Seçim anketinde hangi sorular ve yöntem doğru sonucu verir? İşte şaşırtıcı örneği…

Artık “Yarın seçim olsa hangi partiye oy verirsiniz” üzerinden yapılan “kamuoyu araştırmaları”nın birkaçı dışında çivisi çıktı.

Hele bazıları iyice zırvalamaya başladı.

Geçen seçim öncesinde aynı manipülasyonu İYİ Parti ve Genel Başkanı Meral Akşener için yapmışlar, büyük çuvalladıkları halde hiç rezil olmamışlardı.

Şimdi öyle bir rüzgâr estiriliyor ki algıyla kendi seçmenlerinin kafasında, “Tamam bitti bu iş, Kemal Kılıçdaroğlu yüzde 55 ile seçilecek” noktasına geldiler.

Dediğim gibi, geçmişte de yaptılar bunu. Seçim sonrasında esen rüzgârdan yana çıkması beklenen sonucun tam tersi görününce de kafalardaki soru “Nasıl yanee, herkes yalan mı söyledi” oldu.

Hayır Tiki Troll, yalan söylemedi, yalnızca gerçek düşüncesini sakladı. Çünkü sizlerden, estirdiğiniz baskın, faşist, yırtıcı atmosferden korktu.

Hatırlayın, 2007 seçimlerinde Cumhuriyet Mitingleri ile iyice coşmuş bir CHP ve artık o gazla “AKP seçimi kazanırsa Rodos’a kadar yüzer gelirim” diyen bir CHP Genel Başkanı Deniz Baykal vardı. Sonra yüzde 47,6 oyla AK Parti seçimi kazanınca bir araya gelen her dört CHP’li, “Yalan söylemeyelim, aramızdan ikisi AKP’ye oy verdi” diye dalga geçmeye başladı.  

Bu duruma BRADLEY ETKİSİ deniyor.

1982 yılında California’daki valilik seçiminde bir Afro-Amerikan; Tom Bradley, bir de beyaz aday; Cumhuriyetçi Parti’den George Deukmejian (Sanırım Amerikalı bir Ermeni, soyadının okunuşu Dökmeciyan) vardı. Anketlerde o yıllarda özellikle California’da yükselen ırkçılık karşıtı rüzgâr ve oluşan havanın etkisiyle siyah aday Tom Bradley’in seçileceğine kesin gözüyle bakılıyordu. Anketlerde de Bradley önde çıkıyordu, çünkü soru yöneltilen seçmenler de “ırkçı olarak yaftalanmamak için” ona oy vereceklerini söylüyorlardı. Bunu kimse fark edememişti.

Sonuçta siyah aday Tom Bradley kaybetti ve beyaz aday George Deukmejian kazandı Valiliği.

Burada kamuoyu araştırma şirketlerinin yönelttiği sorular hep “KİME OY VERECEKSİNİZ” üzerine kuruluydu ve KİLİT SORULARI yöneltmekten uzaktı. Oysa, utangaç muhafazakâr seçmenler ve ortadaki kararsızların çok ciddi oranda yüksek olması nedeniyle, ortaya çıkan SESSİZLİK SARMALI’nın hangi sonuçlara işaret ettiğini ortaya çıkarabilmek için DÜŞÜNCE ANKETLERİ’nin yapılması gerekirdi.

Günümüz Türkiye’sinde Altılı Masa adayı Kılıçdaroğlu’nun, küresel ittifakın, medyası ve sosyal medyasıyla dört koldan gazlandığı bir ortamda tam da böyle bir Bradley etkisinin kendini göstereceği çok açık belli olmakta.

Kuşkusuz Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’a ve hükümete karşı hayat pahalılığı konusunda en ağır eleştiriyi de yine onlara oy verenler yapmakta. Bu olgu seçmenlerin Erdoğan’a ve Cumhur İttifakı’na oy vermeyeceği anlamına mı geliyor?

Hayır.

Çünkü onlar dâhil tüm seçmenlerin kafasında da deli sorular var. İşte bu soruların cevaplarını alabilmek ve seçmenin oy verme eğilimini bu soruların yanıtları üzerinden tahmin etmek gerek.

