Türkiye, küresel iklim değişikliğinin en şiddetli şekilde bu yıl yaşadı. Yaz ayları gelmesine rağmen bir türlü havalar ısınmadı. Kış aylarında da İstanbul'a kar yağmadı. Havalar insanları ürkütmeye devam ederken, Türkiye'deki göller hakkında yapılan bir araştırma içerisinde bulunduğumuz durumun ne kadar kötü olduğunu bir kez daha gözler önüne sermiş oldu.
Türkiye'de göllerin durumunu sahada inceleyen farklı araştırmacılar, kayıpların doğrudan yanlış tarım faaliyetleriyle bağlantılı olduğunu ve bu değişmezse iklim krizinin etkisiyle artacağını öngörüyor.
Science dergisinde yayımlanan ve büyük gölleri inceleyen yeni bir araştırmaya göre dünya çapında göllerin yüzde 53'ü son 30 yılda su kaybetti.
Uydu görüntülerini kullanan araştırma dünyanın en büyük 1972 doğal ve baraj gölünün 1992-2020 yılları arasında su hacminin ve kapladığı alanın nasıl değiştiğini inceliyor.
Buna göre doğal göllerin su hacmi bu sürede yıllık ortalama 26 gigatona yakın azaldı.
İncelenen 1972 gölün yüzde 43'ünü oluşturan 457 göl belirgin bir biçimde küçüldü ve yıllık 38 gigatona yakın su kaybetti.
1 gigaton 1 milyar metrik ton demek ve NASA'ya göre yaklaşık 10 bin uçak gemisinin hacmine denk geliyor.
Araştırma, doğal göllerdeki net hacim kaybının, büyük ölçüde küresel ısınma, artan buharlaşma ve insan kaynaklı su tüketiminin sonucu olduğunu söylüyor.
Su kayıplarının göldeki yaşam, bağlı olduğu ekosistem ve canlılar üzerinde yok edici etkileri olabiliyor.
Yaklaşık iki milyar kişinin bu kayıplardan doğrudan etkileneceği düşünülüyor.
Araştırma büyük doğal gölleri 100 kilometrekareden büyük bir alanı kaplayan göller olarak tanımlıyor.
TÜRKİYE'DE GÖLLERDE NEDEN KÜÇÜLME VAR?
Araştırmanın bulgularını BBC Türkçe için değerlendiren baş yazarı ve ABD'deki Virginia Üniversitesi'nde Yüzey Hidroloğu Fangfang Yao, Türkiye'de son 30 yılda küçülen göl oranının yüzde 54 olduğunu söylüyor.
Yao, azalan yağış ve gölü besleyen nehirlerin akışındaki zayıflamanın bu düşüşteki temel etmenler olduğunu bulduklarını belirtiyor ve ekliyor:
"Ancak modellerimiz ayrıca, Burdur ve Akşehir Gölleri'nde olduğu gibi, insan kaynaklı su kullanımının su kayıplarına kısmen katkıda bulunduğunu da gösterdi. Bu gölleri besleyen nehirlerin taşkın yatağındaki ekili arazi genişlemesi, çalışma süresi boyunca belirgin bir şekilde görünüyor."
Araştırma, büyük ölçüde sayısal verileri kullanıyor ve kaybın nedenleri konusunda eksikleri olduğu düşünülüyor.
BBC Türkçe'ye konuşan Hidropolitik Akademi'den Dr. Fulya Aydın Kandemir, araştırmanın büyük gölleri hem alan, hem hacim açısından incelemesinin önemli olduğunu belirtiyor. Buna karşın araştırmanın önemli bir sınırlamasının yerel göllerdeki su kaybının sebepleriyle ilgili bilimsel araştırmalardan daha fazla yararlanmaması olduğunu söylüyor.
Türkiye'nin göllerini gerek uydu verileriyle gerek sahada çalışan bilim insanları su kaybında temel faktörün insan faaliyetleri olduğunu savunuyor.
Aydın Kandemir, göllerin insan müdahalesi nedeniyle kuraklık gibi etkilere karşı kırılgan hale geldiğini söylüyor:
"Aslında her gölün hikayesi ayrı. Van Gölü'nde buharlaşmanın azalması, kuraklık önemli bir etken ama yağışın arttığı dönemlerde bile küçüldüğünü gördüğümüz Burdur Gölü gibi göllerde insan kullanımı etkili. Bu gölleri ayrı ayrı araştırmak gerekiyor."
46 GÖLDEN 9'U TAMAMEN KURUDU
Bundan yaklaşık 10 bin yıl önce başlayan Holosen döneminde Orta Anadolu'da büyük göller oluşmuştı.
Bu dönemlerde Van ve Muş ya da Konya kapalı havzasının tamamının göllerle kaplı olduğu düşünülüyor.
Bugün Türkiye'nin göller yöresindeki gibi birçok göl, bu büyük su kütlelerinin binlerce yıl boyunca buharlaşması sonucunda oluşmuş kalıntılar.
Orta Doğu Teknik Üniversitesi'nde (ODTÜ) Hidrobiyoloji alanında çalışan Prof. Dr. Meryem Beklioğlu, "Beyşehir Gölü Türkiye'deki göllerin tipik bir örneği: Derinliği 6 metre yüzdey alanı 700 kilometrekare" diyor ve ekliyor:
Bundan yaklaşık 10 bin yıl önce başlayan Holosen döneminde Orta Anadolu'da büyük göller oluşmuştı.
Bu dönemlerde Van ve Muş ya da Konya kapalı havzasının tamamının göllerle kaplı olduğu düşünülüyor.
Bugün Türkiye'nin göller yöresindeki gibi birçok göl, bu büyük su kütlelerinin binlerce yıl boyunca buharlaşması sonucunda oluşmuş kalıntılar.
Orta Doğu Teknik Üniversitesi'nde (ODTÜ) Hidrobiyoloji alanında çalışan Prof. Dr. Meryem Beklioğlu, "Beyşehir Gölü Türkiye'deki göllerin tipik bir örneği: Derinliği 6 metre yüzdey alanı 700 kilometrekare" diyor ve ekliyor: