Sayın Devlet Bahçeli “One minute” dedi

Değerli dostlar, değerli okuyucular, sözlerime Filistin’de şehit olan mücahitlere rahmet okuyarak başlıyorum. Bildiğiniz üzere katil, soykırımcı, Siyonist İsrail ordusu, katil lideri Netanyahu, iş birlikçisi Biden, Gazze’de son olarak bir hastaneyi bombalayarak çocukları, kadınları, mazlumları şehit etti!

Gazze’de soykırım yapıyorlar!

Filistin topraklarında, gerçek sahipleri Filistinlileri dünyanın gözünün içine baka baka katlediyorlar!

Savaş başlar başlamaz Sayın Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan, Dışişleri Bakanı’mız Sayın Hakan Fidan, diplomatik görüşmelere başlayıp, Kudüs’ümüzün başkent olduğu, İsrail’in 1967 sınırlarına çekilmiş iki devletli bir yapının kurulması için mücadeleye başladılar. Ürdün, Mısır, Lübnan ve Türkiye’den oluşan bir barış gücünün oluşması için diplomatik görüşmeler başlattılar. Mısır lideri Sisi, Sayın Hakan Fidan ile aynı görüşte olduğunu belirtti, İsrail sözüm ona yanlışlıkla Mısırı bombaladı!

Tüm bunlar yaşanırken Sayın Erdoğan ve Sayın Fidan’ın yanı sıra Sayın Devlet Bahçeli de açıklamalar yaptı. Yaptığı açıklamalar, Sayın Erdoğan ve Sayın Fidan’ın yaptığından biraz farklı oldu. Sayın Bahçeli de diplomasiden, barış gücünden bahsetti ama devamında ABD ye ve İsrail’e meydan okudu!

İsrail’e, “Ağababanız ABD’ye güvenmeyin” dedi.

Sonra çıktı dedi ki, “Ey Siyonist İsrail, sana 24 saat süre veriyoruz, kara harekâtı yapma ve ateşkesi sağla! Ağababan ABD’ye güvenme. Gerekirse NATO’dan çıkarız. İlk kıblemiz Kudüs’ü ve Filistinli mücahitleri biz Türkler koruruz!”

Yani “One minute” dedi!

Devletin sigortası, Turan ülküsünün lideri, tüm mazlumların hamisi, Türkmen Beyi, Sayın Bahçeli tüylerimizi diken diken eden, göğsümüzü kabartan o sözleri söyledi.

Ve inanıyorum ki, İsrail bu soykırıma dur demezse Sayın Bahçeli, Sayın Erdoğan ile birlikte Barış gücünü Filistin’e gönderir!

Gerekirse NATO gözden geçirilir, ABD’ye meydan okunur.

Sondaj gemimizin bir mil ötesine uçak gemisini demirleyen, Yunanistan ve PKK’ya destek veren ABD’ye böyle bir meydan okuma gerekiyordu, Sayın Devlet Bahçeli bunu yaptı.

Allah ömrüne bereket versin. Devletin, milletin başından eksik etmesin.

Değerli dostlar, Türkçü olduğunu iddia eden bazı kişiler ise “Bizim Arap çöllerinde, Gazze’de ne işimiz var” dediler!

Şimdi bu vatandaşlara soruyorum, Allah korusun Kâbe’ye bir saldırı olsa biz Türkler, “bize ne, bizim sorunumuz değil” mi diyeceğiz? Kudüs bizim ilk kıblemiz, elbette savunacağız ve gerekirse savaşacağız.

Değerli dostlar, maalesef bu memlekette, Türkçüyüm deyip maneviyattan uzak, kutsallardan uzak bir kesim var! Yine maalesef bu memlekette Atatürkçüyüm deyip tüm kutsalları hiçe sayan bir kesim de var! Bu kesimler karşımıza hep aydın, entelektüel rolleri ile çıkarlar. Çok ilginçtir bunların sesi de daha çok çıkar. Bir de etraflarında onları alkışlayan modern ve çağdaş olduğunu iddia eden hanımlar olduğu zaman bunları kimse durduramaz!

Ama endişe etmeye gerek yok, bu ülkede Türk milliyetçisi olup, Atatürk ilke ve inkılâplarına sonuna kadar bağlı olan, aynı zamanda manevi değerlere sahip çıkan, devleti, milleti ve ulusu için ölümüne mücadele ederken, ümmetini de gözeten, Allah’ın rızası için mücadele eden, çoğunluktan oluşan bir kesimde var! O sebeple endişe etmeye gerek yok.

Sayın Devlet Bahçeli bahsettiğim bu çoğunluğun sesidir.

Onların temsilcisidir.

Devletin sigortası, Müslüman aleminin cesur sesi, Türk milletinin hamisidir!

Değerli okuyucular, 2014 ya da 2015’te Sayın Devlet Bahçeli’yi makamında ziyaret edip, kendisine FETÖ’nün “Altın nesil” dediği yapı ile ilgili bir dosyayı teslim etmiştim. Bu “Altın nesil” olarak adlandırdıkları, gafil ve çamur neslin, ABD derin devletiyle, senatörleriyle olan tüm bağlantılarını içeren bir dosyayı, belge belge, fotoğraflar ile teslim etmiştim!

Dosyanın biri Sayın Cumhurbaşkanı’na, birini de benim ısrarımla Sayın Bahçeli’ye teslim etmiştik. Bizzat ben götürmüştüm. Daha o zamanlar ortada Cumhur İttifakı yoktu. Sayın Bahçeli’nin 2012’den önce FETÖ’ye dair söylediği sözlere eski bir AK Partili Bakan cevap vermiş, “Bir söze bakarım bir de söyleyene” demişti!

Ben de o Bakan’a bir TV programında cevap vermiştim. “Biz de bir lafa bakarız, bir de söyleyene bakarız. Sayın Devlet Bahçeli’nin dediğini yaparız” demiştim!

“Senim lafına bakmayız” demiştim!

Bugün yine anlıyorum ki, çok haklıymışım!

Sayın Devlet Bahçeli’nin ağzından çıkan söze bakarız ve yaparız, yapmalıyız, bir saniye bile düşünmeden yapmalıyız!

Sayın Bahçeli bilgedir, adamdır, büyük adamdır, akil adamdır, devlet aklıdır.

Varlığı bir şanstır ve güçtür!

O sebeple Sayın Bahçeli, gerekirse Teşkilât-ı Mahsusa’nın kahramanları gibi ses, gürültü çıkarmadan, sessizce, kahramanca Gazze’ye gidecek, bir işaretini bekleyen milyonlarca vatan evladı var bu ülkede!

Diyorlar ya, “Siz önden buyurun, askeri göndermeyin!”

Sizin buyur etmenize gerek yok, Sayın Bahçeli komutan, biz askeriz. İşaret versin gideriz.

Biz Allah’ın rızasını her şeyden üstün tutarız. Siyonistler geberir biz şehit oluruz. Biz buna inanır, böyle yaşarız.

Velhasılıkelam Allah vatana, millete, devlete zeval vermesin.

Allah, ümmete birlik, beraberlik nasip etsin. Bizlere cesaret versin.

Allah Filistinli şehitlerin şehadetini kabul etsin.