Geçtiğimiz ay bir araştırma şirketi yapmıştı bunu.

Soru “Depremin yaralarını kim sarabilir ve kim konutları zamanında bitirebilir?” sorusunun ezici cevabı belliydi; bugünkü hükümet ve Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan.

İşte, Eda Soyak Serbest ve birlikte çalıştığı siyaset bilimcileri ve istatistik konusunda uzman akademisyenlerin yönetiminde EDAR Araştırma’nın yüz yüze konuşularak bin 870 kişiyle 21 şehirde yürüttükleri araştırma tam da sözünü ettiğim bir DÜŞÜNCE ANKETİ olarak çok dikkat çeken sonuçlar ortaya koyuyor.

Araştırmanın amacı seçmen eğilimlerini doğru tespit etmek, sandığa giden seçmenin eline mührü aldığında nereye o mührü basacağına yönelik en doğru izlenimi almaya yönelik.

İşte sorular ve cevapları. Bakalım sizin zihninizde seçim sonuçlarına ilişkin nasıl bir tablo ortaya çıkıyor.

SORU - Millet İttifakı'nda yer alan tüm parti genel başkanlarının, seçim sonuçlarında oy oranları çok düşük olsa bile hükümette başkan yardımcısı olarak yer alacak olmaları, sizce Türk demokrasisine uygun bir yaklaşım mıdır?

EVET - yüzde 36,1

HAYIR - yüzde 53,7

KARARSIZ - yüzde 10,2

SORU - Millet İttifakı seçimi kazandığı takdirde hükümet içerisinde sürekli olarak yönetim krizlerinin yaşanacağını düşünüyor musunuz?

EVET, DÜŞÜNÜYORUM - yüzde 55,3

HAYIR, DÜŞÜNMÜYORUM - yüzde 37,2

KARARSIZ - YÜZDE 7,5

SORU - Cumhurbaşkanlığı seçiminde HDP’ninKemal Kılıçdaroğlu’nu desteklemesi karşılığında, HDP’ye kamuoyundan gizli bir takım vaatlerin verildiğini düşünüyor musunuz?

EVET, DÜŞÜNÜYORUM - yüzde 52,5

HAYIR, DÜŞÜNMÜYORUM - yüzde 34,9

KARARSIZ - yüzde 12,6

SONUÇ:

Anlaşılıyor değil mi?

Seçmenlerin yüzde 52’si ile yüzde 56 arası Kemal Kılıçdaroğlu seçildiği takdirde hükümette bir kaos, kriz, kargaşa olacağını düşünmekte.

Bu tür etkilerin olduğu ülkelerde KARARSIZLARIN genellikle rüzgârın tersine yöneldiklerini de hatırlatalım.

Seçmenin büyük çoğunluğu, sırf iktidara gelebilmek, Erdoğan’ı devirebilmek için birbirine her türlü tavizi vermiş, HDP’ye ülkenin bölünmesi pahasına vaatlerde bulunmuş, PKK terör örgütünün, FETÖ’nün önünü açacak böyle bir ittifakın ne kadar tehlikeli olduğunun ayrımına varmış.

PKK’nın siyasal uzantısı olan ve kapatma davası halen süren bu partinin eş genel başkanının, yüzlerce çocuğumuzu, sivili ve güvenlik görevlimizi katleden bir örgütü kutsayarak alenen “Pekeke terör örgütü değildir, Suriye’nin kuzeyinde mayıs ortasında elde edeceğimiz özel statünün aynısını yakında Türkiye’de de elde edeceğiz. Murat Karayılan, Cemil Bayık, Murat Karasu yoldaşlarımız, kardeşlerimiz artık Türkiye’de siyaset yapacak” diyen Pervin Buldan olduğu dikkate alınırsa mesele anlaşılır. Vatandaş bunu görüyor. Kemal Kılıçdaroğlu işte bu Eş Başkanı ziyaret edip onunla el sıkışmış durumdadır. Tüm bunların ne anlama geldiğini halkın anlamadığını düşünmek bu saatten sonra çok tuhaf olur.