Hisli kiralık katiller ve arkasındaki örgüt

Karanlık operasyonlar hep aynı yöntemle gerçekleştiriliyor.

Kullanılan aparatlar da hep aynı model.
CHP Genel Başkanı Özgür Özel’e saldıran Selçuk Tengioğlu adlı evlat katili belediyeye başvurup “Ekrem İmamoğlu’na cezaevinde suikast düzenleyecekler” demiş.

Nereden biliyorsun, kim söyledi?

“Biri söylemedi ama hissediyorum”

Ama aynı saldırgan 2024 yılında da CHP’li belediyecilerle görüşmüştü.
Ne konuştular meçhul.

Aynı katil 5 yıl önce kendisiyle yapılan bir sokak röportajında “Tayyip Erdoğan seçilemeyecek ve kellesi gidecek. Ya Amerika'ya kaçar ya İsrail'e...” diyebilen bir karakter.

Son derece kullanışlı bir aparat.

Öyle ki her şeye hazır olduğunun mesajını vermiş.

Şöyle diyor:
“Sedat Peker bana dese ki 'canlı bomba ol', olmazsam şerefsizim”
Meczup gibi ama halkın arasında dolaşıyor, çalışıyor, para kazanıyor, normal insan davranışları içinde.

Bu stereotipler özellikle aranıp bulunur. Olmayan beyinleri çeşitli tekniklerle yıkanır ve eyleme hazır hale getirilir. MOSSAD, CIA gibi istihbarat örgütleri ve onlarla birlikte çalışan FETÖ benzeri oluşumlar bu işin ehlidir.

Hedeflenen “iş” görüldükten sonra her iki taraf da birbirini tanımamak üzerine programlanmışlardır.

Aparat, verilen görevi yerine getirdikten sonra saçmalamaya başlar. Hiçbir lafının mantık silsilesi yoktur. Amaç arkadaki karanlık örgütü saklamaktır. Dikkat edin Selçuk Tengioğlu adlı evlat katili bu saldırgan da aynı defolu kumaştan ve benzer bir tarzda konuşmakta.

Papa’yı öldürmeye kalkışan Abdi İpekçi’nin katili Mehmet Ali Ağca’yı hatırlıyor musunuz? Çok konuştu ama hiçbir şey söylemedi. Merhum Cumhurbaşkanı Turgut Özal’a silahla saldıran Kartal Demirağ’a bakın, o da öyledir.

1990’lı yılların ortalarında Kanal D’de yayınlanan, ünlü Aktör Kadir İnanır’ın sunduğu Böyle Gitmez adlı programın haber müdürüydüm. Reyting rekorları kırıyorduk. Bir bölümünün sansasyonel konuğu ise işte Kartal Demirağ oldu.

Kartal Demirağ ile saatlerce konuştum, sıkıştırdım, akla gelebilecek her türlü çapraz soruyu yönelttim. Şizofrenik bir kişiliği vardı. Her soruya binlerce cevabı oluyordu ama tümünün altı boştu. Çok şey söyleyip hiçbir şeyi söylememeyi başarıyordu.

Onu Özal’ın kabrine de götürdük. Bir parça vicdan kırıntısı kaldıysa dökülür diye umduk çaresizce. Son derece profesyoneldi. Dişe dokunur tek kelime etmedi.

Selçuk Tengioğlu da aynı model.
Peki Özgür Özel’e saldırı ile ne amaçlanmış olabilir?
1-Özgür Özel’e “Ekrem’in yerine aday olmayı aklından bile geçirme” mesajı. FETÖ kaynaklı. Aylardır Özgür Özel’in niyetini sorgulayarak verip veriştirdiler.
2-Türkiye’de kaos ortamı yaratmak. FETÖ-MOSSAD organizasyonu.
3-Başka bir merkezden Özgür Özel’i parlatmak.
Sonuçta kim neyi amaçlamışsa onun sonuçlarını devşiriyordur.

FETÖ’NÜN BANA YÖNELTTİĞİ APARAT VE KAMUDAKİ İNANILMAZ ZAFİYET
Şimdi size FETÖ’nün hedefinde olan isimlerden biri olarak başıma gelen bir olayı anlatmak istiyorum.
O kadar benzerlikler var ki akıl alır gibi değil. 
Tarih 2020.
Umut Asma diye bir suç makinesi. 2014 yılında karısı ve iki çocuğunun annesi Elif Hayder’i boşandıktan sonra kıskançlıkla üç yerinden bıçaklayıp, kalbine, karaciğerine hasar vermekten cezaevine giren, eski karısının şikâyetini geri çekmesi nedeniyle 5 yıl ceza alıp hükmü geri bırakılan bir yaratık.
Bu adam daha sonra tehditten tekrar cezaevine giriyor. Bir süre sonra denetimli olarak serbest bırakılıyor. Denetimli serbestliğin koşullarına uymadığı için yeniden cezaevinin yolunu tutuyor.

