Yardımı kılcal damarlara ulaştırmak

Milli Dayanışma Kampanyasında Türkiye'nin koronavirüsle mücadelesinde ihtiyaç sahiplerine ulaştırılmak üzere şu ana kadar 846 milyon 606 bin 155 lira bağışa ulaşılmış. Rakam rahatlıkla milyarı fersah fersah geçecek görünüyor.

Koronavirüs belasının felç ettiği hayatın içinde ekonomik sosyal sıkıntıya uğrayanlara destek amaçlı kampanya, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan tarafından kendisinin de maaşlarını bağışladığını açıklaması ile start almıştı.

SON DURUM

Öncelikle; desteklenmesi gereken bu devlet kampanyası devam ederken, devletin de en başta şu an çalışamaz evine ekmek gönderemez durumda olan vatandaşlardan küçük işletmelerden başlayarak kademeli olarak harici destek programlarını devreye sokması önemlidir. Tıpkı diğer büyük ülke devletlerinin yaptığı gibi.

Şu an gerçekten evine ekmek götüremeyen işsiz ortada kalan milyonlar var.

Öte yandan; Bu konuda önemli ve dikkate alınması gereken hem de yine çok değer verdiğim bir isimden gelen bir çalışmayı sizlerle paylaşmak istedim. Gündeme getirelim belki faydası olur.

AKILLICA BİR TEKLİF

Çünkü bu çalışma, çok konuşulan bu dev yardım kampanyasının algı yönetimi ve motivasyon anlamında nasıl daha iyi bir algıya taşınabileceği tavsiyelerini içeriyor.

İnsanların yardım yaparken, ‘ Ya ben yardım yaptım da, nereye gidecek nasıl kullanılacak?’ gibi duygusal sorgulamalarında da rahatlama sağlayacak öneriler ihtiva ediyor. Ülkemizde güven mekanizmasının daha da güçlenmesine de etki edecektir.

İLGİNÇ DETAYLAR

Bakın bu ilginç teklifler içeren çalışmada neler deniliyor?

‘Yardım kampanyası son derece güzel bir uygulama oldu. Biz zor günlerde olağan üstü işler yapan bir milletiz. Devlet burada kendine para toplamıyor yardımsever insanlar ile ihtiyaç sahiplerini buluşturmak için güvenli aracılık işi görüyor. Bunu doğru anlatmak lazım!

Bu nedenle, şunları kamuoyuna hatırlatalım;

1- Saçımızı kesen berber ve kuaför çırakları şu an işsiz
2- Kafe/Kahvehane/Lokantalarda çalışan garson komi şu an işsiz
3- Sokaktaki simitçi, ayakkabı tamircisi, oteldeki kat görevlileri şu an işsiz
4- Hayatını sokak ekosisteminden sağlayan herhangi bir sigortası olmayan valeler, çarşı pazarda getir götür yapanlar, hamallar, şu an işsiz,
5- Evlere temizliğe giderek geçimini sağlayanlar şu an işsiz
6- Liste daha çok uzatılabilir

Yukarıda sayılan kişiler geçimlerini hayatın akışından ve dinamizminden kazanmaktalar.

HAYAT EKOSİSTEMİ

Hayat durduğunda sokağın ekosistemi de durmakta ve bu kişiler kazançsız kalmaktadır.

Bu vatandaşlarımızın çoğu Kaymakamlık Sosyal Yardımlaşma Vakıflarına gidemezler, yolunu bilmezler, çekinirler, utanırlar.

En iyi yöntem:

Sigortalı olup işine son verilenlere ulaşmak için Sosyal Güvenlik Kurumundan;

Sigortasız olan diğer gruplar için lokantacılar odasından, berberler odasından ve benzeri meslek odalarından;

Sokaktan geçinenleri tespit etmek için Kaymakamlık bünyesinde kurulan Vefa sosyal destek gruplarından ve muhtarlardan isim listeleri alınmalıdır.

YARDIMLAR ASGARİ ÜCRET İLE İFADE EDİLSE ÇOK DAHA İYİ ETKİ YAPAR

Bağış kampanyası vaat cümlesi “1 maaşımı bağışlıyorum” yerine “5 asgari ücret bağışlıyorum”, “10 asgari ücret bağışlıyorum” şeklinde revize edilebilir

Bu vaat biçimi konunun doğru anlaşılmasını sağlayacaktır. Çünkü Devlet burada kendine para toplamıyor yardımsever insanlar ile ihtiyaç sahiplerini buluşturmak için aracılık ediyor.

Her gün kampanyada kaç asgari ücrete ulaşıldığı Aile ve Çalışma Bakanı tarafından kamuoyuna açıklanırsa, hem teşvik olur hem de işsiz kalanlar üzerinde moral verici etki yapar.

Ve toplanan para doğrudan asgari ücret olarak işsiz kalan kesimlerin hesaplarına nakit olarak aktarılmalıdır.’

Güzel fikirler var. Belki bir işe yarar kimbilir. Amacımız hayatın kılcal damarlarına, mağdur durumda olanlara dokunmak.

Sevgi ve sağlıkla kalın...

Moral bozmak yok; bu günler geçecek...