İmdat soygun var!

Geçen hafta o masadaki fotoğrafı görenler eminim çok umutlanmışlardır.

Masanın başında Ticaret Bakanı Mehmet Muş, iki yanında da rahat spor kıyafetiyle BİM CEO’su Galip Aykaç ile ŞOK, Migros ve A101 CEO’ları oturuyordu.

Bakan Mehmet Muş tarafından davet edilmişlerdi. Bu toplantı çok çok evvelden yapılmalıydı. Ama neyse, “Her işte bir hayır vardır, geç olsun güç olmasın” diyerek kendimizi teselli ettik ve rasyonel davranmaya çalıştık.

Toplantıdan sonra bir açıklama yapılmadı elbette. Ertesi gün ŞOK Marketler CEO’su Uğur Demirel, aralarında un, makarna, yağ, bakliyat, sebze-meyve ve deterjanın da yer aldığı bin üründe ocak ayı buyunca fiyatları sabitlediklerini bildirdi.

DİĞERLERİNDEN TIK YOK

Aslında ÖNCE İNDİRİM yapıp sonra sabitlemeleri gerekirdi ama ŞOK açıklamasına ahali yine de sevindi.

Peki neden bir ay süreyle? Enflasyon düşüş trendine girmiş, bu süre pekâlâ 4-5 ay olabilirdi en azından.

Onu bırakın da diğerlerinden ses seda çıkmaması da çok enteresan.

Demek ki TENCERE DARBESİ kararlılığı devam etmekte.

Sorsanız yine ağızlarından “maliyetler arttı” lafı çıkacak.

İnsanların gözüne baka baka yalan söyleyip sonra da 10 milyarlarca lira kâr etmenin adı nedir Allah aşkına?

Dillerine doladıkları tüm argümanlar çürüdü. Hatırlayın, tutturmuşlardı petrol, lojistik, ham madde, plastik, alüminyum, işçilik ücretleri, döviz, enerji diye.

İnsan olan utanır diyeceğim ama…

Oysa son altı aydır maliyetleri artıracak hiçbir gelişme yok ülkemizde. Şu saydıklarımdan yalnızca birinde, o da Ocak ayı sonunda bir artış olacak; asgari ücretin artışı nedeniyle işçilikte.

TÜM BAHANELER KOCA BİR YALAN

İşadamı ve ekonomist Volkan Okçu da paylaşıp hatırlatmış geçen gün sosyal medya hesabından. Ne dünyada, ne küresel çapta artık anormal giden hiçbir veri olmadığı halde ülkemizde neden sürekli bu bahane ediliyor?

Oysa gerçekler bambaşka:

LOJİSTİK MALİYETİ BAHANESİ: Konteyner krizi ile 13 bin - 16 bin dolarlara kadar çıkan Çin navlun maliyetleri an itibari ile tekrar 3 bin 500 dolar bandına geri döndü ve bu küresel piyasalara çoktan yansıdı bile. Bu sayede globalde fiyatlar normale dönmeye başladı çoktan...

HAM MADDE FİYATLARI BAHANESİ: Evet, geçen Haziran ayına kadar bu etki gerçekten de küresel bir etki idi ve o zaman ürün fiyatlarına da yansıdı. Ama artık, üç aydır, o hammadde fiyatları geçen senenin bile altına düştü.

ALÜMİNYUM: Hem ambalaj hem son kullanıcı ürünleri için en çok kullanılan ve en çok bahane edilen ham maddelerden birisi... 2022 zirvesinin neredeyse yüzde 50’ydi, şu anda önceki yılların bile yüzde 15,21 altında...

PLASTİK: Plastik türevleri yani ikinci en çok kullanılan ham madde... Çocukların oyuncaklarından tutun ketçap şişesine kadar hayatımızın her an ve her yerinde... Sebep neydi? PETROLE GELEN ZAM. Ciyak ciyak ağlamışlardı bunu sebep göstererek. Şimdi ne durumda? Hepiniz biliyorsunuz, çünkü aracınıza aldığınız için yakından takip ediyorsunuz ama biz yine de söyleyelim. PETROL, bırakın 2022 yılını, 2021 YILININ ALTINDA.

DEMİR/ÇELİK ENDEKSİ: 2022 krizi falan geçti, gitti. Fiyatlar geçen yılın ocak ayının bile yüzde 18,85 ALTINDA...

