ABD ile yeni dönem ne demek?

Sayın Cumhurbaşkanı bakın neler söyledi:

‘ABD Başkanı Donald Trump ile akşam yaptığımız görüşmeden sonra ABD Türkiye arasında süreçle ilgili yeni bir dönem başlayabilir. Ve yaptığımız görüşmede bazı mutabakatlarımız oldu’ ifadelerini kullandı.

O SÖZLERDEKİ ŞİFRELER

Evet, açıklamalar aynen böyle. ABD ile yeni bir dönemden bahsediyor. Hem de uzun bir aradan sonra ilk kez. Ticaret hacminin artışından, Libya’da işbirliğine dek çok başlık bu sözlerin altını doldurabilir. Ancak buradaki bir gizli şifreyi açmak gerekiyor.

STRATEJİK KADRAJ

Bu nedenle siz değerli tv100 takipçilerimizle gelin bir geniş stratejik kadraj genişletmesi yapalım. Malumunuz; Türkiye son dönemde ABD ve Rusya ile ilginç bir ilişki ekseninde dış politika yürütüyor.

Türkiye‘de kendini kamplaştırmaya iyice kaptıranlar, ‘acaba Rusya mı yoksa Amerika’nın tarafında mı yer aldık’ diye kavga ediyor.

TECRÜBELİ DEVLET

Ama böyle değil. Ankara’da diplomasi koridorları bu süreci akılla okuyor. Tecrübeli diplomatlar, istihbaratçılar ve askerlerin bu konudaki katkılarını da gözardı edemeyiz. Birikimleri ve uluslararası bölgesel konjonktürü okumalarıyla bu yeni sürece önemli ölçüde katkıda bulunuyorlar. Siyasi otorite ile akıllı oyun planları kuruluyor.

Size bir tüyo verelim. Komplo teorilerine ya da saplantılı değerlendirmelere inanmayın.

Sayın Cumhurbaşkanı’nın ya da devlet yetkilerinin Rusya ve Amerika ile ilgili yaptığı açıklamaları her zaman farklı bir açıdan okuyun.

Ne zaman ABD veya Rusya ile ilgili bir açıklama olursa bilin ki bu iki ülkeyle ilişkilerin dengesinin yönetilmesi amaçlı bazı üstü kapalı şifreler veya tam tersi manevralar olabiliyor.

DENGE TEORİSİ

Daha da açık bir şekilde söylemek gerekirse, Türkiye bazen Rusya’yı Amerika’ya karşı, bazen de Amerika’yı Rusya’ya karşı kullanarak üçlü eksende bir denge ve çekişme politikasını akıllıca yönetiyor.

Nedenine gelince, hem Rusya’yla hem de Amerika’yla birbirinden bağımsız ancak kimi zaman da bağlantılı kritik sorunlar yaşıyoruz.

Libya’dan Suriye’ye, Doğu Akdeniz’den Kıbrıs’a kadar, hatta İran Irak uzantısına dek Ankara, Moskova ve Washington arasında interaktif değişken kırılgan ve hassas bir dengeler bütünü var. Kimi zaman Rusya ile karşı karşıya geliyoruz, kimi zaman da Amerika’yla.

GAME CHANGER

Türkiye’nin son yıllarda bölgede ‘Game Changer’ yani oyunu değiştiren pozisyonunu güçlendirmesi Moskova ve Washington’un sıkışmasına ve Türkiye‘yi kazanmak için daha çok agresif panikli, inişli çıkışlı bir politikaya girmesini beraberinde getiriyor.

Suriye’de, İdlib‘de doğrudan ya da dolaylı Rusya’dan kaynaklı gerek Şam rejimi gerekse bölgedeki bazı gruplar bazlı gelişmeler Ankara’yı ciddi anlamda rahatsız ediyor.

ABD-RUSYA EKSENİ

Bu noktadan hareketle, Rusya’nın Ankara’nın istediği hatta gelmesi kritik önem taşıyor. Türkiye de ne yapıyor ? ABD ile işbirliğini ve sürecini bu sırada sıkılaştırıyor. Mesela Karadeniz’de ABD ile ortak uçuş yapıyor. Ya da tam tersinde ABD ile sorunlar tırmanırken Rusya ile ortak projeler seslendiriliyor.

İşte bu şartlar altında Sayın Cumhurbaşkanı’ndan gelen ‘ABD ile yeni bir dönem başlıyor, mutabakatlar sağlandı’ ifadeleri bu şekilde okunmalı.

Hatta ertesi gün Ankara’nın, S-400 füzeleri için ikinci faz üzerinde çalışılıyor mesajı da benzer mantık üzerine kurulu. Yani; ‘Amerika ile yeni bir dönem başlayabilir ancak Rusya ile de işler kaldığı yerden devam edebilir‘ mesajı.

Öte yandan, Ülkemizin ulusal menfaati için bölgesel ve global dengelerde zaman zaman sevmesek de hoşlanmasak da bazı ülkelerle karşı blokları kırmak için pragmatik akıllı oyunlar oynamak gerekebilir.

Çünkü karşımızdakiler bize karşı oyunlarını mert bir şekilde oynamıyorlar ve tek başımıza hepsini birden alt etmemiz de pek mümkün olmaz.

DOĞRU OKUMA

Bu mihvalde bölgesel dengelerde ülkelerin kendi aralarındaki sorunları çok iyi okuyarak kendi menfaatimiz için birbirlerine karşı onları nasıl kullanabiliriz mantığı zaman zaman gündeme gelecektir.

Keşke barış dostluk ve iyi niyet bu coğrafyada hakim olsa ama her sabah Türkiye bu bölgede kendisine karşı oynanan yeni bir oyunla uyanıyor.

Bu da anlık karar verebilme, tetikte olma ve seri olarak hareket edip hatasız karşı oyun planlarını kurmayı zorunlu hale getiriyor.

Görüyor musunuz koronavirüs falan derken bu süreçte kimse boş durmamış.

O zaman biz niye boş duralım ki! Pandemi sürecinde ‘Hiçbir şey eskisi gibi olmayacak’ diyorlardı. Ben tam tersten şöyle okuyorum. Tamam olmayacak ama inşallah Türkiye için eskisinden her şey daha iyi olacak.Tek temennimiz bu.

En güzel günler sizler ve ülkemizle olsun...