İNTİKAM DAVASI mı? AB’nin AİHM sopası ve FETÖ kararları…

WikiLeaks internet sitesi 2010 yılında ABD'nin Irak ve Afganistan'daki hava saldırılarına ait videoların, diplomatik yazışmaların ve diğer materyellerin yer aldığı, ABD ORDUSUNUN SAVAŞ SUÇLARINI da içeren yüzbinlerce belgeyi deşifre etti.

Tüm dünya basını bu belgeleri yayınladı.

Kıyamet koptu.

Beyaz Saray ve Pentagon bu sızıntıya büyük tepki gösterdi ve soruşturma derinleştirildi. WikiLeaks’in kurucularından JULİAN ASSANGE takibe alındı. Önce sızdıran bulundu; ABD ordusunda görevli olan istihbarat analisti Bradley Manning. 27 Mayıs 2010’da tutuklanan ve 35 yıl hapis cezasına çarptırılan Bradley Meanning cezaevinde cinsiyet değiştirip Chelsea adını alınca LGBTİ lobisi derhal faaliyete geçerek baskı yaptı. Bunun üzerine o dönem ABD Başkanı olan Barack Obama, Chelsea’yı affetti.

Dananın kuyruğu ise WikiLeaks’in 2016 başkanlık seçimleri öncesinde ABD’de Demokrat Partinin sürücülerinden gelen 20 bin elektronik postayı yayınlanmasıyla koptu. Demokrat Parti aday adayı Vermont Senatörü Bernie Sanders’ın aday olmaması konusunda HILLARY CLINTON ve ekibinin çeşitli komplolara karıştığı ortaya çıktı.

Bu belgeleri sızdırarak ABD seçimlerine karışmakla suçlanan WİKİLEAKS KURUCUSU JULİAN ASSANGE hakkında yakalama kararı çıkarıldı.

Bunun üzerine İngiltere’ye giden Assange'ın 2010'da iki kadına tecavüzle suçlandığı İsveç'e iadesine karar verilince geriye tek seçenek kaldı. Julian Assange EKVADOR'UN LONDRA BÜYÜKELÇİLİĞİNE sığındı.

İlginçtir İsveç mahkemesi “iki kadına tecavüz etmek” le suçladığı Assange hakkındaki davayı düşürdü, Ekvador da Assange’ın vatandaşlık talebini kabul etti. Assange yıllarca elçilik binasında 15 metrekarelik bir alanda yaşadı. Zaman zaman elçilik binasının balkonuna ya da penceresine çıkıp medyaya demeçler verdi. Ama Ekvador hükümeti o kadar baskı gördü ki ABD tarafından, elçilik Julian Assange’ı vermek zorunda kaldı.

İNGİLİZ MAHKEMELERİNİN KARARI: ABD’YE İADE

İngiliz mahkemeleri tutuklanan Assange’ın ABD’ye teslim edilmesi kararını verdiler.

Şimdi İngiltere’de her an ABD’ye teslim edilme riski altında bulunan

Julian Assange’ın avukatları Sivil toplum kuruluşları ve Uluslararası Af Örgütü ABD yetkililerinin Julian Assange’a yönelik casusluk ve diğer tüm suçlamaları düşürmesini istiyor. Af Örgütü ABD ordusunun işlediği olası savaş suçlarını da gösteren gizli belgeleri yayınladığı için Julian Assange’ın peşini bırakmamasını ifade özgürlüğüne yönelik geniş çaplı bir saldırı olarak niteliyor ve ifade özgürlüğü hakkının korunmasını istiyor. Ayrıca Julian Assange’ın WikiLeaks’te gizli belgeleri yayınlaması bir gazetecilik faaliyeti olarak tanımlanıyor.

ASSANGE ABD’YE İADE EDİLİRSE NE OLACAK?

Uluslararası hukukçulara ve sivil toplum kuruluşlarının temsilcilerine göre

1-Uzun süreli hücre hapsi gibi işkence ve diğer türde kötü muamele

2-Adil olmayan bir yargılama süreci ve itibarsızlaştırma

3-Eyalete göre değişmekle birlikte idam cezası olasılığı

4-175 yıla kadar hapis cezası

BU BİR İNTİKAM DAVASI MI?

