Şükran hanım bile isyan ederken Kılıçdaroğlu’nun üç aşamalı plânı

0:00/ 0:00

Kapıyı açık bıraktım ama eli kulağındadır. Bugün yarın Şükran hanım da isyan bayrağını açacak büyük bir ihtimalle.

Şükran hanım kimdir, bilmeyenleriniz vardır belki.

Aşağıdaki fotoğrafa bakın hemen hatırlayacaksınız.

Şükran hanım bile isyan ederken Kılıçdaroğlu’nun üç aşamalı plânı - Resim : 1

Hani parlamentoyla ilgili her CHP haberinde onu Kemal Kılıçdaroğlu’nun yanında hızlı hızlı tempoyla yürürken görürsünüz. Sapsarı, kıvır kıvır saçlarıyla hemen dikkati çeker.

Şükran Kütükçü; yani Sayın Kılıçdaroğlu’nun Özel Kalem Müdürü.

Kılıçdaroğlu'nun Maliye Bakanlığı'ndaki göreviyle başlayan süreçte sırasıyla BAĞKUR Genel Müdürü, Özel Kalem Müdürü, SSK Genel Müdürü, Özel Kalem Müdürü sonrasında CHP liderinin İstanbul Milletvekilliği ve CHP Grup Başkanvekilliği sırasında danışmanı, son olarak da 2010 yılından bu yana CHP Genel Başkan Özel Kalem Müdürü ve Genel Başkan Danışmanı olarak görev yapıyor.

Yaşını göstermiyor ama tam 36 yıldır, dile kolay.

Evet, Şükran hanım Kemal Bey’in sadece özel kalemi değil, aynı zamanda KARA KUTUSU sayılır. Kemal bey onu bugüne kadar kendisine sadık, sağ kollarından biri olarak görüyordu. Kuşkusuz Kemal bey için can acıtıcı olacaktır böyle sırt çevirmeler.

Şaşırmayın.

Engin Altay ve Bülent Tezcan bile saf değiştirdikten sonra ne denilebilir ki?

Ama Kemal beyin bilmediği ya da görmezden geldiği bir şey daha vardı. İddialara göre Şükran hanım CHP’deki değişim isteyenleri adeta örgütleyen isimlerin başında geliyordu.

Benim merak ettiğim, Şükran hanım Özgür Özel’le mi yoksa Ekrem İmamoğlu’yla mı birlikte çalışıyor? Bana Özgür Özel daha yakınmış gibi geliyor. Bu arada laf açılmışken Özgür Özel’in çalışmalarını inanılmaz bir hızla sürdürdüğünü ve Kemal beyle hiç de söylendiği gibi Ekrem İmamoğlu’na karşı bir ittifakın unsuru olarak temasta bulunmadığını anti parantez belirtelim.

Nereden nereye.

EKREM İMAMOĞLU’NUN HABER SIZDIRMAKTAN, ANKET ŞİRKETLERİNE KADAR BİTMEYEN OYUNLARI

Dün biliyorsunuz Sabah gazetesinin manşetinde Kemal beyin Antalya Belek’te Zeynel Özdoğan adlı iş adamının otelindeki Villa Leo adlı, geceliği 326 bin lira olan bir VIP villada kaldığı haberi yer aldı. Tabii seçim öncesindeki mütevazı mutfak metaforu ve dekoru da yerle yeksan oldu bu arada. Ama ben Kemal beyin de CHP’nin de bu otel için para ödediğini sanmıyorum. Zeynel beyin KÜÇÜK bir dinlenme hediyesidir bu.

İddialara göre bilgiyi sızdıran Ekrem İmamoğlu’nun yakın çevresi.

Şimdi diyeceksiniz ki haberi veren Sabah olduğuna göre İBB’deki AK Partili kaynaklar da olabilir. Siz öyle sanın. Yayan onlar. Sabah ya da başka bir iktidar yanlısı medyaya iletileceğinden çok emindiler çünkü.

Ama tabii İmamoğlu’na sorsanız “Ne münasebet canım, Genel Başkanımızın o kadar yorgunluğun ardından dinlenmeye hakkı vardır” diyecektir, hiç şüpheniz olmasın.

Bayılıyorum bu adamın yaptığı numaralara!

Kemal Kılıçdaroğlu’nun adaylığı kesinleştikten sonra evvelden Ekrem İmamoğlu’nu hep önde gösteren kamuoyu araştırma şirketleri ne yaptılar hatırlayanınız var mı?

Hemen çark edip Kılıçdaroğlu’nu önde göstermeye başladılar. Hem de öyle böyle değil, yüzde 55, yüzde 60’larla…

Ne var bunda demeyin.

