İşte seçim sonucunu belirleyecek farkındalıklar

Türkiye Mayıs başında büyük bir şölene hazırlanıyor.

Savunma sanayiinde Türkiye’nin ürettiği tüm uçak, İHA, SİHA, helikopter ve füzeler Ankara’da ve hepsi bir arada Mayıs’ın ilk günlerinde Türk Milleti önünde toplu gösteriye çıkacak.

Ankara’da on binlerce belki de yüzbinlerce kişi, TUSAŞ tarafından üretilen MMU (Milli Muharip Savaş Uçağı), HÜRKUŞ ve HÜRJET uçaklarının yanı sıra, İHA ve SİHA’ları, yani ANKA, ANKA 3 ve Aksungur’u, bunların yanında, yerli ve milli helikopterler; ATAK, ATAK 2 ve çok amaçlı helikopterleri gökyüzünde süzülürken izleyecekler. Televizyonlar, Türkiye’nin gurur abidelerini canlı yayınlarla 85 milyona ulaştıracak.

Bayraktar tarafından üretilen ve şimdiden dünyanın önde gelen ülkelerinden sipariş üstüne sipariş alan, TB2, Akıncı ve insansız savaş uçağı Kızılelma da aynı gün ve aynı yerde Ankara semalarında gösteri uçuşu yapacak. Türkiye’nin kalbinin Ankara’da atacağı bu anlamlı törenin TUSAŞ tesislerinde yapılması bekleniyor.

Bir çırpıda kolayca adlarını saydığımız bu insansız/silahlı hava araçları, insansız savaş uçağı, yerli ve milli helikopterler, muharip savaş uçaklarının yapıldığı zamana Türkiye öyle çok da kolay gelmedi. Türkiye’nin bu teknolojiye sahip olması, üretime geçmesi tam tamına yüz yılı buldu.

Atatürk’ün, “İstikbal göklerdedir” diyerek hayalini kurduğu uçak sanayisini hayata geçirmek Cumhuriyetin 100. Yılında Ak Parti İktidarına ve Erdoğan’a nasip oldu. “Nasip” derken, bu bir “piyango” meselesi değil elbette. İstikrar, kararlılık ve özveriyle alınmış bir yolun sonucunda ulaşılan hedef.

1925’te Atatürk, Türk Tayyare Cemiyeti’nin kurulması talimatını verirken, aklında Türkiye’nin bir uçak fabrikasına sahip olma düşüncesi vardı. Nitekim hemen bir yıl sonra, Kayseri Uçak Fabrikası kuruldu. Atatürk’ün ölümünün ardından, Milli Şef döneminde, Amerika Marshall Yardımlarının içine ABD malı hibe uçakları da dahil etti. Teknoloji artığı bu uçaklarla zamanın siyasetçilerini kandırmayı başarabildi ve Türk uçak sanayiinin önünü kesti. Kayseri Uçak Fabrikası da kapatıldı.

İşte Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın öncülüğünde, Bayraktar ailesi ve TAİ’nin bugün piste çıkardığı, Türk savunma sanayiinin yüz akı  uçak ve helikopterler, bir anlamda Atatürk’ün vasiyetini de yerine getirmiş oluyor. Atatürk’ün ölümü ile CHP’nin sonraki mirasçılarının, bir kenara iterek son verdiği uçak sanayii, yüz yıl sonra yeniden hayat buluyor. Hem de Atatürk’ün istediği gibi Türk mühendislerinin elinde yeni teknoloji ürünü olarak. Atatürk, batının eski ve demode teknolojileri doğu ülkelerine pazarlayarak, onları aptal yerine koyduğuna inanıyor bu nedenle Türkiye’nin modern teknoloji ile donatılmış fabrikalara sahip olmasının gerekliliğini anlatıyordu.

Geldiğimiz noktada Atatürkçü olduğunu iddia edenler, Atatürk’ün uçak sanayiine dönük bu büyük hayalini gerçekleştiren Erdoğan ve Ak Parti iktidarının başarısını küçümseyerek anlaşılmaz bir iki yüzlülük sergiliyorlar.

Küçümseyerek gölgelemeye çalıştıkları sadece savunma sanayiindeki atılımlar değil.

Biri çıkıp diyor ki; “Karadeniz’de doğal gaz bulunmadı. Yalan söylüyorlar. Törende yaktıkları gaz Rus gazı.”

Diğeri; “İHA’lar, SİHA’lar yerli değil, her şeyi dışardan geliyor. Montaj yapıyorlar.”

Bir başkası; “Bunlar oyuncak uçak, maket.”

Ve bir diğeri TOGG’u aşağılıyor; “Bu otomobiller yerli değil.”

Daha ileri gidiyor; “TOGG Türkiye’de üretilmiyor. İtalya’dan geliyor.”

Siyasetçisi; “Geldiğimiz zaman elbette İHA’lara SİHA’lara dokunacağız” diyor.

Geleceğe dönük somut bir perspektif ortaya koyamayanlar, yapılan bu büyük işleri küçümseyerek ve itibarsızlaştırmaya çalışarak, aslında kendilerini itibarsızlaştırdıklarının farkında değil.

Bir şeyin daha farkında değiller; Vatandaş İHA/SİHA’lardan Milli Muharip Savaş Uçağı’na, Karadeniz’de çıkarılan doğalgaza, Gabar’da bulunan petrol yataklarına, TCG Anadolu’ya, yerli otomobil TOGG’a kendileri gibi kayıtsız değil. Vatandaş, şehir hastanelerinin de otoyolların da hızlı trenlerin de ne anlama geldiğini, hayatını nasıl kolaylaştırdığını biliyor.

Yine vatandaş; Suriye’de kurulmak istenen terör devletinin, Mavi Vatan’ın, PKK ve FETÖ ile mücadelenin, Libya’daki Türk askerinin varlığının önemini siyasetçilerden daha iyi kavrıyor ve her şeyin farkında. Bu farkındalığın sandığa yansımaması mümkün mü?