Ümit Özdağ ile teşkilatını da FETÖ’cülerin akıbeti bekliyor ve o gün uzak değil…

İki hafta önceydi. İlk kez böylesine net konuştu ve tarif yaptı Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan:

Ülkemizde yaşayan sığınmacıları etrafa kin ve nefret tohumu saçmanın vesilesi yapmaya çalışanları, sosyal fay hatlarını tetikleyerek bu ülkenin varlığına, birliğine, bekasına göz dikenleri BEŞİNCİ KOL FAALİYETİ olarak tanımlıyordu.

Ümit Özdağ üzerine alınmamış göründü, yorum yapmadı ama kastedilenin kendisi ve arkasındakiler olduğunu, hangi hesaplar içinde olduklarını devletin bilmediğini sanıyordu sadece.

Evet, BEŞİNCİ KOL FAALİYETİ. Yani casuslukla ülkede kaos çıkarma çalışmaları.

Ümit Özdağ’ın öğrencilerine ders olarak verdiği uzmanlık alanı.

Cumhurbaşkanı Erdoğan şimdilik uyarıyordu.

15 Temmuz’daki kanlı finallerine kadar geçen sürede, 2011 yılından itibaren FETÖ’cüleri defalarca uyardığı gibi.

ANLAYAMADILAR BİR TÜRLÜ; ERDOĞAN UYARARAK BAŞLAR HEP

Muhtemelen “Bakmayın siz ona, gürler ama yağamaz” deyip kendilerini avuttular. Oysa Tayyip Bey'in bir düsturu vardı. Defalarca söyler, sonunda aşağıdaki darbı meseli uygulamaya sokar:

“Nush ile uslanmayanı etmeli tekdir; tekdir ile uslanmayanın hakkı kötektir.”

Aynını yaptı. Baktı olmuyor ilk önce ciyaklata ciyaklata dershanelerini kapattı.

Sonra arkası geldi…

Durmadılar, azdıkça azıttılar, yapmadıkları kumpas kalmadı.

Ve CIA kuklası o şerefsizin 40 yıldır ilmek ilmek ördüğü sinsi ağ 15 Temmuz 2016 gecesi çöküverdi…

KÖTÜLÜĞÜN SIRADANLIĞI VE DÜŞÜNME YETİSİ ELİNDEN ALINAN MERHAMETSİZLER

Ümit Özdağ tıpkı FETÖ gibi toplumu zehirliyor. Ama onun saçtığı zehir ırkçılık, nefret dili ve şiddet ile harmanlanmış bir kombin.

Nazi savaş ve soykırım suçlularından Adolf Eichmann’ın Kudüs’teki duruşmasını The New Yorker dergisi adına izleyen ünlü düşünür ve yazar Hannah Arendt'in, bu davadan yola çıkarak yayınladığı kitapta “Kötülüğün Sıradanlığı” diye bir tanımı vardır.

Arendt’in o davada sürekli olarak, Kant’ın “Koşulsuz buyruk” felsefesine bağlı kalarak verilen talimatları yerine getirdiğini belirten, sürekli “Mecburdum, üstlerimden gelen talimatları uyguladım” diyen Eichmann için yorumu şöyledir:

“Düşünme yetisi elinden alınan insan merhametini de kaybeder.”

Özdağ’ın bu sistematik yalanlarına FETÖ’cü bot hesaplarla gazeteci kılıklı operasyoncular, sosyal medya yöneticisi adı altındaki Soros çocukları yalan haberlerle destek oluyor.

Özdağ’a biat eden neo-nazi müsveddeleri de, bu yalanlarla bilenerek sığınmacı görünce otobüsten atıyor, Arap ya da Faslı turiste saldırıyor ve bıçaklıyor, Suriyeli sığınmacıyı haraç almak için bıçaklayarak darp ediyor.

Hamile bir sığınmacı kadını karnındaki çocuğuyla öldürenler de Ümit Özdağ’ı dinlemişlerdi.

Bir günah keçisi verdi Ümit Özdağ onların eline ve rahatlattı düşünme yetisi elinden alınan bu insanları. 

Hannah Arendt’in de tarif ettiği üzere merhametsizlikleri, saldırganlıkları bu yüzden.

