Meral Hanım Eren Bülbül, Bedirhan bebek, Aybüke öğretmen için HDP ile helâlleşecek mi?

Açık konuşalım.

Öyle “Ortada kuyu (masa) var, yandan geç” tezgâhlarına gerek yok.

Ne yapıldığını gayet iyi biliyorum ve bu nedenle bu yazının hitabı doğrudan muhatabına.

Evet Meral Hanım…

Partinize Danışman ve Sözcü olarak atadığınız Kürşad Zorlu, cümlelerini süslü siyasal kamuflajlarla perdeleyerek, Cumhurbaşkanı adayınız Kemal Kılıçdaroğlu’nun HDP ile ittifak görüşmelerini sizin adınıza “Gayet normal” bulduğunu açıkladı. Sıkıntı yokmuş.

Ne güzel!

HDP açıkça ilân etti ama eminim siz sağıra yatmışsınızdır. Ben bir vatan hizmeti yaparak, sözcünüz ya da herhangi biri bu yazıyı size okutacağı için hatırlatmada bulunuyor ve kayıt altına alıyorum. Eğer bir nebze vatan sevginiz, ülkücü damar çoktan tarih oldu ama az da olsa milliyetçi damarınız varsa ve bu ülkenin bölünmez bütünlüğünden, kardeşlik hukukundan yana tarafsanız, parçası haline gelip normal bulduğunuz bu ilişkinin öznesi HDP’nin Eş Genel Başkanı Pervin Buldan’ın, daha yakın zamanda söyledikleri, sizi “Ben ne yapıyorum, bu ülkeyi kime teslim ediyorum ve bunun için kimlerle iş birliği yapıyorum” diye düşündürmeli.

Hani “Mayıslar bizim” diyorsunuz ya, Pervin Buldan da aynı tarihi veriyor sizin gibi “Mayıs ortalarında bu süreç tamamlanacak” sözleriyle.

Neymiş o süreç okuyun:

“Geçmiş olsun AKP’ye. Kürtler statüsünü elde etti artık. SURİYE’DE ELDE EDİLEN STATÜ ÇOK YAKINDA TÜRKİYE’DE DE Kürt halkının mücadelesiyle ELDE EDİLECEKTİR. Mayıs ayı ortalarında bu süreç tamamlanmış olacaktır. Kandil’deki arkadaşlarımız, dostlarımız, kardeşlerimiz ve yoldaşlarımız Türkiye’ye gelmelidir ve Türkiye’de siyaset yapmalıdır Sayın Karayılan, Sayın Bayık...

İşte böyle. Size çok güveniyorlar Meral Hanım. PKK ile hedeflerinin ortak olduğunu söylüyorlar. Kandil’deki PKK elebaşlarına selam çakmakla kalmayıp onları “Yoldaşlarımız, kardeşlerimiz” diye tanımlıyorlar.

PKK… Oy beklediğiniz, mamanın ucunu gösterip de vermeyen Masa ortağınız, nazlı HDP’nin organik silahlı uzantısı…

Amerika’nın köpeği…

Siyasetçiler ve partiler, çeşitli dezavantajlı kesimlerin, sosyal katmanların umudu olurlar, bu doğaldır da siz, önce Suriye’nin kuzeyinde, sonra da Türkiye’de birer bağımsız devlet kurmak isteyen PKK’nın umudu oldunuz, farkında mısınız?

Tabii ki farkındasınız.

Biliyorum, bu noktaya gelebilmek için ne gemiler yaktığınızı. Hangi kor ateşlerde yürüdüğünüzü de.

Hedefe ulaşmak için her yol mübahtır belki sizin için. Sonuçta “Başbakan” olacaksınız ya.

Millet unutur, balık hafızalıdır, atarız oltayı yutarlar diye düşünüyor olabilirsiniz.

Eğer öyleyse yanılıyorsunuz.

