Abdullah Ağar: Centcom’un YPG/PKK’ya sunduğu taziyeler, Derik Tatbikatı ve El Hol Deash Kampı-2

Bugün de meseleye El Hol kampı üzerinden bakalım.

Aslında El Hol’ü uzun uzun anlatmak gerekir. Çünkü el Hol Türkiye’de çok bilinmiyor. YPG/PKK’nın en çok istismar ettiği, en çok sarıldığı konudur El Hol. Haseke’nin güneydoğusunda Deash’lıların YPG/PKK kontrolünde tutulduğu devasa bir hapishane/kamp alanıdır.

Bu kampta ilk başlarda Deashlı olduğu söylenen 115.000 kişi vardı. Şimdilerde bu sayı 55-60.000’e kadar düştü. İnsan sormadan edemiyor: 50-55.000 Deash’lı nasıl buhar oldu, nasıl ortadan kayboldu, nereye gitti? Minare çoktan çalındığı için kılıfı çoktan hazırlansa da ben ‘kaba’ tespitimi buradan yapayım.

YPG/PKK’lılar bunların bir kısmını salıverdi.

Bir kısmını ülkelerine iade etti.

Bir kısmı kaçtı.

Bir kısmı YPG/PKK’lılara para yedirerek ayrıldı.

Bir kısmı öldü, infaz edildi.

Bir kısmı da YPG/PKK ile iş birliğine giderek Deash ya da başka kisvelerle coğrafyada YPG/PKK’ya hizmet ediyor.

Bunun bir de incesi var ki, bunu da en iyi YPG/PKK ve abileri bilir. Diyecekler ki; ‘Yalan söylüyorsun!’ O zaman yanıtını versinler. Deashlı diye El Hol’e tıkılan 50-55.000 adam-kadına ne oldu?

Onlar iddia edildiği gibi Deashlılarsa neden salıverdi?

Eğer Deashlı değillerse neden Deashlılarla birlikte hapse tıkılıp, Deash öğretisinin ve radikalizmin pençesine sunuldular? Neden radikalize ve travmatize edildiler?

Soru çok.

Şimdilerde El Hol’de tutulan 56 bin tutuklunun yüzde 90’ını kadın ve çocuklardan oluşuyor. Bunların yarıya yakını da Iraklı. Bununla birlikte hapishanede başta Avrupa’dan gelen 10.000 civarında yabancı cihatçı var. Bunların ülkeleri almaya yanaşmıyor.

YPG/PKK da; ‘Burada bunları ben sizin için tutuyorum’ diyerek, buradan güç tutuyor, süreçleri istismar ediyor, meşruiyet, himaye/destek sağlıyor, para kazanıyor. Ama aklı eren herkes El Hol’ün nasıl bir tehlike ürettiğini, Deash Ver-2’nin buralarda nasıl geliştiğini, büyüdüğünü, radikalize olduğunu, eğitim aldığını, evrildiğini, yapılandığını ve organize olduğunu biliyor. Ama kimse bir şey yapmıyor. Kampın içinde mahkemeleri, okulları, eğitim alanları, tünelleri, hatta kadın hansa asayiş timlerinin dahi var olduğu ifade ediliyor.

Hatta 2 PKK’lı öldüğü için Centcom’un taziyelerini sunduğu bu olayda ikisi kadın 8 Deashlının ‘tutuklandığı’ bu olayda YPG/PKK’lılar kamptan 2 tane de AK-47 uzun namlulu tüfek ele geçirmişler.

2 kaleş! Hani tabanca, bıçak filan biraz anlaşılabilir de uzun namlulu 2 Kaleş! Bir dahaki sefere üstünde çift namlulu Doçka, ZU-23 Toyota pick-up filan çıkarsa şaşırmayacağım.

Ez cümle…

Öncelikle Kürt sosyolojisi (Kamışlı-Ayn el Arap eksenleri) YPG/PKK’dan, Sünni Arap sosyolojisi de Deash’tan kurtarılmadan YPG/PKK ve Deash değersizleştirilemez, etkisizleştirilemez.

Üstüne Deashla, radikalizmle mücadele bir başka terör örgütünün inisiyatifine bırakılamaz.

Deash’a kazınmış bir ur, bir kanserli doku gözüyle bakanlar fena halde yanılıyorlar. Bütün bunlar başka bir yazının konusu olmakla birlikte örneklendirmem şu:

Eğer ‘Suriye’deki gibi’ Irak’taki ordu ve Peşmerge güçleri Deash’la ilgili bir testten geçemezse acaba ABD Irak’ta kimi devreye sokar?

Ve bunun sonuçları ne olur?

Suriye’deki Badiye çölü değil, Hemrin dağları, Cezire çölü, Musul, Selahattin, Anbar, Diyala, Süleymaniye, Kerkük, tartışmalı bölgeler sessiz sedasız kaynıyor. Deash ve YPG/PKK sunulacak fırsatları, Deash ve YPG/PKK’yı kullanacak olanlar da şartların olgunlaşmasını bekliyor.

Saygılarımla…