İSTANBUL’DA 1 MİLYON 700 BİN KİŞİ: Anladık ki hiç kimse, hiç kimse sen değil!

0:00/ 0:00

Dün tv100 Programcısı Oğuz Haksever ile birlikte Atatürk Havalimanı’ndaki miting alanına ulaştığımızda saat 12.30 civarıydı ve Cumhur İttifakı ve Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın mitinginin başlamasına neredeyse 4-5 saat vardı.

Kürsünün önünü şimdiden birkaç bin kişi doldurmuştu. Alana baktım çok geniş. Yenikapı’nın 1,5 katıymış. Yedili Masa’nın dolduramadığı ve resmen fiyaskoyla sonuçlanan mitingin yapıldığı Maltepe Meydanı’nın da en az dört katı büyüklüğünde; yaklaşık 300 bin metrekare. 

Yenikapı’da mı olsaydı acaba diye düşündüm. Çünkü İstanbul’un merkezi gibi, ulaşım daha kolay malum.

Sanırım Ekrem İmamoğlu’nun İBB tayfası da aynı şeyi düşünmüş olmalı ki Yenikapı Meydanı’na konser koymuşlar. Tesadüf işte! Hazırlıkların en az 7-8 gün önce başlaması gerektiğini bildikleri için, konserlerin bitiş tarihini de mitingin üç gün öncesine kadar sarkıtmışlar.

Hizmet sıfır ama çakallıkta üstlerine yok.

Ama sonuçta KENDİ KALELERİNE GOL ATTILAR her zamanki gibi.

Nitekim saat 14.00’te on binlerce insan yerini almış ve slogan atmaya başlamıştı bile.

Galiba dolacak dedim.

Uzatmayayım, hepinizin dün canlı canlı yaşadığı, oraya gelmeyenlerin televizyonlardan izlediği gibi, meydanda ve yollarda 1 milyon 700 bin kişi vardı.

Alan tıklım tıklım dolmuştu.

Hakikaten YÜZYILIN MİTİNGİ olmuştu adı verildiği üzere.

Bu tablo, seçime yönelik tahminlerde bir işe yaramıyor sadece.

Yani İstanbulluların ve Cumhur İttifakı seçmeninin bu kadar GÜÇLÜ BİR DURUŞ sergilemesinin sebebi, sadece oylarının nereye gideceğini hissettirmekle mi sınırlı?

“PATATES, SOĞAN, PATLICAN NUMARASINI BİR KERE YEDİK, O DA SONDU”

Cevabı mitinge katılan iki vatandaştan aldım. Beni tanıyıp yolumu kesen iki kişi.

İlki orta yaşlı bir beyefendiydi, el sıkıştıktan sonra “Nasıl görüyorsun Fuat Bey?” diye sordu. Ben de “Önemli olan senin nasıl gördüğün” dedim.

Şaşırtıcı bir netlikteydi cevabı:

“Patates, soğan ve patlıcan numarasını bir kere yedik Fuat Bey. Emekli edeceğiz o şahsı.”

Özgüvenle özeleştiri iç içeydi.

Doğru. Muhalefetin niyetini gördü ve anladı halk.

Açıktan:

Bol keseden vaat. Her şey bedava.

Arkadan:

Mavi Vatan Yunan’a, KKTC Rum’a, Suriye’nin güneyi YPG’ye, kuzeyi de PKK’ya… Özerklik, Demirtaş’a, Kavala’ya, Apo’ya, tutsaklara(Cezaevindeki FETÖ’cüler ve PKK’lılar) özgürlük… Katiller serbest kalsın. Doğalgazın vanasını kapatıyoruz, Gabar’daki petrol kuyusunun üzerine beton döküyoruz, S-400’leri hangara kaldırıp, Merkez Bankası’nın altınlarını dağıtıyoruz, Atatürk Havalimanı’nı CIA’ın paravan şirketi Sierra Nevada’ya veriyoruz, savunma sanayi şirketlerini uluslararası silah şirketlerine açıyoruz, Azerbaycan’a dirsek çevirip Ermenistan’a yanaşıyoruz, Rusya’ya ambargo uyguluyoruz, Akkuyu Nükleer Santralı’nı kapatıyoruz, KHK’lı FETÖ’cüleri görevlerine iade ediyoruz, Londra’dan para alıp Türkiye’yi tefecilere mahkûm ediyoruz…

Milleti hâlâ yolunacak kaz gibi görüyorlar. Bu yüzden zengin babasının mirasını hovardaca yiyen, tavlayacağı kızlar için bitmek tükenmek bilmeyen vaatler sıralayan YAZ ZAMPARALARI gibiler. Ha bire desteksiz sallıyorlar.

VAATLER ŞELALE anlayacağınız.

Ama iş gerçeğe dönünce ve sıkıya binince ŞE gidiyor geriye LALE kalıyor.

Onları da CHP’li belediyelerde gördü vatandaş.

Devletin parasını harcayıp reklama ve trol hesaplara yatıranları da.

80 kilometrelik metro mu? Ay onu da mı demişim.

Öğrencilere bedava ulaşım, yok artık yalan bu.

Suya indirim, hadi canım biz bindirim demişizdir yanlış anlamışsınız…

Halk da cevabını da meydanlarda veriyor böyle.

Şüphesiz sandıkta da verecektir.

“O DERGİLERİN TASMASINI ELİNDE TUTANLARA CEVAP BU MİTİNG”

Sadece patates, soğan, patlıcan mıydı mesele?

Değil.

Diğeri gençti. Karşılıklı hal hatırdan sonra bu kez ben sordum:

“Çok kalabalık, senin gibi gençler çoğunlukta. Ne dersin?”

Dedik ya artık Teknofest gençliği var.

“Fuat Abi yurt dışında Cumhurbaşkanımızı kapak yapan dergiler var ya, onların tasmasını elinde tutanlara cevap bu miting, bu kalabalık.”

Bir ilave daha.

Bu miting o dergilerin tasmasını tutanlarla birlikte onların Türkiye’deki siyasi taşeronlarına da bir tokat aynı zamanda.

AK Parti iktidarı ve Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan şüphesiz bu uzun yolda pek çok hatalar yaptı. Bunları kendi de söylüyor zaten. Söylemediklerini de bizler sıralıyoruz. Muhtemelen kızıyordur ama mühim değil. Vatandaş, onu çok sevsin ya da az sevsin bir şeyi açıkça anladı:

“Bugün vatanın bekası, ülkemizin geleceği Tayyip Erdoğan’ın şahsında tecelli ediyor.”

Diğerlerine bakıyor ve yüzünü buruşturup Erdoğan’a şunu söylüyor:

“Anladık ki hiç kimse, hiç kimse sen değil”

Başlıktaki bu cümle ANLADIM adlı şarkının nakaratından. Bestesi Aykut Gürel’e ait. Devamı ise tam da anlatmak istediğim duruma müsait:

Anladım ki hiç kimse, hiç kimse sen değil
Hiç kimse senin gibi canımdan öte can değil
Anladım ki hiç kimse, hiç kimse sen değil
Hiç kimse senin kadar fikrime huzur değil

Anladım ki hiç kimse, hiç kimse sen değil
Hiç kimse senin kadar umuduma yol değil