“Sünni İmamoğlu” Alevileri tasfiye ederek CHP’yi nereye sürüklüyor?

Öncelikle kayıt düşeyim. Başlıkta kullandığımSünni İmamoğlu tanımının sebebi kendisinin bir konuşmasında, “Sünni bir ailenin çocuğuyum” demesi.

Geçen cuma günü akşamı Özgür İfade programında İmamoğlu-Özel ikilisi tarafından tasfiye edilen belediye başkanlarına ilişkin şöyle demiştim:

“Yeniden aday gösterilmeyen Battal İlgezdi, Ali Kılıç, Bülent Kerimoğlu ve Şükrü Genç’in ortak noktaları hepsinin de ALEVİ ve KEMAL KILIÇDAROĞLU YANLISI olması.”

Programda bu sözlerime CHP’yi temsil eden konuklar tepki gösterdiler ama tesadüf, tam o esnada WhatsApp mesajıma, aynı gün zehir zemberek bir açıklamayla CHP’den istifa eden Ataşehir İlçe Belediye Başkanı Battal İlgezdi’nin yaptığı konuşma gönderildi bir arkadaşım tarafından. Battal İlgezdi, CHP’de Kılıçdaroğlu taraftarları ve Alevilerin tasfiye edilip kıyıma uğradığını söylüyordu. Bu videodaki konuşmayı gündeme getirdiğimde de kıyamet koptu tabii. O saatten beri tüm haber televizyonlarında İlgezdi’nin, “CHP’de Aleviler ve Kılıçdaroğlu taraftarları tasfiye ediliyor” lafı üzerinden döndü tartışmalar. Ekrem İmamoğlu’nun maaşlıları TV ekranlarından Battal İlgezdi’nin dört dönem sonunda yeniden aday gösterilmemesi üzerine bu açıklamayı yaptığını söylüyordu ama Büyükçekmece’de Hasan Akgün’ün altı dönemdir Belediye Başkanı olduğunu ağızlarına almıyorlardı.

KILIÇDAROĞLU ALEVİ TAHKİMATI YAPMADI MI?

Aslında Kemal Kılıçdaroğlu’nun parti kadrolarını ve delege yapısını Alevilerle doldurup tahkim ettiğini söyleyen ve bundan sürekli şikâyet eden kadrolar artık CHP yönetim kademelerinde.

Peki Kılıçdaroğlu bunu yapmadı mı? Bal gibi yaptı.

Ekrem İmamoğlu ile Özgür Özel şimdi kendi ekiplerini oluştururken Kemal Bey’in Alevilerini tasfiye ediyorlar. Bunu da yukarıda ifade ettiğim gibi ilçe başkan adaylarında ve yönetim aksında gerçekleştiriyorlar. Ama kendilerine biat eden asimile Alevileri bunun dışında tuttukları da bir gerçek. Misal Battal İlgezdi’nin boşalan makamına aday gösterilen Onursal Adıgüzel gibi.

CHP’NİN ALEVİLİKLE İMTİHANI

Alevilik CHP’nin kadim sorunu. Tarihi kökleri var.

Bugüne gelebilmek için size ilginç ama tanıdığınız isimlerle de devam edecek bir kısa gezinti yaptıracağım ve kişisel tarihimden de örnekler vereceğim.

Partinin kuruluşunda ve kadrolarında 1960’lara kadar onlar yok malum. Çünkü CHP “SÜNNİ-TÜRK-LAİK” bir eksende kuruldu ve Kemalistlerin temel felsefesi de buna dayanıyordu. Kürtler, Aleviler, Çerkesler yok hükmündeydi. Zaten Çerkes Ethem ile düşmanlaştırılan Çerkesler tasfiye edilip 150’likler listesiyle sürgün edilmişlerdi. Sonra 1930’lara kadar devam eden ve kanla bastırılan Kürt isyanları geldi. Ve ardından yine çok kanlı Dersim isyanı ve Alevilerin yaşadığı travma. Uçakla bombalanan köyler ve Dersim şehri, sığındıkları mağaralarda gaz sıkılarak katledilen bir halk.

Kürtler CHP’den tamamen koptu.

Aleviler de aynı şekilde.

Bu “köylü ve çarıklı aşağı alt kültürler” CHP parti devletinin kurmayı planladığı “elit Cumhuriyet”in unsurları olamayacaktı. Bir istisna yapıldı, yalnızca “medeni” görünümlü oldukları için kimliklerinden soyunmuş Çerkesler devlet kadrolarına alınmaya başlandı.

ALEVİLERİN CHP’YE SIĞINMALARININ SEBEBİ

1960 darbesinden sonra kendilerini “Sünni şeriatçılar”ın tehdidi altında gören Aleviler yavaş yavaş laik CHP’ye sığındılar ama kimliklerini gizleyerek yaptılar bunu. Tarih boyunca baskı altında yaşayan, aşağılanan, haklarında her türlü iftira atılan Aleviler kendilerini korumaya almak için adeta takiye uzmanı olmuştu. Aileler çocuklarına okullarda Alevi olduklarını söylememelerini sıkı sıkıya tembih ediyorlardı bu yüzden.