Ahşap ürünleri deseniz keza AYNI... Bakır AYNI... İnşaat demiri AYNI... Çimento AYNI...

Hepsini boşverin, global piyasada doğalgazdan en çok etkilenen ürünlerin başında gelen CAM ÜRÜNLERİ... Evet, o da aynı. Hatta bir yıl öncesinin yüzde 7,73 altına indi dalga geçer gibi... Doğalgaz ve bağlı tüm ürünler de aynı şekilde düştü tüm dünyada. Koridor Türkiye sayesinde açılınca tahıl fiyatlarının nasıl aşağıya doğru hızla inişe geçtiğini görmedik mi?

Enerjide de durum değişmiyor. EPDK, sanayide kullanılan elektriğin fiyatını yüzde 16, meskenlerdekini de yüzde 10-15 arasında düşürdü.

DÖVİZ: Doğru, bir yılda yüzde 120 arttı. Geçen yılın Haziran ayına kadar acısını çok çektik. Ama ondan sonra döviz aylardır sabit. Tahminler de 80-90 kuruş civarında bir oynamaya işaret ediyor sadece.

FAHİŞ ARTIŞLARDA HIZ KESMİYORLAR

Dün Ziraat Odaları Birliği Genel Başkanı Şemsi Bayraktar, 2022 Aralık ayındaki fiyat geçişlerini ve artışlarını yeniden açıkladı. Tespit ettikleri 42 ürünün tamamında yüzde 100 ila yüzde 400 oranında artış var.

Birkaç ürün sıraladım sizin için. Şundan eminim, marketlerdeki fiyatlar burada belirtilenden daha da pahalı.

Buyurun:

Kabak: Üreticide 4,75; markette 17,75 TL

Marul (adet): Üreticide 3,89; markette 13,75 TL

Kırmızı mercimek: Üreticide 13,84; markette 41,92 TL

Portakal: Üreticide 5,63; markette 16,23 TL

Elma: Üreticide 5; markette 13,94 TL

Domates: Üreticide 8,75; markette 18,52 TL

Kuru soğan: Üreticide 6,33; markette 12,77 TL

Sivri biber: Üreticide 8,13; markette 19,13 TL

Yeşil fasulye: Üreticide 15; markette 29,81

Kuru fasulye: Üreticide 24; markette 45 TL

Zeytinyağı (LT): Üreticide 79,4; markette 121,14 TL

Pirinç: Üreticide 23,7; markette 36,83 TL

Hatırlayacaksınız, BİM CEO’su Galip Aykaç sanki çok düşükmüş gibi yüzde 4 net kârla çalıştıklarını açıklamıştı. Brütü de yüzde 17,5’muş. Oysa 300 milyar liraya yakın ciro yapan bir marketler zincirinin tüm yatırımlar, harcamalar, ücretler çıktıktan sonra yüzde 4 net kârla çalışıyor olması bile çok yüksek.

VATANDAŞ İKTİDARA ÇEVİRDİ GÖZÜNÜ

Ötesi de var. Bu zincir marketlerin hepsi aynı zamanda üretici (tedarikçi), aynı zamanda nakliyeci, aynı zamanda depocu. Tüm bu aşamalardaki her durağın (üretici+nakliyeci+depocu+marketçi) sahibi de kendileri ve her durakta da en az yüzde 4-10 arasında kârlılıkları var ve bu kârlar sonuçta yine aynı patronun cebine girmekte. Kısaca dünyayı götürüyorlar. Sebze ve meyvelerde ise tarlayı taa en başından kapatıyorlar en düşük fiyata. Market raflarında ise diğer üretici firmaları adeta ezerek PRIVATE LABEL denilen kendi ürünlerini öne çıkarıyorlar. Bir de onları kendi ürünleri olduğu için daha düşük fiyatlarla satabiliyorlar; tam bir acımasız kartel düzeneği oluşturarak. AB ülkelerinde Private Label denilen market ürünlerinin satılan mallar arasındaki oranının yüzde 30’u geçmemesi gerek. Oysa Türkiye’de yüzde 70.

Ticaret Bakanı Mehmet Muş bu zincir market CEO’larıyla ne konuştu, onlarla uzlaştı mı yoksa uzlaşmadı mı bilemiyoruz ama sorun şu.

Vatandaş artık marketlerin ne yaptığının farkında.

Bir şey daha var. İktidarın da bu duruma göz yumduğunu düşünmeye başladı.

Gerisini siz bilirsiniz gayrı.