Türkiye Rusya’dan uzak dursun paranoyası

Türk Amerikan ilişkilerinin bundan önce olduğu gibi sonraki seyrinde de şüphesiz en kritik iki bakanlık Dışişleri ve Savunma.

Bu iki önemli koltukta ise Türkiye’yle ilgili bakış açıları pek olumlu olmayan tecrübeli kritik iki isim oturacak. Bundan da öte daha önce Ankara Washington hattında rahatsızlık yaratan bazı adımları atan isimler denilse daha yerinde olacak.

Tabii neler olacağını zaman gösterecek. Ancak gözden kaçan diğer çok önemli bir detayı da gündeme getirmekte fayda var.

OLASI GERGİNLİKLER

Zaten, yeni Savunma Bakanı olan Lloyd Austin’in korgenerallikten emekli olduktan sonra Rus S-400’lerinin baş rakibi olan Patriot füzelerinin üreticisi olan Raytheon firması yönetim kurulunda görev aldığını ve bunun Türkiye’ye ‘S-400 alma’ diye ek baskı unsuru olarak karşımıza gelebileceğini söylemiştik.

On gündür yeni Dışişleri Bakanı Anthony Blinken’ın Türkiye’yle ilgili ‘sözde müttefik’ açıklamaları konuşuluyor.

Ama bir başka detaydaki kritik şifreyi açmaya çalışacağız.

O da Kongre’ye verdiği yazılı özel sunumda saklı. Çünkü, Türkiye’yle ilgili hassas bölüm mevcut.

ASIL BU SÖZLER

Yeni Dışişleri BakanınBlinken bakın neler söylemiş;

-Türkiye zorlu bir müttefiktir. Başkan Seçilen Biden, uluslararası hukuku ihlal eden veya bir NATO müttefiki olarak taahhütlerini ihlal eden Türkiyenin davranışını gündeme getirme sözü verdi.
-Yönetimimiz ayrıca insan hakları ve hukukun üstünlüğünü önem veriyor.
-Terörle mücadele, Suriye'deki çatışmayı sona erdirme ve bölgesel istikrarı sağlama konularında ortak çıkarlarımız var. Türkiye ile ortak öncelikler konusunda işbirliği arayacak ve anlaşmazlıkları çözmek için diyaloğa gireceğiz.
-Daha genel olarak, Türkiye'yi Rusya'ya ve diğer düşmanlara yaklaştıracak adımlar atmaktansa, batıya dönük tutmak önemlidir.
-Bölgesel meselelerdeki farklılıklar ile Türkiye'yi transatlantik ittifakına en azından geniş ölçüde uyumlu tutma çabalarıyla dengelemeye çalışacağız.

RUSYA TAKINTISI

Aynen böyle. Burada en kritik nokta Rusya ile ilgili bölüm. Bu da Amerika’da Türkiye Rusya ilişkileri ekseninde artık paranoua haline gelen bölüm ve yumuşak karın. Yani, ‘Ankara Washington’dan uzaklaşıp Moskova ile daha da yakınlaşırsa ne yaparız?’ korkusu.

Çünkü, bu Amerikanın bölgede zaten yalnız kaldığı süreçte çıkarlarına daha da ağır darbe vuracaktır.

‘Türkiye'yi Rusya'ya ve diğer düşmanlara yaklaştıracak adımlar atmaktansa, batıya dönük tutmak önemlidir.’ ifadesi gerçekten Amerika’nın genel endişesidir. Ama tabii ki burada Rusya’nın da dolduruşlarına gelmemiz lazım.

Bu nedenle de, yaşanacak krizlerimizde bu mesele zaman zaman Washington’un geri adım atmasını beraberinde getirecektir. S-400- F35, Suriye’de terör örgütlerine Washington’un desteği, Halkbank davası, Fetö ile mücadele ve benzeri konularda karşı karşıya geleceğimiz kesin olsa da Türkiye’yi tamamen kaybetmenin ne olacağını en iyi uzun yıllar Türkiye ile mesai yapmış olan Joe Biden bilecektir.

Parlak da bir dönem beklemeyelim ama her maçı da kaybedeceğimiz bir süreç endişemiz olmasın...

Bekleyelim görelim, oyunu akılla oynayalım.

Unutmadan; Amerikan Kabinesinin ve yönetiminin ciddi bölümü de Amerikan Musevi toplumundan. Bu İsrail ile ilişkiler açısından da hassas dengelere işaret ediyor Ankara açısından.

İyi günleriniz olsun...