Cumhurbaşkanı balkon konuşmasında neden çok rahattı?

Böyle kallavi ve sert bir seçim yenilgisinin ardından doğrusu Cumhurbaşkanı’ndan bir açıklama bekliyordum ama bunun seçim zaferlerinden alışıldığı üzere balkon hitabeti olabileceğine ihtimal vermemiştim.

Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan demokrasiyi ve seçmen iradesini öne çıkaran müthiş bir konuşma yaptı.

Erdoğan’ın önceki geceki, altını çizdiğim şu sözlerini herkes hafızasına kazımalı.

Dediğim gibi, bu tarihi bir konuşmadır ve aslında CHP başta muhalif partilerin hep ihanet ettikleri DEMOKRASİMİZE SAYGI DURUŞUDUR adeta.

ERDOĞAN’IN KONUŞMASININ SATIRBAŞLARI

- Türk demokrasisi rüştünü bir kez daha ispat etmiş oldu.

- Türk milleti, yine sandığı vesile kılarak mesajlarını siyasetçilere ulaştırmıştır. 31 Mart bizim için bir bitiş değil, aslında bir dönüm noktasıdır.

- Siyasi parti fark etmeksizin iradesini serbestçe sandığa yansıtan tüm vatandaşlara içtenlikle teşekkür ediyorum.

-14-28 Mayıs seçimlerindeki zaferimizden 9 ay sonra, maalesef, yerel seçim imtihanından istediğimiz, umduğumuz neticeyi alamadık.  Ama Milletin muazzez iradesinin üstünde hiçbir güç tanımıyoruz. Sandıklar kapanmış, millet son sözünü söylemiş, kararını vermiştir.

- Hükûmet olarak, şimdiye kadar olduğu gibi, milletimizin oyuyla seçilmiş tüm yerel yöneticileri, şehirlerinin hayrına yapacakları işlerde desteklemeye devam edeceğiz.

- Partimizin organlarında 31 Mart seçimlerinin neticelerini açık yüreklilikle değerlendireceğiz, özeleştirimizi cesaretle yapacağız. Sandık sonuçları bize ülkemiz genelinde irtifa kaybı yaşadığımızı gösteriyor.

- Ama hiçbir surette milletimizin kararına hürmetsizlik etmeyeceğiz. Milletle inatlaşmaktan, millî iradeye rağmen hareket etmekten, milletin takdirini sorgulamaktan, bugüne kadar olduğu gibi, yine uzak duracağız. Milletin sandıkta verdiği mesajları en isabetli, en objektif bir şekilde akıl ve vicdan terazimizde tartarak, gerekli adımları mutlaka atacağız.

-Şimdi önümüzde yaklaşık 4-5 yıllık bir süre var. Bu süre zarfında yanlışlarımızı düzelteceğiz. Eksiklerimizi muhakkak tamamlayacağız.

- İş dünyamızdan bürokrasiye, esnafımızdan çiftçimize, tüccarımıza, işçimize, öğrencilerimize kadar herkes kendi asıl gündemine odaklanabilecek.

“ERDOĞAN MERT ADAM VE DÜRÜST BİR LİDER”

Bu konuşmayı tv100’de yayına katılan yorumcu arkadaşlarla birlikte izledim. Onlardan biri muhalifti ve ben “Çok etkileyici, özgüvenli ve demokrasi dersi verir gibi bir konuşma” deyince aynen şöyle dedi:

“Erdoğan hakikaten mert ve dürüst bir adam. Onun yerinde bizden biri olsaydı art arda bahane sıralardı. Muharrem İnce kendini odaya kapattı. Kemal Kılıçdaroğlu yıllarca ya ‘Oylarımızı artırdık’ ya da ‘Onlar kazanmadı biz kaybettik’ lafları etti”

İznini almadığım için ismini veremediğim bu arkadaşı hepiniz tanıyorsunuz.

Evet, yenilgisinde bile farklılığını, seçmen iradesine duyduğu saygıyı defalarca dillendiren bir lider kolay kolay çıkmaz.

Ama hiç beklemediğim kadar mühim ve tarihi bir konuşmayı hayranlıkla dinlerken bir husus daha dikkatimi çekti. O da Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın rahatlığıydı.