Beklenti ne kadar yükseltilirse hayal kırıklığı da o kadar derin olur. Yüzde 60 ne Allah aşkına? Benim en yakın arkadaşım bile dedi bunu.

Bunun İBB ile ilgisi ne diyeceksiniz.

İddialara göre bu şirketlerden dördü İBB’ye fatura kesiyormuş iyi mi?

Neyse sadede gelelim.

İMAMOĞLU'NUN İLK ADIMI; OLAĞANÜSTÜ TÜZÜK KURULTAYI

Başka çaresi kalmadı çünkü. Sayın Kılıçdaroğlu‘nun kendisini tamamen sildiğinin farkında. Ya İstanbul Büyükşehir Belediyesi Başkanlığına aday olacak ya da yok olup gidecek. Ama aday olursa kazanamayacağını da biliyor. İşin ilginç yanı Kemal Kılıçdaroğlu da biliyor. HDP zaten ayrı aday çıkarmaya karar verdi. İyi Parti’nin ne yapacağı belli değil. Ama tüm bunların ötesinde, İyi Parti ve HDP desteklese bile Ekrem İmamoğlu kazanamıyor.

Ekrem beyin plânı şu:

Meral Akşener’in MHP’yi ele geçirme yöntemiyle Olağanüstü Tüzük Kurultayı için gerekli delege imzasını toplayıp Kemal Kılıçdaroğlu’nu devirmek ve Genel Başkan olmak.

Bunu başarabilir mi? Meçhul.

KILIÇDAROĞLU’NUN ÜÇ PLÂNI

Kemal Bey’in ise üç planı var:

1-Kurultayın seçim sonrasına ertelenmesi

Malum, Kurultay süreci 5 Ağustos’tan itibaren ilçe kongreleri, 16 Eylül’den itibaren de il kongreleriyle başlayacak. Ekim ortasında il kongrelerinin tamamlanması bekleniyor. Kurultay için hedef tarih ise Kasım ayının ortaları.

Peki, bu süreç Aralık ayının ortalarına sarkabilir mi? İstenirse il ve ilçe kongreleri rahatlıkla yetişemeyebilir. O zaman ne olur? Seçim sath-ı mailine girildiği gerekçesiyle KURULTAY YEREL SEÇİMLER SONRASINA ERTELENEBİLİR.

Kemal bey bunu bal gibi yapar. Tabii bu da Ekrem İmamoğlu’nun CHP Genel Başkanlığı rüyasının sonu olur.

2-Piro Dede harekete geçer

Herkesin hemfikir olduğu bir durum tespitini biz de yapalım.

Kılıçdaroğlu varken delege yapısına kimse nüfuz edemez. Hele işin içine Piro dedelik girerse ve bir de fetvası arkadan gelirse. Onların bakış açısından; Sünni ve aksi gibi İmamoğlu olan soyadıyla zaten insanı kendinden soğutan birine ne kadar güvenilir ki? Kuran okuyup dindarları tavlamaya çalışan Ekrem bey istediği kadar rakıyı şarabı fondip götürsün, kimseye yaranamaz.

3-Mustafa Sarıgül seçeneği

Eğer CHP kurultayı Kasım ayında yapılır ve Ekrem İmamoğlu aday olursa Kemal Kılıçdaroğlu onu yenmekle kalmayacak aynı zamanda İstanbul Belediye Başkanlığı’na Mustafa Sarıgül’ü aday gösterecek. Mustafa Sarıgül’ün buna hiçbir itirazı yok. Tek bir şartı var; o da Şişli’nin oğlu Emir Sarıgül’e verilmesi.

Kurultay için küçük bir ihtimal daha var, o da yine bir işaretle ya da fetvayla Mustafa Sarıgül’ün CHP Genel Başkanlığına aday gösterilmesi. Tabii ki Kemal Kılıçdaroğlu tarafından. Bu durumda Mustafa Sarıgül kazanırsa zaten süreç Kemal Bey’in istediği gibi işlemiş olacak. Sarıgül kazanamazsa Kemal bey kaybedecek ama Ekrem İmamoğlu aday olamayacağı için CHP İstanbul’u kesinlikle kaybedecek.

ÖZETLE KILIÇDAROĞLU’NUN DEDİĞİ:

Kısacası Kemal bey şunu söylüyor:

“Yeniden CHP Genel Başkanı olursam işler istediğimiz gibi ilerler, İstanbul’u alma ihtimaliniz güçlenir. Ben de ileriki dönemde bir olağanüstü kurultayla genel başkanlığı bırakır, başka adaya CHP’yi teslim ederim”

Ne olacağını görelim bakalım.