Kılıçdaroğlu = (K1+K2) B+T= D

0:00/ 0:00

Formüller sadece fizik kuralları, matematik veya kimyasal bileşimler için geçerlidir diyenlerdenseniz başlıktakini anlamlandırmakta zorlanabilirsiniz. 

Yukarıdaki formülün sosyolojik, siyasi, ekonomik ve güvenlik olarak bir karşılığı var oysa.

Aşağıda açılımını yazacağım ama önce küçüklüğünde kızıma anlattığım şu masalı sizlerle paylaşmama izin verin. Bu masalı geçen gün bir filmde de dinleyince, şu yaşadığımız günlere ve konjonktüre ne kadar denk düştüğünü fark ettim.

Aslan, ayı, gergedan, at ve kartal, yıllar süren savaşlarda direndikten sonra kötü kalpli Kral’ın askerleri tarafından bir mağarada sıkıştırılıyorlar. Mağaranın girişi çok dar olduğu için Kral’ın askerleri giremiyorlar. Ancak içeride de koşullar çok kötüdür. Oysa orman ahalisinin yardımı gelinceye kadar dayanmaları gerekmektedir.

Kötü kalpli Kral, aslan, gergedan, ayı, at ve kartalı teslim alamayacağını anlayınca önce onların moralini bozmaya çalışıyor, “Orman ahalisi de bizimle birlikte, sizi yalnız bırakacak. Onlarla konuşuyoruz, en az yüzde 55’i bizi istiyor. Hiç boşuna onlardan destek beklemeyin” sözleriyle. Ancak bu çabaları da sonuçsuz kalınca elçilerini gönderiyor mağaradakilere.

Elçi, gergedan, at, ayı ve kartala “Sizinle bir derdimiz yok. Bize ASLAN LÂZIM, onu teslim edin yeterli. Siz hayatta kalacaksınız. Sadece gergedanın boynuzunu kesip tarlalarda çalıştıracağız. Kartalın kanatlarını kesip ormana salacağız, atın da toynaklarını sökeceğiz. Ayıyı unutmadık, onu da sirklerde görevlendireceğiz animatör olarak. Sonuçta hepiniz hayatta kalacaksınız. Bu iyi bir fırsat sizin için” teklifinde bulunuyor.

Aslan, kötü kalpli Kralın elçisi tarafından yapılan teklifi duyunca mağarada birlikte olduğu arkadaşlarına bakıyor merakla “Ne cevap verecekler” diye. Onlara güvenmektedir ama içinde ufak da olsa bir şüphe kırıntısı vardır. Çünkü onlar aynı zamanda orman ahalisini de temsil etmekteler. Gergedan, at, kartal, ayı birbirine bakıyor ve aralarından Kartal’ı elçiye cevap vermesi için sözcü seçiyorlar. Kartal devasa kanatları ile mağaranın kapısını kapatarak şöyle diyor Kralın elçisine:

“Başımıza gelebilecek tüm ölümlerin arasından biz yine bunu seçiyoruz. Mağarada sonuna kadar direnmeye karar verdik!

Bu onurlu yanıtın ormandaki sonucu ne oldu dersiniz?

Bilmiyoruz.

Bilmemiz gereken şu:

Bizim cevabımız ne olacak?

ASLAN’I TESLİM EDECEK MİYİZ?

14 Mayıs seçimini bu hikâyeyi aklınızdan çıkarmadan bekleyin ve oyunuzu kullanırken kartal, ayı, gergedan ve atın söylediğini aklınızdan çıkarmayın.

Aslanımızı teslim etmemiz şartıyla sizin, bizim yaşamamıza izin verecekler. Kanadımızı keserek, ayaklarımızı kırarak ve bizi sirk soytarısı gibi kullanarak hayatta bırakacaklar.

Buna yaşamak denirse.

Yaşadığımız topraklara artık VATAN denebilirse.

Onlara cevabımız, at, kartal, gergedan ve ayınınkinden farklı olmayacak:

“Başımıza gelebilecek tüm ölümlerin arasından biz yine bunu seçerdik. Aslanımızı teslim ettikten sonra kolun kanadın kırılmış, dünyanın soytarısı ve ırgatı olmuşsun ve buna yaşamak demişsin. İstemem eksik olsun.”

İSTEMEZ, EKSİK OLSUN…

Bu teklife cevap olarak Edmond Rostand’ın Cyrano de Bergerac adlı ünlü tiyatro eserindeki tirattan birkaç satır çok denk düşüyor.

Ya ne yapmak lâzımmış?
Sağlam bir dayı bulup çatmak sırnaşık gibi,
Bir ağaç gövdesini tıpkı sarmaşık gibi,
Yerden etekleyerek velinimet sanmak mı?
Kudretle davranmayıp hileyle tırmanmak mı?
İstemem eksik olsun!

Kapı kapı dolaşıp pabuç mu eskitmeli?
Yoksa nasır mı tutsun sürünmekten dizlerim?
Yahut eğilmekten mi ağrısın ötem berim?
İstemem eksik olsun!

Yoksa bir fino gibi
Susta durmak mıdır ki, acep en münasibi?
İstemem eksik olsun!

Varsın küçücük olsun fütuhatın (zaferin), fakat bil,
Onu fetheden sensin, yoksa başkası değil.
Ara hakkını hatta kendi nefsinden bile.
Velhasıl bir tufeylî zilletiyle
Tırmanma! Varsın boyun olmasın söğüt kadar,
Bulutlara çıkmazsa yaprakların ne zarar?

Kavaklar sıra sıra dikilse de karşına
Boy ver, dayanmaksızın, yalnız ve tek başına!

İşte yukarıdaki masalı ve sonuçlarını düşünürken başlıktaki şu formülü de açalım:

Kılıçdaroğlu = (K1+K2) B+T= D

Formülün bileşenleri aşağıdaki gibi:

K1=Kaos
K2=Katastrof(Felaket)
B=Bölünme
T=Terör
D=Dekadans(Çöküş)

Şöyle açıklamak gerekir. Katastrof ve Kaosun toplamının çarpanı BÖLÜNME olacak. Buna terörün ekleneceğini unutmadan çıkacak sonucun bir ÇÖKÜŞ, yani DEKADANS olacağını hesap etmek gerekir.

Kılıçdaroğlu mu?

İstemez, eksik olsun…