Kastettiğim “Düşüş hızı”, başka bir şey değil.
Acaba Sayın Özel parti tabanına ve kurmaylarına “Ben CHP’nin genel başkanlığına layık biri değilim, beni Olağanüstü Kurultay’a giderek bir an önce değiştirin, ben de rahat edeyim, siz de” mesajı mı veriyor diye aklımdan geçirmiyor değilim.
Geçen perşembe günü Emevî Meydanı’nda birkaç yüz kişiden oluşan Suriyeli, yeni yönetimden “Laik, sivil ve demokratik bir yönetim” talebiyle miting yaptı. Mitingde ilginç bir şey de oldu. Mikrofonu alan silahlı bir HTŞ mensubu, önce hürriyetten bahsedip mezhepçiliğe karşı konuşunca alkış aldı. Ancak ardından dini referanslarla konuşmasını sürdürünce sözleri “Laiklik, laiklik” ve "Demokrasi istiyoruz, dinci bir sistem istemiyoruz" sloganlarıyla kesildi.
Evet, DEMOKRASİ VE LAİKLİK istiyorlar.
Bir büyükşehir belediyesi nasıl çalışmalı?
Şehrin alt yapı sorunlarını, ulaşımını, park ve bahçelerle ilgili sıkıntısını çözen, o şehirde ikamet eden insanların sosyal ve ekonomik ihtiyaçlarını karşılayan bir belediyenin, aynı zamanda hiç beklenmeyen durumlarda karşılaştığı sorunları da halledebilme kapasitesine sahip olması gerekir. Yani çözüm odaklı bir belediyecilik anlayışına ihtiyacımız var bizim. İktidarla siyasi ikbal için didişip duran, saçma sapan söylemlerle vakit geçirip şehrini başıboş bırakan belediye başkanlarının yapacağı iş değil bu.
Kamuoyu araştırma şirketi BETİMAR’ı duymayan yoktur sanırım.
2018 yılından itibaren, son seçim dâhil Türkiye’de yapılan tüm seçimleri neredeyse kılı kılına bilen şirket. Başındaki isim de Gürkan Duman.
Halk arasında Cumhuriyet Ata diye adlandırılır ATA ALTINI malum.
Herkesin ulaşabileceği bilgiye göre 22 mm çapında, 22 ayar ve 7,216 gram ağırlığına sahip.
Beşar Esad milletini keskin nişancılarla, varil bombalarıyla katletmeye başladığında Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan ipleri koparmış, 5 Eylül 2012'de "İnşallah Selahaddin Eyyubi'nin kabri başında Fatiha okuyacak, Emevî Camii'nde namazımızı da kılacağız" demişti.
Bu namaz 13 yıl kılınamadı.
Dışişleri Bakanı Hakan Fidan’ın Doha’da, Astana formatında gerçekleştirilen Dışişleri Bakanları Toplantısı'ndan sonra yaptığı basın toplantısında bir soru üzerine söylediği cümlenin neden anahtar olduğunu ve hangi kilidi açacağını anlatacağım şimdi.
Ama başlıktan çıkarılacak bir yanlış anlaşılma konusunda sizi uyarayım.
Geçen 26 Kasım’daki “59 intiharın verdiği mesaj ve imdat çığlığı! POLİSLER İKİNCİ SINIF MEMUR MU?” başlıklı yazım şöyle başlıyordu:… 2021 yılında Çanakkale’de bir akşam.
Aynalı Meyhane’nin önü. Mekânın ‘bodyguard’ ları, yani fedaileri ile bir başka barınkiler kavgaya girişiyor. Sebebi belirsiz. Olay yerine polis çağrılıyor. Genç meslektaşlarının “Şef” dediği 50 yaşındaki polis memuru H.E. de aralarındadır. Kavgayı ayırıp olayı sonlandırmak isteyen polisler bu kez kavga eden bu magandaların saldırısına uğruyor. Onlardan biri Polis Memuru H.E’nin kafasına demir bir sopa ile vuruyor. H.E’nin kafası yarılıyor, kaşı parçalanıyor. Doğal olarak hastaneye kaldırılıyor ve aylarca tedavisi sürüyor.
