Depremzedelere sürdürülebilir sağlık ve destek

11 ilin çok fazla bir şekilde etkilendiği Kahramanmaraş depreminin üzerinden tam 26 gün geçti. Bu süre zarfında yakınlarını, evini, işini kaybedenlerin sayısı maalesef artmaya devam ediyor. Geri kalanların ise toplu alanlarda yaşama devam edebilmesi için çadır kentler, yurtlar ve oteller kullanıma açılıyor. 

Tüm bunları göz önünde bulundurduğumuzda dikkat etmemiz gereken çok önemli noktalar var. Bunlardan biri bu kadar büyük çaplı afetlerin etkisinin maalesef bir hafta değil, aylar, hatta yıllarca sürdüğünü unutmamak, yardımlarımızı uzun süreli yapmak ve maksimum sağlığa odaklanmak.

Geçen günlerde sosyal medyada yayılan depremzedelere verilen menü fotoğrafı, özellikle ben ve benim gibi riskleri ön görebilen beslenme uzmanları tarafından tepki gördü. Menüye baktığınızda sadece reçel, zeytin, helva, meyve suyu ve üçgen peynirden oluştuğunu görüyoruz. Bu tarz menüler depremin ilk günlerinde tolere edilebilir olsa da uzun vadede ciddi sağlık sorunlarına yol açacağı için kesinlikle önermiyoruz. Çünkü bunlar uzun vadede çocuklarda oluşacak olan büyüme ve gelişme geriliği, tüm bireylerde belirli bağırsak ve enfeksiyon hastalıkları ve hormonal hastalıklar ile karşı karşıya kalıyoruz.

Bu ülkenin vatandaşı olarak bizlere düşen en önemli görev ise bu menülerin daha besleyici besinlerle desteklenmesini sağlamak ve orada konaklayan kişilerin çocuk, yaşlı ve kronik hastalığa da sahip olan bireyler olduğunu unutmamak. Çünkü büyük bir travma yaşamış, stres ile bağışıklığı baskılanmış, dengesiz beslenmek zorunda kalmış hatta beslenememiş depremzedeleri iyileştirmek için bulundukları bölgelerde öncelikle hijyen, beslenme, psikoloji noktasında uzun vadeli planlar yapılması gerekiyor. Çünkü belki de depremzedeler için yaşam, 2-3 yıl çadır kentlerde devam edecek…

PEKİ NE YAPABİLİRİZ?

1- Deprem bölgesine destek veren hijyen üzerine çalışan markaların uzun vadeli bağışçısı olabilirsiniz.

2- Deprem bölgesinde hâlâ üretim yapabilen yerel üreticilerden ürünler alıp (sebze, meyve, tarım ürünleri), çadır kentlere ulaştırılmasını sağlayabiliriz. Böylece hem oradaki depremzede üreticiye hem de tüketiciye destek olmuş oluruz. (Buna bir sonraki yazıda ayrıntılı değineceğim.)

3- Bölgede bulunan çadır kentlere bireysel başvuru yaparak eğitim, öğretim ve yemek pişirme konusunda destek olabilir. (Kendi uzmanlık alanlarımızı kullanabiliriz.)

4- Temasınızın olduğu gıda destek firmalarından besin değeri yüksek yiyecekleri temin ederek deprem bölgesine gönderebiliriz. 

5- Çocukların, hastaların aralarda paketli meyve suları, top kekler yemeleri yerine meyve, kuruyemiş gibi besin değeri yüksek yiyecekleri yemesini sağlamak için kendinize belirli aileler/çadır kentler seçerek (dernekler aracılığı ile) bağışlarda bulunabiliriz

6- Kira yardımı yapan kurum ve projelere maddi destek sağlayarak toplu alanlarda yaşayan depremzedelerin sayısının azalmasını sağlayabiliriz.