Meral Akşener’in kafasındaki ZİNCİRLEME İTTİFAK mı?

İyi Parti Genel Başkanı Meral Akşener’in şöyle de bir özelliği var. Her kelimesi, cümlesi olan bitene ayna tutuyor.

Kendi söylemeyeceklerini, yapamayacaklarını da partisinden güvendiği isimlere taşere ediyor.

Seçimden önce CHP’lileri çılgına çeviren Halil İbrahim Oral, Cihan Paçacı açıklamalarını hatırlayın.

Ne oldu onlara?

Hiç.

Seçim sonrası da Eskişehir Milletvekili Nebi Hatipoğlu “Elim titreyerek Kılıçdaroğlu’na oy verdim, bizim kitlemize hitap etmiyordu” deyiverdi.

Üç gün önce aynı Nebi Hatipoğlu tuttu TOGG’u ziyaret etti. Ardından Twitter hesabından bir paylaşım yaptı ve TOGG’u öve öve bitiremedi.

-İnanılmaz modern.

-Bazı parçalar fabrikada üretiliyor.

-En önemlisi de bataryalar fabrika içinde yapılıyor. Önümüzdeki dönemde batarya kaynaklı üretim kısıtı riski yok

-Araçlar fabrikada üretiliyor İtalya’dan geliyor vs. gibi haberler gerçek dışı.

-Yerli ve milli yatırımların destekçisi ve takipçisi olmaya devam edeceğim.

Evet, Akşener’in YENİ MESAJCISI Nebi Hatipoğlu.

KİME MESAJ?

CHP ile ilişkiler artık kopma noktasına gelmişken şimdi biraz geriye gidelim ve MHP lideri Devlet Bahçeli’nin geçtiğimiz haftalardaki “Komşu olalım” çağrısını hatırlayalım.

Karşılıklı ve biraz da sert açıklamalarla akamete uğramış gibi görünüyor sanıyorsunuz ama değil.

Dedim ya işin içinde Meral Akşener olunca hiçbir şey tesadüf değil.

Mesaj tabii ki Cumhur İttifakı ve eski Ülküdaşlarına. Yani MHP ve lideri Devlet Bahçeli’ye.

Ben önceki gün Akşam Raporu programında Nebi Hatipoğlu’nun bu ziyaretinin ve açıklamasının Cumhur İttifakı’na yönelik son derece anlamlı bir MESAJ OLDUĞUNU söylemiştim ki Hacı Yakışıklı aldığı bir istihbaratı paylaştı. Meral Akşener ve Devlet Bahçeli ya TBMM çatısı altında ya da bir başka mekânda BULUŞACAKLARDI. Bu çok önemli bir istihbarattı ve bu satırlar yazılana kadar yalanlanmadı.

Bu bir başlangıç.

Ne olabilir?

Sorunun cevabını verebilmek için Akşener’in ve İyi Parti’nin şikâyetinin ana eksenine bakalım.

MHP Cumhur İttifakı içinde 12 il olmak üzere toplam 229 belediyeyi kazanırken oy oranı onunla eşit olan İyi Parti’nin kazandığı belediye sayısı ise yalnızca 24 oldu ki bunların arasında il yok.

Peki, İyi Parti Cumhur İttifakı içinde yer alabilir mi bu gidişle?

Almaz ama bir ZİNCİRLEME İTTİFAK formülü ile peşinden koştuğu belediye başkanlıkları başarısına imza atabilir.

Şöyle:

AK Parti ile MHP zaten büyükşehir, il ve ilçe bazında oturup bir anlaşma yapıyor. MHP-İyi Parti arasında bir ayrı ittifak kurularak bu hesaplamaya dışarıdan İyi Parti’nin mevcut oy oranlarıyla katılması sağlanabilir ve yeni bir kombinasyon oluşturulabilir.

Müteselsil ya da Zincirleme İttifak olarak adlandırılabilir bu.

Bilinmez, bu temaslar Meral Akşener ve İyi Parti’nin sarsıntı geçiren eski ilişkisini kıskandırmak için de olabilir.