Bakıldığında hepsi sıradan insanlar. Ev kadını, bakkal, işsiz, işçi, lokantacı, beyaz yakalı vb. Bazı kuş beyinlilerin arka plânı da kendilerinin Avrupalı olduğunu sanmaları ve Araplar yüzünden Avrupa Birliği’ne giremediğimizi sanmaları.

ERDOĞAN’IN EN ÖNEMLİ ÖZELLİĞİ

Başa dönelim.

Yaklaşık 30 yıldır tanıdığım Tayyip Erdoğan ile ilgili edindiğim en önemli izlenim nedir biliyor musunuz?

Çok SABIRLIDIR ama hep izler, biriktirir ve BİTECEĞİN ANI ADETA SANA HAZIRLATTIRIR.

Ne demek istediğimi sanırım Ümit Özdağ anlamıştır.

Geçmişe baksın, hatıralar dile gelecektir.

Bazı dostlarım “Ümit Özdağ’ı bırak, ne söyleyeceksen onun patronlarına söyle” diyor. Ama onlar zaten biliyor Ümit Özdağ’ı gelecekte ne beklediğini. Tıpkı geçmişini bildikleri gibi. Bilmeyen Ümit Özdağ. Çünkü patronlarının amacı Türkiye’yi durdurmak.

ŞEBEKENİN SOSYAL MEDYA AYAĞINA OPERASYON

Önceki yazımda ifade ettiğim gibi iş artık yalnızca İÇİŞLERİ BAKANLIĞI’nın sorumluluk alanıyla sınırlı değil. Emniyet Kuveytli turisti döven alçağı yakalıyor Adliye’ye teslim ediyor ama o dayak haberi FETÖ’cüler tarafından tüm Arap dünyasına servis ediliyor. Aynı merkezden emir aldıkları o kadar belli ki hepsinin.

Sonuçta bir kısım Arap vatandaşları artık Türkiye’ye seyahat etmeye korktuklarını peş peşe açıklıyorlar. Dahası Kuveytli bir genç Atatürk’e hakaret ediyor. Türkiye’de ise Ümit Özdağ hempaları ve CHP’li kemalistler ise bunun üzerinden bunun üzerinden tepiniyor. Al sana Arap düşmanlığı ateşine bir odun daha. İşin geldiği noktaya bakar mısınız?

Bu korku ikliminin müsebbibi Ümit Özdağ ve şebekesi.

Geçen gün İçişleri Bakanlığı yetkilileriyle görüşmüş ve bu konuda çalışmaların başladığı bilgisini almıştık ki dün Bakan Ali Yerlikaya nefret söylemleriyle, halkı kin ve düşmanlığa tahrik eden, vatandaşlarımıza yanıltıcı bilgileri alenen yayarak paylaşımlar yaptığı tespit edilen 27 kişinin yapılan operasyonla gözaltına alındığını açıkladı.

BAKANLIKLAR ARASI KOORDİNASYON GEREKLİ

Bu iyi bir gelişme ancak bu mesele hâlâ zehir saçan elebaşı ve şebekesi hakkında soruşturma başlatmayan Cumhuriyet savcılarımızın bağlı olduğu ADALET BAKANLIĞI, dolarları yastık yapmış ve rüyalar âlemine dalmış, bu konuda tek bir açıklama bile yapmayan turizmcilerin de temsilcisi olan TURİZM ve KÜLTÜR BAKANLIĞI, Arap ve Afrika ülkeleri ile diplomatik ilişkilerimize vereceği potansiyel zararı dikkate alırsak DIŞİŞLERİ BAKANLIĞI ve MİT’i de çok yakından ilgilendiriyor. Dolayısıyla BAKANLIKLARARASI BİR KOORDİNASYON mekanizmasının kurulması elzem.

BİR ÇAĞRIM VAR; SAYIN CUMHURBAŞKANI’NA:

FETÖ’nün cesameti belliydi.

Bu ise cürmü kadar yer yakacak türden.

Ama çevreyi fena kokutuyor.

Bu defteri bir an önce kapatın lütfen. Fazla beklemeye gerek yok.