Ömer Çelik: Hem CHP hem de Türkiye için bir ilktir

AK Parti Sözcüsü Ömer Çelik, MYK toplantısı sonrası gündeme ilişkin açıklama yaptı. CHP Lideri Kılıçdaroğlu'nun Cumhurbaşkanı Erdoğan için 'kaçacak' iddiasına değerlendiren Çelik, ''İlk defa CHP koltuğunun bu şekilde istismar edilmesi hem CHP hem de Türkiye için bir ilktir.'' ifadelerini kullandı

Ömer Çelik: Hem CHP hem de Türkiye için bir ilktir

AK Parti MYK toplantısı, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın başkanlığında yapıldı. Parti Sözcüsü Ömer Çelik'in toplantı gündemine ilişkin açıklama yaptı.

Çelik'in açıklamalarından öne çıkanlar şöyle: 

Diyarbakır annelerine buradan selamlarımızı gönderiyorum. Bininci gününü aştı evlat nöbeti. Annelerin verdiği bu mücadele son derece önemli bir vicdan nöbeti. İnşallah buradaki bütün annelerin evlatlarına kavuştuklarına şahit oluruz. Buradaki esas mesele, bunlara yol açan terörün yok edilmesidir. 

Terörle mücadele operasyonları 

Bundan sonrasında da Cumhurbaşkanımızın açıkladığı gibi teröre karşı harekatlar gerçekleştirilecektir. 

Sayın Cumhurbaşkanımızla birlikte çok önemli bir etkinliğe katıldı. Bakü'de Teknofest gerçekleştirildi. İlk defa Türkiye topraklarında gerçekleşmiş oldu. Sayın Aliyev'in ev sahipliğinde gerçekleşti. Gençlerin yoğun ilgisi vardı. 

"Kılıçdaroğlu'nun açıklaması büyük bir sorumsuzluk'' 

Sayın Cumhurbaşkanımızın grup konuşmasında bir harekattan bahsetmesinin hemen ertesinde Sayın Kılıçdaroğlu'nun Cumhurbaşkanımızın kaçacağını söylemesi son derece sorumsuz olmuştur. 

CHP'de çok temel konularında ayrılıklarımız olabilir. Fakat CHP Genel Başkanlığı koltuğunda oturan Türkiye'nin milli güvenliği konusunda her zaman hassas olmuştur. Bunun tekniği, stratejisi konusunda, nasıl gerçekleşeceği konusunda ayrışabiliriz ama bu hassasiyeti göstermişlerdir. İlk defa CHP koltuğunun bu şekilde istismar edilmesi hem CHP hem de Türkiye için bir ilktir.

 

 

 

 

 

 

 

 

Sayın Kılıçdaroğlu'nun önüne bir belge getirildiğinde bunun önünü, arkasını iyi sorgulaması lazım. Kendi partisini ve kendisini bu duruma düşürmemeli. Bu son derece hassas bir konudur. Sayın Cumhurbaşkanımızın, 'Biz bir harekat gerçekleştireceğiz' demesinden hemen bir iki gün sonra olmuştur. Ondan sonra legal çalışan sivil toplum örgütlerini hedef almaya başlıyor. 

(Kılıçdaroğlu'nndan sonra) FETÖ'cülerden biri çıktı bunları ben 3-4 sene önce söyledim dedi. Sayın Kılıçdaroğlu böyle bir şey olmayacağını kendisi bile biliyor. Bir de çıkmış diyorlar ki AK Parti seçimi kaybederse sonuçlarını kabul etmeyecek. Karar verin. Çabalayacaklar mı yoksa kaçacaklar mı? 

Siyaset alanını zehirlememek lazım. Rekabet, siyasi argümanların gücüyle ortaya konmalı. Nasıl korunacak sivil siyasetin, demokrasinin gücü? Bunun böyle olmayacağını en iyi kendilerinin bilmesi lazım. Defalarca aynı şeyi yaptılar ve duvara çarptılar. 

İsveç ve Finlandiya'nın NATO üyeliğine veto 

Türkiye'nin Finlandiya ve İsveç'e NATO üyeliği için teröre güç vermeme şartına gelen tepikleri takip ediyoruz. Rusya'nın Ukrayna'yı işgalinden sonra ittifak konusunda Türkiye'nin ortaya koyduğu argümanların ne kadar kıymetli olduğu bir kere daha görülmüştür. 

Yeni çerçeve ortaya konulacaksa terör, dayanışma, ikili ilişkiler konusunda ilkeli olma çerçevesinde ilerlemesi gerekiyor. Türkiye, NATO'nun kuruluş değerlerine sahip çıkıyor. Teröre karşı durmak bizim en meşru hakkımız.

Bu tavrımıza muhalefetten güçlü bir destek göremedik. 

Seçim güvenliği tartışması 

Türkiye'nin güçlü bir seçim geleneği var. Sandığı lekelemeye, hafifletmeye, hakaret etmeye yönelik hangi yaklaşım varsa ayağımızın altındadır. Demokrasi, milletimizin en büyük kazanımıdır. Sandığın korunması için başbakanlarımızı, bakanlarımızı şehit vermiş bir milletiz. Bizim için sandık kazanılmış bir demokrasinin ürünüdür. Milletimizin en büyük kazanımı olan sandığı koruyacağız. 

Kim AK Parti adına konuştuğunu söyleyip de sandığa hakaret ediyorsa o bizden değildir. Sandığa hakaret eden her cümle ayağımızın altındadır. 

Sosyal medya düzenlemesi teklifi 

Hazırlanırken farklı ülkelerdeki örnekler de incelendi. Bireyin haklarının korunması için hazırlandı. Tabii ki her şey müzakereye açık. Meclis bunu tartışacak, karar verecek. Ama içeriği okumak lazım. Beğenmiyorsan argüman geliştireceksin. Yasakçı diye kestirip attığın zaman bu alanı nasıl düzenleyeceğiz?