Meral Akşener poker face bir siyasetçi değil. Ne olup bitiyorsa onun konuşmalarından anlayabilirsiniz. O denli şeffaf. Ancak değişkenliği konusunda eline kimse su dökemez.

Kısaca bekleyin ve oyunu izleyin derim.

Muharrem İnce, Ekrem İmamoğlu konusunda çok haklı

Hep söylüyoruz.

Siyasette korkaklığa yer yok.

Sinsice, sessiz ve derinden giderek, sıkıştığında sürekli topu çevirip taca atarak bir partinin genel başkanlığını ele geçirebileceğini sanıyorsun ama karşında bu konuda master derecesi yapmış, kaybettiği 13 seçime rağmen koltuğundan kaldırılamamış ve hâlâ da kaldırılamayacak gibi görünen bir genel başkan var.

İşin çok zor anlayacağın üzere.

Bu noktada alınacak en doğru tavır, değişim mavalları okuyup lafa tur attırmak yerine, cesaret ve azimle “Ben Kurultay’da CHP Genel Başkanlığına adayım. Kemal Kılıçdaroğlu başkanlığındaki CHP’den İstanbul’a da aday olmam” demek olmalıydı.

Muharrem İnce tam da bunu yaptı. Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde son anda aday gösterilmesine ve partisi tarafından desteklenmemesine rağmen tek başına, ittifaksız yüzde 31 oy almayı başardı. Ardından korkusuzca genel başkanlığa ADAY oldu. Ama delege yapısını Kemal bey kontrol ettiği için kazanamadı. Durmadı, istifa etti ve kendi partisini kurdu. Cesaret ve azimle, küçücük bütçeyle çalıştı, didindi, memleketi karış karış dolaştı partisinin adıyla müsemma biçimde.  Öylesine ciddi bir oy potansiyeline yaklaştı ki FETÖ’cüler bir montajlı kaset kumpası hazırladılar ve CHP’li troller de onu yaydılar. Dramatik bir şekilde çekilmek zorunda kaldı yarıştan. Seçime katılmadığı halde 200 binden fazla oy aldı. Bu çok değerliydi.

Muharrem ince ve Memleket Partisi seçimlere katılsaydı ne olacaktı biliyor musunuz?

CHP’den kaçıp İyi Parti’de toplanan seçmenler, masayı deviren Meral Akşener’e tepki göstererek CHP’ye dönmek yerine Memleket Partisi’ne ve Muharrem İnce’ye oy vereceklerdi. Şu kadarını söyleyeyim. Güvenilir kamuoyu araştırma şirketlerine göre Muharrem İnce’nin “yarıştan çekiliyorum” açıklaması yapmasından hemen önce İyi Parti’nin oyu yüzde 6,5 ama Memleket Partisi’nin oyu yüzde 7’nin üzerindeydi.

Muharrem İnce’ye linçin sebebi buydu çünkü bu araştırma sonuçları aynı zamanda Kemal Kılıçdaroğlu ve CHP kurmay heyetinin önündeydi.

Muharrem İnce de şimdi çıkıp “Geçmişte hatırlayın, ben aday oldum, 20 bin kişi var salonda İNCE BAŞKAN diye bağırıyor, 1200 kişi var salonda delege, oradan sonuç alamıyorum. Biz ‘Değişim’ diye bağırırken bugün değişimden yana olan arkadaşlar statükodan yanaydı. Bugün ‘Değişim’ diyen arkadaşlar neyi değiştireceklerini söylemiyorlar. Neyi söylüyorlar? Sen git ben geleyim, sadece koltuğun sahibi değişsin istiyorlar. Bu yüzden ‘DEĞİŞİM’ diyen arkadaşlar bana inandırıcı gelmiyor. diyor.

Peki, haksız mı?

Bugün CHP’nin 100. Kuruluş Yıldönümü için İstanbul Kongre Merkezi’nde düzenlenen bir toplantıda konuşacak olan Ekrem İmamoğlu’nu dinleyeceğim. Bakalım bir değişiklik olacak mı bu tutumunda.

Sanmıyorum ama hani bir laf vardır ya “Çıkmayan candan umut kesilmez” diye, o hesap, görelim bakalım.