Uyuşturucu kullandığı da belirtiliyor.
Ama enteresandır cezaevinde “hidayete” erip kendisini “Risale-i Nur Talebesi” olarak tanımlıyor.

Olay da bundan sonra başlıyor.

KARLOV SUİKASTININ ŞİFRELERİNİ ÇÖZMÜŞ AMA BAKIN NASIL?
Umut Asma bir gün cezaevi müdürüne başvurup koğuşa gelen Türkiye gazetesindeki benim yazılarımdan “şifreli mesajlar” verdiğimi anladığını söylüyor. Cezaevi Müdürü de onu akıl hastanesine göndereceğine ciddiye alıp Terörle Mücadele Şube Müdürlüğü’ne sevkediyor. Oradan da savcılık ifadesini alıyor. Durun bitmedi. Savcılık mahkemeye sevkediyor ve orada KARLOV SUİKASTININ TANIĞI olarak dinleniyor.

Aynen şöyle diyor mahkemede:
“Bu gazeteleri inceleyerek, şifreleri çözmeye çalıştım ve başarılı oldum. Fuat Uğur isimli kişinin köşe yazılarından Ankara'da Ruslara karşı bir saldırı olacağını anladım. Bundan arkadaşıma da bahsettim. Birkaç gün sonra Rus Büyükelçisi öldürüldü. Bu konu ile ilgili çeşitli ihbarlarda bulundum, terör şubede ifadem alındı”
Mahkeme heyeti de bu meczubun akıl sağlığı yerinde mi yoksa birileri bunu ayarladı mı diye düşünmeden ciddiye alıp dinliyor, kayıtlara geçiriyor.

Ben buradan yazamıyorum. Yargı ve emniyet sürecinde görev yapanların bu konuya dair zafiyetleri ile ilgili kelimelerim kifayetsiz kalıyor. Siz okurlar gereken tarifi yaparsınız.

Ama tabii bu mahkeme kararı Oda tv adlı sitede yayınlanıyor. Sanki gerçekmiş gibi izlenim yaratılmak isteniyor.

HİSLİ BİR APARAT, HER KONUDA BİR HİSSİYATI VAR

Muhtemelen cezaevinde FETÖ’cüler tarafından teşhis edilip devşirilen Umut Asma adlı bu meczup daha sonra başka “BİLGİLER” de veriyor.

Hisli bir aparat anlayacağınız.
Misal 3 Nisan 2017 tarihli Türkiye gazetesini inceleyerek Cumhurbaşkanı’na suikast olabileceğini düşünüyor. Bu arada eski Başbakan Mesut Yılmaz’ın da FETÖ’ye 380 milyon lira aktardığının delillendirilmiş olarak dosyada bulunduğunu ifade ediyor.
Şimdi…
Mahkeme başkanı sormuyor bile “Nasıl bir şifreli mesaj vermiş? Belge dediğin nerede, bilgi dediğin nerede?” diye.

16 Ocak 2020 tarihli Türkiye gazetesinde “Böyle bir şerefsizliği ve rezilliği hayatımda görmedim” başlığıyla olan biteni yazdım. Yazılarımız ve gazetemizin bu kepazeliği birinci sayfadan duyurması üzerine garabet fark edildi ve bu adam “gizli tanık” yapılmadı.Ne büyük lütuf.
Umut Asma adlı vaka, Face Book üzerinden benim FETÖ ile ilgili tüm yazılarımdaki haber kaynağım, değerli dostum Ümit Akdemir’i de tehdit etti bir süre. 
Meczup görünümlü bu muhtemel tetikçinin FETÖ ile ilgili algıları darmaduman eden Ümit Akdemir ve beni hedef olarak seçmesi aslında bir tesadüf değildi. Cezaevindeyken FETÖ’cüler tarafından devşirilirken nasıl olsa suikast bile yapsa delilikten yırtar diye düşünülmüştü. 

Yukarıda da anlattım. Mehmet Ali Ağca, Kartal Demirağ, Rus Büyükelçisi Boris Karlov’un FETÖ’cü katili, 15 Temmuz gecesi FETÖ’cüleri perişan eden kahramanlarımızdan Rize Emniyet Müdürü Altuğ Verdi’nin katiline bakın.
Hepsi aynı prototip, aynı tornadan çıkma.
Onlara Selçuk Tengioğlu eklendi şimdi. İstihbaratımızın, emniyetimizin ve yargımızın bu vakayı Umut Asma adlı meczuplarda tecrübe ettiğim yaklaşımla ele almaz diye umut ediyorum.