CHP’yi enfekte etti ama bir de B planı var…

Sosyal medyada gördüm ben de. Futbolla pek ilgilenmediğim için iş adamı ve Fenerbahçe Kulübü Başkanı Ali Koç ne vakit yapmış bu konuşmayı bilmiyorum.

Şöyle başlıyor:

“Bu ilden gelen insanların bazılarının, hep genelleme yapmayalım, enteresan bir karakteristik özellikleri var…”

Hangi il derken sonraki iki cümlede anlıyorsunuz:

“Hangi partiyi tutuyor olurlarsa olsunlar, hangi ideolojiden geliyor olurlarsa olsunlar, enteresan bir özellikleri var. Milli takım maç yapmaya gelir Fenerbahçe stadına, hocası gelir bordo mavi kravatla.

Ali Bey konuşmasına bu şehrin insanlarının, yani Trabzonluların tamamına genelleme yapmamış ve “BAZILARI” diye şerh düşerek birkaç örnek vermiş. Haklı da bu konuda. Misal benim de Trabzonlu arkadaşlarım, hatta akrabalarım var ve bu baskın karakteristik özellikle alakaları yok. Küçük bir kesim saldırgan, saygısız, pervasız, yasalara uyma konusunda yetersiz, kelime ve öfke kontrol kabiliyetlerinden yoksun insan tipolojisi olarak çok öne çıktıkları için, tüm Trabzonlular da aynı sanılıyor.

FB’LİLERE HAKARET DOLU KİTABI FB YÜKSEK DİVAN KURULU BAŞKANI’NA HEDİYE ETMEK!..

Ama Ali Koç’un sözlerinin daha ötesi var tabii. Meğer asıl bahsi geçecek kişi başkaymış:

“Şehrin Belediye Başkanı (İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu’na işaret ediyor), Yüksek Divan Kurulu Başkanımızı ziyarete gelir, bordo mavi kravatla. BİR DE UTANMADAN, ben o kitabın içinde yazanları bilmiyordum; bize ağır hakaretler eden bir kitabı da ‘hediye’ olarak getirme hassasiyetsizliğini yapar. İnşallah şu günler gelmez. Fenerbahçelilerin, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Sayın EKREM İMAMOĞLU’na hangi şehrin belediye başkanı olduğunu hatırlatma günleri gelmez.”

Ali Koç, dikkat ederseniz “hassasiyetsizlik” yerine başka bir sözcüğü kullanmamak için epey gayret sarfetmiş ama “BİR DE UTANMADAN” diye altını çizmiş.

Hicap duygusu olanlar için çok ağır sözler.

“HANGİ ŞEHRİN BELEDİYE BAŞKANI OLDUĞUNU ÖĞRENECEK”

Şu işe bakın. Nasıl bir akıl tutulmasıdır bu?

Fenerbahçe’ye, bu takımı tutanlara, Fenerbahçe yöneticilerine ağır hakaretler içeren bir kitabı takımın Yüksek Divan Kurulu Başkanı’na “hediye” eden bu kafaya; yani İBB Başkanı İmamoğlu’na Ali Koç bir uyarıda bulunuyor:

“Umarım Fenerbahçelilerin, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Sayın İmamoğlu’na hangi şehrin belediye başkanı olduğunu hatırlatma günleri gelmez.”

O günler gelecek Ali Bey, üç ay kaldı.

Gelelim başlıkta ne demek istediğime.

“CHP’Yİ ENFEKTE ETTİ, ANTİBİYOTİK TEDAVİSİ ŞART”

Bir duayen siyasetçi söyledi bu sözü.

Çok şaşkındı:

CHP’de çok hatalar oldu evet ama bu son kurultay rezaleti gösterdi ki bu başka. CHP’lilerde bir ahlaki zehirlenme yaşanıyor. Sorumlusu da söz konusu şahıs.”

CHP Genel Başkanı Özgür Özel ile aralarında alttan alta devam eden gerilimi izliyorsunuzdur.

Çift başlılık ya da eş başkanlık, ne derseniz deyin, CHP hiç karşılaşmadığı bir durumla baş etmeye çalışıyor.

Bir yanda Ali Koç’un işaret ettiği özgüven patlaması içindeki bir pervasızlık ve aşırı cüretkârlık, diğer yanda MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli kendisine “tipi tip” dedi diye Almanya’da psikolojik yardım alan özgüvensiz bir Genel Başkan!

Adamı “Nasılsın zabıta” diye bağırttıktan sonra mikrofona davet etmemesi, onun da “Bir iki kelime ben edeyim bari” diyerek mikrofona itişerek gelmesi çok acayipti. Kürsünün dibinde genel başkanı ile yapışık duran bu tuhaf prototipin halet-i ruhiyesi anladığım kadarıyla şu:

“Keşke ben hem genel başkan hem de İBB Başkanı olabilsem, buna da genel başkan demek zorunda kalıyorum ya en çok da zoruma giden bu.”

AMACI 50-60 BELEDİYE BAŞKANINI KENDİ ADAMLARINDAN SEÇTİRMEK

Ali Koç dedi ya, işte o günlerin çok yakın olduğunu çok iyi biliyor ve GELECEĞE DAİR PLANINI şimdiden yapıyor.

Malum, delegelerle “duygusal” ilişkiler kurarak Kurultay’da istediğini yaptırdı ve emanetçi bir başkan seçtirdi. Ama emanetçisine bile tahammül edemiyor. Bir genel başkan gibi davranmasına tahammülü yok. İstiyor ki değnekçisi olsun.

Şimdi İzmir ve Aydın’da ortaya çıkan gerilimi tüm gücüyle lehine çevirmeye çalışmakta. Aldığım bilgiye göre tamamen kendi kontrolünde, özellikle büyükşehirlerde 50-60 belediye başkanını belirlemek niyetinde. Özellikle de İstanbul ve İzmir’de. Amacı, 31 Mart yenilgisinden sonra CHP’DE SİYASİ HAYATI BİTECEĞİ İÇİN YENİ BİR PARTİ KURMAK.

Bir parti kurmanın belediyelerin finansman akışıyla çok sıkı bağları olduğunu bu kurultay sürecinde çok iyi anladı ve uyguladı malum.

Evet, Ekrem İmamoğlu 31 Mart seçimini kaybettiğinde ayrı bir parti kuracak. B planı bu ve şimdiden alt yapısını hazırlıyor.

KEMAL BEY TELEFONLARINA ÇIKMIYOR, RANDEVU DA VERMİYOR

Geçen hafta yazmıştım Kemal Kılıçdaroğlu’nun Ekrem İmamoğlu’nun telefonlarına çıkmadığını, aramalarına de cevap vermediğini.

Şimdiye dek bir yalanlama geldi mi Kemal Bey’in ofisinden? Hayır.

Ama bir şey daha var. Kemal Bey, İmamoğlu’na defalarca istemesine rağmen randevu da vermiyor.

Şimdi İmamoğlu’nun ofisinden el altından bazılarına şu “bilgi” uçuruluyor benim yazdıklarımı yalanlayamadıkları için:

“Ekrem Bey Kurultay’dan sonra Kemal Kılıçdaroğlu’nu hiç aramadı.”

Yalandan kim ölmüş.

Ayıptır yahu, Kemal Bey’in ofisinin içinden gelen bilgi bu.

Ekrem İmamoğlu sonun başlangıcına doğru adım attı.

Artık YEŞİL YOL diyebiliriz buna:

SİYASETEN ÖLÜ ADAMIN YÜRÜYÜŞÜ…