Alevilerin CHP’deki varlıkları 1990’lardan sonra iyiden iyiye hissedildi. Ama DYP gibi merkez sağ partilerde siyaset yapmayı da sürdürdüler. Cumhuriyet’in kuruluş yıllarında başlarına balyoz gibi inen laiklik artık onlar için “dinci-şeriatçı tehdidi”nden korunmanın zırhıydı.

CEM RADYO’NUN KURULUŞU, TANIKLIKLARIM VE “CHP’DEKİ ÇERKES CUNTASI”

Alevilerin Türkiye kamuoyunda yaygın olarak tanınmaya başlanması yeni kurulan özel televizyonlarda konuşmaya başlayan Cem Vakfı’nın kurucusu, bir Alevi dedesi olan Prof. Dr. İzzettin Doğan ile oldu. Kendisinin isteğiyle farklı zaman dilimlerinde yaklaşık 2,5 yıl ilk Alevi radyosu olan Cem Radyo’nun genel müdürlüğünü yaptım. Alevi-İslam inancı ve kültürüyle tanışmak, İzzettin Hoca’yı tanımak hayatımın en kıymetli tecrübelerinden biri oldu.

Cem Radyo’daki her iki dönemimde de CHP’nin başında Deniz Baykal ve arkadaşları vardı. Baykal Cumhuriyet’in kurucu değerlerine bağlı kalarak partiyi Alevi ve Kürt kimlikçilerine sıkı sıkıya kapatmıştı. Partide yer alabiliyorlar ama kimliğe dayalı bir örgütlenmeleri tespit edildiğinde de hemen tasfiye ediliyorlardı.

Cem Radyo’da sadece bir radyo yöneticiliği yapmıyor, CHP’de olan bitenleri bizzat partide siyaset yapan Alevilerden öğreniyordum.

Yanıma gelip parti içi dedikoduları ve mücadeleleri anlatanların hepsi de Deniz Baykal’dan şikâyetçiydi.

Sık sık “Bıktık artık kardeşim bu ÇERKES CUNTASI’ndan. Deniz Baykal-Önder Sav ikilisi partiyi demir yumrukla yönetiyor” diyorlardı. Sonra, “Seni tenzih ediyorum, yanlış anlama” diye de ekliyorlardı benim Çerkes olduğum hatırlarına gelince. Ama atladıkları bir şey vardı. Deniz Baykal ve Önder Sav, Çerkes olmalarına karşın “Çerkesçilik” yapmıyorlardı. Hatta kendi kimliklerini inkâr edecek kadar. Onlar Cumhuriyet’in “kurucu değerleri”ne tabi olarak “Sünni-Türk-Laik” diye adlandırılan “KUTSAL ÜÇGEN”e kendilerini adamışlardı.

İMAMOĞLU ALEVİ TASFİYESİ İLE CUMHURİYET’İN KURUCU DEĞERLERİNE Mİ DÖNÜYOR?

Cem Radyo’da sık sık yanıma gelenlerden biri de neredeyse her gün konuştuğumuz Cemal Canpolat’tı. Yani Kemal Kılıçdaroğlu’nun isteğiyle iki dönem İstanbul İl Başkanlığı yapmış, sonra Canan Kaftancıoğlu’na karşı kaybetmiş, son kurultay öncesi Kemal Bey’in isteğiyle yeniden aday olmuş ama İmamoğlu’nun adamı Özgür Çelik’e yenilmişti ironik olarak.

Evet, öyle görünüyor ki CHP Ekrem İmamoğlu’nun öncülüğünde Kemal Kılıçdaroğlu tarafından partide hâkim kılınan Alevi kadrolardan arındırılıyor teker teker.

Şimdi başlıktaki soruya dönelim.

CHP bu Alevi tasfiyesi ile aslına ve Cumhuriyet’in kurucu değerlerine mi dönüyor yukarıda anlattığım kısa tarihi perspektiften bakınca?

HAYIR TABİİ!

ABD ve Batı’nın kuyruğuna takılmış bir aparattan Atatürk’ün bağımsızlıkçı siyasetiyle uyumlu bir akış hayaldir. Terörist PKK’nın siyasal uzantıları ile iş tutan, FETÖ’ye yataklık eden bir partiden beklenecekler sınırlıdır çünkü.

CHP’DE HANGİ ALEVİLER KALABİLİR ARTIK?

İmamoğlu’nun amacı partide “Kendi hakimiyetine tehdit olarak gördüğü tüm Alevileri” tasfiye etmek. Onursal Adıgüzel örneğinde hatırlattığım gibi asimile Aleviler ve biat edenlerle Kemal Kılıçdaroğlu ile olmayanlar bu kıyımdan azade. Hatta Kürtler de aynı potada. Dar çevresine “Gitsinler DEM’de siyaset yapsınlar” dediği söyleniyor.

Ama CHP’yi Alevi hakimiyetinden kurtarmak isterken, bir başka kimlik siyasetiyle HEMŞERİCİLİK OYNAYAN da aynı Ekrem İmamoğlu.