EBRAR KARAKURT Millî Takımımızın zaferini çaldı ve üzerine tapuladı…

0:00/ 0:00

Nazan Öncel benim dönüp dönüp en çok dinlediğim sanatçıların başında gelir. Onun besteleyip söylediği şarkıların çoğunu ezbere bilirim. Geçmiş yıllardaki gazetecilik dönemlerimde yaptığım haberleri nedeniyle kendisiyle hayli sohbet etmişliğim vardır. Akıllı bir insan olduğunu da bilirim. Ama sanırım o da rüzgâra kapılmış ya da arkasına almak istemiş, şöyle bir paylaşımda bulunmuş…

“Kız çocuklarının okutulmadığı, kadınların eve tıkılmaya çalışıldığı günlerde gururumuzsun Ebrar.”

Ne oldu Amerika Birleşik Devletleri’nde?

Voleybol Milli Takımımız, Çin Milli Takımı'nı 3-1 yenerek DÜNYA ŞAMPİYONU oldu.

Kim kazandı?

FİLENİN SULTANLARI. Yani takımdaki oyuncular, yedekler, antrenörlerle birlikte tüm TAKIM.

Ve bir de TÜRKİYE kazandı doğal olarak.

Göğsümüz gururla kabardı.

Benim için ayrı bir anlamı vardı bu zaferin çünkü kızım da lisanslı bir voleybolcu ve biz tüm maçları canlı olarak ailecek izleriz.

Ama bu sevinç EBRAR KARAKURT yüzünden hepimizin kursağında kaldı. Ne bizler ne de Voleybol Milli Takımı'nın oyuncuları tam olarak yaşamadı, buruk bir sevinç yaşadılar.

Ebrar, kendisini cinsel kimliğinden dolayı geçmişte eleştiren muhafazakârlardan intikam almak için şampiyonluğu ve Atatürk'ü paravan yaparak saçma sapan paylaşımlarla tüm başarıyı esir aldı. Adeta bu büyük zaferi çaldı ve kendi üzerine tapuladı.

Nedir bu Allah aşkına?

Milli Takım, adı üzerinde MİLLİ ve tüm TÜRKİYE’ye ait… Bu başarıdan yola çıkarak ve Atatürk’ün arkasına sığınarak ülkemizin bir başka kesimine çemkirmek nasıl bir akıl sağlığı problemidir?

Soruyorum, Ebrar Karakurt eğer şampiyon olunmasaydı bunları yazabilecek miydi? Kaç kere başarısız oldukları malum. O zaman deseydi ya “Atatürk’ün altın kızları” ve benzeri saçmalıkları…

Evet, 20 küsur yaşlarında bir çocuk ama kendi bireysel başarısını da gölgeledi.

Kimse onun cinsel kimliğine karışmıyor. Bu yüzden de Milli Takım'da oynamaya devam ediyor. Ama bu ülkede demokrasi var, eşcinselliğe karşı insanlar da olacaktır haliyle. Senin geçtiğimiz yıllarda sevgilinle biraz da fütursuzca paylaştığın fotoğraflara eleştiri ve linç geldi diye bir başarıyı hangi hakla çalarsın? Linç edilen tek kişi sen misin bu ülkede?

Ayıp gerçekten…

Ebrar’dan yola çıkarak, çeşitli sanatçıların ve spiker bozuntularının, erken yaşta evlendirilen çocuklar, tecavüze uğrayan çocuklar mevzularına girip sanki bunları iktidar sağlıyormuş gibi bir atmosfer yaratıp bunun üzerinden siyaset yapmaları nedeniyle bir haber paylaşayım:

“Fransa'da her yıl 165 bin çocuk tecavüze uğruyor. Her 4 günde bir, 1 çocuk ebeveyn veya yakınının darbı sonucu hayatını kaybediyor.”

“İyi de bizde de mi olsun?”

Bu soruyu soracak çok gerzek olacağını bildiğim için hemen söyleyeyim:

Çocuk yaşta evlendirme, çocuk tecavüzleri, şiddet evrensel bir sorun. Bu sorunu siyasete alet etmek yerine topyekûn mücadele edilmesi gereken, iş birliği yapılması zorunlu mesele olarak ele almakta fayda var.

Bengi Başer, seni yazmaya dahi gerek görmüyorum çünkü bulunduğun hastanenin ilgili servisine başvurman gerekiyor acilen.

Yettiniz artık kısaca…