Tam tersine, sizin arka kapıdan içeriye alarak kelle pazarlığı yaptığınız HDP’nin, Karadeniz dağlarında çobanlık yapan 15 yaşındaki canım Eren Bülbül’ü, 11 aylık Bedirhan Bebek’i ve annesini, o güzel türküleri yanık sesiyle söyleyen Aybüke öğretmeni şehit eden, sınırın öte yanından attıkları roketlerle evlerinde akşam çaylarını içen Kilisli vatandaşlarımızı, gece mışıl mışıl uyuyan Samandağlı bebeleri katleden PKK’nın siyasal uzantısı olduğunun farkında.

Peki 6-8 Ekim Kobani kalkışmasında kripto siyasal partneriniz Selahattin Demirtaş’ın çağrısıyla sokağa dökülen PKK’lıların katlettiği 31 insanı unuttuk mu?  Hani onlar arasında kurban eti dağıtan 17 yaşındaki Yasin Börü vardı. PKK’lı katiller Yasin’i önce bıçaklayıp, sonra balkondan aşağıya attı, yere düştükten sonra da üzerinden arabayla geçti.

Siz o barbarlarla, vahşilerle el sıkışıyorsunuz Sayın Akşener.

Altılı Masa ortağınız, Cumhurbaşkanı adayınız Kemal Kılıçdaroğlu’nun görüşmesinde “sıkıntı yok” dediğiniz HDP bu çocuklarımız için PKK’ya yönelik bir kere bile KINAMA ya da ÜZÜNTÜ MESAJI yayınladı mı?

Hiç mi o güzelim çocuklar gözünüzün önüne gelmiyor?

Hiç mi o ana kuzuları için bağırları yanan ana-babalarla empati kuramıyorsunuz?

Körpecikti bedenleri
yaşları olsa olsa on,
bilemedin onbeş idi...

4 yaşındaki Nupelda

13 yaşındaki Diyar

2 yaşındaki Nurullah Umut

15 yaşındaki Mehmet

15 yaşındaki Ömer

8 yaşındaki Ayaz

11 aylık Zeynep

17 yaşındaki Serap

 4 yaşındaki Sultan

Anne karnındaki bir bebek

13 yaşındaki Fırat

9 yaşındaki Elif

9 yaşındaki Tahsin

4 yaşındaki Hidayet

5 yaşındaki Viyan

6 aylık Ceylin

3 günlük Bahar

6 günlük Zeynep

3 yaşındaki Aleyna

5 yaşındaki Taha

12 yaşındaki Murat

10 yaşındaki Şeyma

Siyasal ihtiraslarınız hafızanızı resetlemiş olabilir ama biz her an kayıttayız.

PKK’nın kandırıp dağlara kaçırdığı ve eğitip silahlandırarak, askerimizin polisimizin karşısına çıkardıkları da bizim çocuklarımız. Çocuklardan katil yaratan, çocukların öldürüldüğü bu topraklar üzerinde tekrar aynı acıları yaşamamak için verilen mücadelede siz öldüren tarafta mı olacaksınız yoksa insandan yana mı Sayın Akşener, karar verin.

Daha açık söyleyeyim:

HDP önünde iki yıldır çocukları için nöbet tutan Diyarbakır annelerinden yana mısınız yoksa PKK’dan yana mı?

O çocuklarımızı hayata hazırlayan öğretmenlerimiz; Neşe Alten, Necmettin Yılmaz, Numan ve Ayşe Konaklı, Yasemin Tekin, Bayram Tekin ve küçük kızları Betül Tekin, Rüstem Şen, Metin Kaynar, Ali İhsan Çetkinkaya, Mustafa karınca, Buminhan Temizkan, Vedat İnan’lar hiç mi içinizi sızlatmayacak?

Yazsam kalemler tükenir, yazmasam yürekleri dağlar…

Beşiktaş, Güvenpark, Diyarbakır Çınar, Bingöl, Güngören ve yüzlerce toplu katliamı, hendek kalkışmasında şehit edilen 700 güvenlik görevlimizi ve daha nicelerini…

Siz PKK’nın katlettiği sivillerimizin, çocuklarımızın, şehit edilen güvenlik görevlilerimizin aziz ruhlarını incitmekle kalmıyor, onların acılarını hâlâ yüreklerinin en derinlerinde hisseden yakınlarının ekmeğine kan doğruyorsunuz Sayın Akşener.

Vallahi ve billahi, vebali iki cihanda da ağırdır.