Mahkeme çıkışı açıklamada bulunan Assange'ın eşi Stella Assange ise ABD’nin yürüttüğü yöntemi “İNTİKAM DAVASI” olarak niteliyor. Eşinin ABD'ye gönderilmesi halinde idam cezasıyla karşı karşıya olduğunu savunan Stella Assange mahkemeye ABD'nin Julian'ı kaçırma ve öldürme planı yaptığına ilişkin kanıtlar sundu. Mahkeme bu delilleri kabul etmedi.

Peki dinleyen var mı?

Yok.

CAN DÜNDAR GAZETECİLİK YAPTIYSA ASSANGE NEDEN SUÇLU?

MİT tırlarını ve Devlete ait gizli bilgileri ifşa eden Can Dündar’ın “mesleki faaliyet” inin gereğini yaptığını söyleyen ve onu el üstünde ağırlayan Batı iş Julian Assange’a gelince çifte standartlı klişeleri devreye sokmaktan geri durmuyor.

Peki, Avrupa Konseyi ne yaptı?

Hani saati soranlara “Siz önce Kavala’yı serbest bırakın” diyenlerden söz ediyorum.

Bu kadar suskun olmalarının sebebi Washington DC ile Brüksel arasındaki 6 saatlik fark mı?

Kavala davasının hukuki boyutuna girmeyeceğim.

Tabii ki AB üyesi iseniz AİHM kararlarına uyacaksınız. Bu sizin Anayasa hükmünüzdür.

AMA BÜYÜK BİR SORUN VAR.

AİHM, AB’nin ve Batı’nın Türkiye’yi dize getirmek için kullandığı bir sopaya dönüştü.

MHP lideri Devlet Bahçeli dikkat çekti.

Brüksel’deki AB heyetimiz, başta Tuğrul Türkeş olmak üzere konfor alanlarının bozulmasını istemiyor olabilirler ama her soruya “Siz önce Kavala’yı bırakın” diyenlere “Siz de önce Türkiye’de terör faaliyetinde bulunan firari PKK’lılarla darbe sanığı FETÖ’cüleri ülkemize gönderin. Sonrasını konuşuruz” deme yürekliliğini, ferasetini gösteremiyorlar.

DAHA BÜYÜK TEHLİKE BEKLİYOR; AİHM’İN FETÖ KARARI KAPIDA

Evet AİHM ve Avrupa Birliği artık ülkemiz için iyice güvenlik tehlikesi yaratma projesini devreye sokmuş görünüyor.

Yani Batı’nın AİHM aparatı bu kez de FETÖ kozunu oynuyor.

Binlerce FETÖ’cü için AİHM’in alacağı karardan haberiniz var mı?

AİHM, 2 bin FETÖ hükümlüsünün “ihlal” başvurusunu değerlendirmek için Türkiye’den savunma istedi. Adalet Bakanlığının bu tarihlerden itibaren 6 ay içinde savunmasını iletmesi bekleniyor. AİHM, 26 Eylül 2023’te FETÖ hükümlüsü Yüksel Yalçınkaya hakkında verdiği kararda Bylock kullanma, Bank Asya’da hesap açma ve FETÖ kuruluşlarında üye ve yönetici olma delillerinin örgüt yöneticiliği delili olamayacağını iddia etmişti. Bu kararın tüm FETÖ hükümlülerine teşmil edilmesi söz konusu.

Julian Assange için İNTİKAM yemeğini servis edip duran Batı’nın Kavala davası için “İntikam davası” demesi ne kadar ilginç.

Kimse “bağımsız yargı” filan gibi maval okumasın. Avrupa’nın ve ABD yargısının ne menem olduğunu dünya âlem biliyor.

Hükümetin AİHM’in hangi amaçla kullanıldığını görüp elini yükseltmesi, AB ile ilişkileri yeniden dizayn etmesi gerekir.

Yoksa iş işten geçmiş olacaktır.