecekte Türkiye siyasetinde kendine önemli bir yer bulabilir. Cumhurbaşkanı yardımcılığı, bakanlık gibi beklentiler yerine, hep yaptığı gibi “beka” üzerinden etkisini sürdürebilir. Bu saatten sonra ne Millet İttifakı ne de Cumhur İttifakı yönetim pazarlığına girmez. Neden derseniz? Millet İttifakı’nda masa zaten dolu ve seçmenleri zaten masadaki kalabalığa tepkili. Masaya bir sandalye daha koymak mümkün değil. Cumhur İttifakı’na gelince; İttifak’taki hiçbir parti Erdoğan ile yönetim pazarlığı yapmadı. Hiçbirine, cumhurbaşkanı yardımcılığı ya da bakanlık sözü verilmedi. Bu yüzden Sinan Oğan’a böyle bir kapı açılması imkânsız.

Sinan Oğan gelecekte siyasete devam edecekse, hedef kitlesi milliyetçi, muhafazakâr seçmendir. Bu kırılma döneminde, bu kitleyi olumsuz etkileyecek bir hamlesi Oğan’ın gelecek projeksiyonunda olumsuz etki yapar. Cumhur İttifakı da Sinan Oğan’ı yanına çekme konusunda elinden geleni yapmalıdır. Mesela, sığınmacıların yeniden Suriye’ye dönmelerine ilişkin planlanan çalışmaların ciddiyeti ve yol haritası konusunda Sinan Oğan’la görüşmeler yapılabilir. Oğan’a oy veren kitle onore edilebilir. Benim tanıdığım Sinan Oğan eleştirileri, kızgınlıkları, farklı düşünceleri olmakla birlikte ideolojik olarak Cumhur İttifakı’na daha yakındır. Yapılması gereken hem Sinan Oğan’ın hem de O’na destek veren kitlenin ciddiye alındığının gösterilmesidir.

Herkesin beklentisi seçimin birinci turda bitmesi ve artık herkesin işine gücüne bakmasıydı.

Ama olmadı.

28 Mayıs’ta yeniden sandığa gideceğiz. Demokrasinin cilvesi bu. İlk turda olduğu gibi, kazasız belasız, kavgasız, gürültüsüz bir seçim için başta liderler olmak üzere herkes üzerine düşeni yapmalı.