Ege beşik gibi sallanmakta.
Yunanistan’ın okulları bile tatil etmesine sebep olan 750 civarında deprem fırtınası doğrudan doğruya Muğla ve İzmir gibi kıyı şeridindeki illerimizi etkilemekte.
Bir acımasızlığın, vurdumduymazlığın fotoğrafını görüyoruz daha yeni yılın ilk aylarında. 2025’in Ocak ayında başıboş köpek saldırılarında biri çocuk 2 kişi ölürken, altısı çocuk ikisi yetişkin ve yaşlı, biri hamile kadın 10 kişi yaralandı.
Son gelişmeyi aktarayım.
Önceki gün beni arayan kişi sinema filmleri ve televizyon dizilerinde oynayan bir kadın oyuncuydu. Çok güçlü bir üniversitenin sinema ve tiyatro bölümünden birincilikle mezun olmuş bir isim.
Sözlerine “Benim gibi mağdur edilmiş tüm arkadaşlarım size minnettarlar Fuat bey. Sizin sayenizde her şey ortaya döküldü ve konuşulur hale geldi” diyerek başladı.
Dün Halk tv çalışanı iki gazeteci ile bir sunucu, Ekrem İmamoğlu’nun gazına gelerek TCK’nun 132. Maddesini çok açık bir şekilde ihlal edip suç işledi. İmamoğlu’nun adını ifşa edip hedef gösterdiği bilirkişi ile yaptıkları telefon görüşmesinin içeriğini, bilirkişinin onayını almadan televizyonda yayınladılar.
Korkunç bir olay bu. Adeta bir ahlaki çöküş sahnesi gibiydi yaşananlar.
Millî Savunma Bakanlığı Yüksek Disiplin Kurulu (YDP) muhtemelen önümüzdeki perşembe günü, geçen yıl 30 Ağustos’taki Kara Harp Okulu resmî mezuniyet töreni sonrasında bir grup teğmenin verilen emirlere uymayarak iptal edilen eski metni topluca okumaları, kılıç şaklatarak ''Mustafa Kemal’in askerleriyiz'' sloganı atmalarının ardından başlatılan disiplin soruşturmasındaki kararını açıklayacak.
Yaklaşık 300’e yakın yeni mezun teğmeni yönlendirerek alanda adeta korsan eylem yaptıran 5 teğmen ''Türk Silahlı Kuvvetleri'nden ayırma'' cezası istemiyle Yüksek Disiplin Kurulu'na sevk edilmişti.
28 Ocak’ta Saint-Michel Tarikatı’ndan Şövalye unvanı alacak.
Bir işçi kızı oysa.
Sosyal medyada ve medyada Ümit Özdağ’ın söylediği kışkırtıcı yalanlar, onu destekleyen Zafer Partili trollerinin akıllara ziyan, sapıklık derecesinde, tam bir Nazi ruhuyla yazdıkları, içinde bol bol kan, soykırım, “Arınma gecesi”, silah, mermi, kelle kesme gibi sözcüklerin geçtiği paylaşımlarını görünce insan tehlikenin boyutunu fark edebiliyor.
Aslında ben bunu fark eden bir gazeteci yazar olarak Hükümeti neredeyse iki yıldır ikaz ediyorum tedbir alınması için. Bu konuda onlarca yazı yazdım ve dün bunlardan bazılarını da sosyal medya hesabımdan paylaştım.
Zaman geçtikçe ülkemize yaşatılan travmaların aktörleriyle ilgili yeni yeni bilgiler ediniyoruz.
FETÖ konusunda bunun çok örneğini görebiliyoruz. 15 Temmuz 2016 darbe girişiminin üzerinden neredeyse 10 yıl geçti. Bu darbeyi planlayanların, katılanların çoğu cezaevlerinde, kamudan on binlerce FETÖ’cü ihraç edilmiş durumda ve yine on binlercesi de firari ve yurtdışında.
Hani var ya Sezen Aksu’nun şarkısı “Sen de benim hatalarımdan birisin, senin için harcanan zamana yazık” diye nakaratı olan.
Hata!
Osmanlı Devleti’ne altın çağını yaşatan Kanuni Sultan Süleyman, mevcut kanunları yazılı hale getirerek ve onları hassasiyetle uygulayarak hüküm sürmüş bir padişahtı. Bu konuda yazılanlar, vakanüvislerden aktarılanlardan günümüze kalan bilgiler pek çok ibret verici örnekle dolu.
Sultan Süleyman; her şeyden önce kanun, eşitlik ve adaletten yana bir devlet adamıydı. Bu cihanın sultanı olduğunu bilirdi ama bununla asla gururlanmadığını, esasen değersiz bir topraktan öte olmadığının farkında olduğunu söylerdi. Kanuni, cezâî hükümlerin, suçu işleyen şahıslar kim olursa olsun; alçak-yüksek, ahâlî-yönetici, zengin-fakir, herkese eşit biçimde uygulanacağını belirtirdi.
Günlerdir sinema ve dizi sektöründe yaşananları, tekelleşmeyi, yaşanan, yaşattırılan mağduriyetleri konuşuyoruz. Sektörde ahlâkın dibine dinamit koyan, kendilerine biat etmeyenleri piyasadan silen faşizan yapının işsizliğe mahkûm ettiği oyuncuları, senaristleri, sektör çalışanlarını…
Biraz da ödenekli tiyatroları konuşalım.
Büyük medya patronunun “sekretermetre”liğinden ajans patronluğuna giden yol kolay olmadı. Piyasayı elinde tutması, oyuncuların yönlendirilmesi için ondan iyisi bulunamazdı.
Aldılar, piyasanın Kraliçe Arısı yaptılar Petek Balım’ı…
Rekabet Kurulu biliyorsunuz geçen yılın yaz aylarında, 4054 sayılı Rekabet Kanunu gereğince serbest rekabete karşı faaliyetlerini tespit ettiği Kast Ajansları Derneği ile Kast Ajansları ve Menajerler Hakkında bir ÖN ARAŞTIRMA başlatmış, ben de bu konuyu geçen yılın Eylül ayındaki yazılarımda (*) ele almıştım. Rekabet Kurumu dün yaptığı duyuruyla Rekabet Kurulu’nun 12.12.2024 tarihli toplantısında, ön araştırmada elde edilen bilgileri, belgeleri ve yapılan tespitleri ciddi ve yeterli bularak; ilgili kuruluşların 4054 sayılı Rekabetin Korunması Hakkında Kanun'u ihlal edip etmediklerinin tespiti amacıyla soruşturma başlattığını açıkladı.
Adı geçen şirketlerin listesi (**) yazının sonunda yer alıyor.
MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli bu kez bana “Yok artık” dedirtti.
Anlatacağım sebebini ama size önce içeriden aldığım ve kesinleştirdiğim bilgileri aktarayım.
Yukarıdaki isimlere daha niceleri eklenir.
Kibariye, Güllü, Azer Bülbül, Mine Koşan, Bergen, Dilber Ay, Gülden Karaböcek, Özcan Deniz…