Herkes taraf olduğu yerden bakmayı tercih ediyor.
Türkiye’den bahsediyorum.
Haftalardır İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun mezun olduğu okuldaki şaibeli durumunu ve geçersiz sayılacağı aşikâr olan üniversite diplomasını konuşuyoruz.
İmamoğlu bu meseleyi unutturmak için her gün bir arıza çıkarıyor. Kreş meselesinden mağduriyet üretmeye çalışıyor, Milli Eğitim Bakanı Yusuf Tekin’in aslanlar gibi yaptığı akademik kariyerine çamur atıyor ama şu yasa dışı “yatay geçiş” ini gündemden düşürtemiyor bir türlü.
Neden ve kimin için tehlikeli?
1-Ekrem İmamoğlu, Mansur Yavaş ve hatta Kemal Kılıçdaroğlu için.
2021 yılında Çanakkale’de bir akşam.
Aynalı Meyhane’nin önü. Mekânın ‘bodyguard’ ları, yani fedaileri ile bir başka barınkiler kavgaya girişiyor. Sebebi belirsiz. Olay yerine polis çağrılıyor. Genç meslektaşlarının “Şef” dediği 50 yaşındaki polis memuru H.E. de aralarındadır. Kavgayı ayırıp olayı sonlandırmak isteyen polisler bu kez kavga eden bu magandaların saldırısına uğruyor. Onlardan biri Polis Memuru H.E’nin kafasına demir bir sopa ile vuruyor. H.E’nin kafası yarılıyor, kaşı parçalanıyor. Doğal olarak hastaneye kaldırılıyor ve aylarca tedavisi sürüyor.
Altılı Masa fikri ortaya atıldıktan sonra muhalefetin başını çeken CHP eski Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu büyük bir beklenti yarattı seçimlere dair. Öyle bir atmosfer oluştu ki bu kez kesin iktidara geleceklerdi. Medya Altılı Masa haberlerinden geçilmiyordu.
Sonra masaya, Milliyetçi-Atatürkçü İyi Parti, Muhafazakâr-İslamcı Gelecek Partisi, Liberal-Muhafazakar DEVA Partisi ve bi şey bi şeyci(*) Demokrat Parti’nin genel başkanlarının oluruyla HDP de katıldı. Ama onu iktidara gelinceye dek Masa’nın altında tutmaya karar verdiler. Çünkü Türkiye’deki milliyetçi damarın oy potansiyelini biliyorlar ve PKK’nın siyasal uzantısı ile işbirliği yaptıklarının ortaya çıkmasını ve oy kaçışı olmasını istemiyorlardı haliyle.
Geçen ay Girne Amerikan Üniversitesi’nin (GAÜ) 2024-2025 yılı "Barış" akademik teması altında açılış töreni yapıldı.
Törenin en büyük sürprizi ise sinemamızın sultanı Türkân Şoray’ın da davetli olarak orada bulunmasıydı. Çünkü Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti Üniversiteleri" içinde 'ilk kez' GAÜ Senatosu tarafından oybirliği ile alınmış karar doğrultusunda, Türkân Şoray’a “Fahri Doktora Unvanı” diploması verilecekti. Her zamanki gibi çok duygusal bir konuşma yaparak içten teşekkürlerini ileten Türkân Şoray artık FAHRİ DOKTOR olmuştu.
Harekete geçmeniz için köpeklerin sizin çocuğunuzu da yemesini mi bekleyeceğiz?
Çünkü başka türlü empati yapacağa benzemiyorsunuz. Başıboş sokak köpeklerinin kimseye zarar vermesi değil dileğimiz ama insanın aklından geçmiyor da değil Sayın Hükümet yetkilileri; İçişleri Bakanı, Tarım ve Orman Bakanı, Sayın belediye başkanları; İBB Başkanı, ABB Başkanı, İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı ve diğerleri…