ERDOĞAN BİR BEDEL ÖDEYECEĞİNİ BİLİYORDU

Buna fazla kafa yormam gerekmiyordu çünkü sebebini biliyordum.

Erdoğan milletin kendisine ve hükümetine böyle bir bedel ödeteceğinin farkındaydı. Bu bedeli ödeteceklerin hangi kesimler olduğunun da…

Ama o reçeteyi uygulamaktan başka çaresi kalmamıştı ve acı ilacı içirecekti, eli mecburdu.

Evet, SGK emeklilerinden ve ülkemizin dezavantajlı kesimlerinden söz ediyorum.

Şu rakamlara bir göz atın:

Toplam seçmen sayısı: 61 milyon 430 bin 934

Oy kullanan sayısı: 45 milyon 608 bin 750

OY KULLANMAYAN SAYISI: 15 milyon 822 bin184

Geçersiz oy sayısı: 2 milyon 192 bin 577

SANDIĞA GİTMEYENLER KİMLERDİ?

Sandığa gitmeyen yaklaşık 16 milyon seçmen var ve bunun yaklaşık yüzde 80’i AK Partili.

Gidenler de elleri CHP’ye gitmediği için oylarını büyük oranda YRP’ye kaydırmışlar.

Kimdi onlar?

-Ayda 10 bin lira maaşa mahkûm edilen SGK emeklileri başta olmak üzere tüm dezavantajlı kesimler. Özellikle de memurlara bir yıl içinde yüzde 174 zam ve seyyanen 8000 lira zam yapıldıktan sonra.

-Yüksek faizden dolayı bankalardan kredi alamayan KOBİ’ler

-Başıboş köpek sorunundan mustarip olanlar

-Büyük hastanelerin açılması, mahallelerdeki küçük hastanelerin, dispanserlerin kapanmasıyla birlikte koruyucu ve tedavi edici sağlık hizmeti alması eziyete dönüşen vatandaşlar

-Tarım ve hayvancılıkta mağdur olanlar

-Market raflarında kendiliğinden fiyatlanan ürünlere karşı gerekli müdahale yapılmadığı için sofrasından her ay yeni bir ürünü eksiltenler…

ERDOĞAN’A DOĞRU ANKET SONUÇLARI ÇOK ÖNCEDEN İLETİLDİ

Erdoğan yukarıdaki tablonun yaşanacağını biliyordu elbette.

Aksi mümkün mü?

Geç olsa da seçimden bir hafta öncesine kadar BEN BİLE BİLİYORDUM.

Çünkü hükümete sürekli DOĞRU ANKETLERİ vermekle görevli olan bir kamuoyu araştırma şirketinin sahibi dostumla konuştuğumda öğrendim gerçeği.  Bana “Abi çok sıkıntılı durum” dedi. Rakam istediğimde vermedi ama “Arada en az 3-4 puan fark var” deyince anladım durumun ciddiyetini. Geliyordu gelmekte olan.

Cumhurbaşkanı’nın bir özelliği şu. Anketleri doğru istiyor. Gerçeği görmek ve ona göre pozisyon almak için. CHP’li yöneticilerin yaptığı gibi hayal aleminde gezinmek ve sonra da büyük sukutu hayaller yaşamak onun tercih ettiği bir model değil.

Dediğim gibi Cumhurbaşkanı her şeyin farkındaydı. Dolayısıyla da böyle bir sonuca hepimizden fazla hazırlıklıydı. Emeklilerin bu dersi vereceğinden de haberdardı ama çıkıp da bir ZAM AÇIKLAMASI yapmadı. Elinden bir şey gelmiyordu ve mecbur acı ilacı içirip birkaç yıl sonrasına ülkeyi hazırlayacaktı. Bunu yukarıda paylaştığım şu sözlerinden de anlayabilirsiniz:

“Ülkemize, milletimize ve gelecek nesillere bedel ödetecek popülist adımlardan uzak durduk. Enflasyon başta olmak üzere uyguladığımız ekonomi programımızın olumlu sonuçlarını, yılın ikinci yarısında görmeye başlayacağız.”

Hep birlikte yaşayıp göreceğiz.

İyi bir tecrübe oldu bu seçim.